GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:18.04.2012

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, bu yasayla birlikte yeni bir fırsat siyasetinin örneğini hep birlikte yaşıyoruz. Çok açık bir şekilde mağdur edilmiş ya da işgalci yerine konulan orman köylülerinin durumuna el uzatmak adına yeniden yağmanın, rantın, yolsuzluğun önünü açacak bir yasa ve biz bütün halk güçleri olarak buna karşı mücadele etmemiz gerekir. Ne yazık ki, BDP dışında muhalefet partileri de bütün bu yasanın eksiklerine, açıklarına eleştiri getirerek ama desteklemek beyanında bulunmuşlardır.

Bu yasayla birlikte aslında Hükûmet eliyle yeni bir insanlık suçu işleniyor demek yanlış olmayacaktır. Tabii, adı bize her zamanki gibi şirin gözüküyor yani destek, kalkındırma, bir sahip çıkma şeklinde ama adı başka, niyeti başka, söz başka, başlık başka. 17 bin orman köyünde yaşayan 9 milyonu ilgilendirdiği söylense de aslında bütün ülkenin geleceğini tehdit etmekte. Çok açık, orman alanları tahrip edilmekte, talan edilmekte, ekosistem ciddi bir saldırıyla karşı karşıya bırakılmakta. Bu konuda en çok söz söyleyebilecek emek örgütleri, meslek örgütleri, orman köylülerinin kooperatifleri, ormanlara sahip çıkma platformunun dedikleri, eleştirileri, önerileri dikkate alınmamıştır. Amaç köylüyü desteklemek, yeni orman alanları oluşturmak değil, bakanlık eliyle yandaş belediye ve bazı müteahhitleri kalkındırmak, onlara ucuz arsa temin etmektir.

Şimdi, kamusal varlıkların satış ve özelleştirilmesinde sıra orman, tarım arazilerine gelmiştir. Gelirlerin yüzde 90'ının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından afet işlerinde kullanılacağı, kentsel dönüşüm içinde değerlendirileceği söylenmektedir ama buna da güvenmek mümkün değil. Biraz önce Hükûmet partisinden grup başkan vekili ormanlar üzerinde 75 milyonun hakkını 75 milyona teslim etmek adına bu çabalar içerisinde olduklarını söylemekte ama keşke buna inanabilsek. Ne yazık ki böyle bir sicil, böyle bir geçmiş ortada yok. Dolayısıyla bu yasayla orman işgalleri ve kıyı yağmacılığı şeklindeki yasa dışılığa yasallık kazandırılmakta, âdeta teşvik edilmektedir.

Burada önergeyle birlikte satış miktarının da artırıldığını öğreniyoruz. Yoksul orman köylüsü tarım arazilerini yüzde 70 bedel karşılığı nasıl satın alacak? Yani bunun adına "destekleme" nasıl diyebiliyorsunuz? Aslında, orman köylüleri için yeni tarım alanları açmak değil, bulundukları alanlardan, sırf bu satın alamama nedeniyle kovulmaları söz konusu olacaktır. Düşünebiliyor musunuz, yoksul orman köylüsüyle bu kıyıları yağmalamış olan lüks işletme, konut ve ticari işletme sahipleri aynı muameleye tabi tutulacak.

Tabii, bir de bilime ne kadar bu yasada yer veriliyor, değer veriliyor? Bu da son derece önemli. Bilimsel gerçekler çarpıtılmakta. Orman mühendisleri örgütleri söylüyor? Yani "yararı olmayan orman alanları" diye bir kavram olabilir mi? Yararı olmayan orman alanları; bundan söz edilemez. Dolayısıyla tarım yapılması mümkün olan yerin orman yapılamamasından da söz edilemez. Doğa düşmanlığı ve rant sevdası el ele olunca, amaç satmak ve rant olunca her şey mübah. Sayın Bakan burada, daha önceden de kendisine soru olarak yöneltmiştik, bilim çevrelerine Hükûmet ve bakanlar eliyle çok açık bir saldırı var. Geçenlerde bir gazeteyi ziyaret ettiğinde verdiği demeç bunun bir devamı şeklinde. Buna bir açıklama getirmek gerekir. Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Beyza Üstün'e? Yani bu insanlar halk adına, bilim adına ülkenin toprağını, suyunu, deresini, yaşam alanlarını savunuyorlar, buna uygun açıklamalar yapıyorlar ama bunlar, işte, enerji şirketlerinin ortaya saldığı birtakım kişiler olarak iddiada bulunuluyor, tehdit ediliyor, bilirkişiler kontrol altına alınmak isteniyor.

Şimdi, değerli milletvekilleri, istenirse 2/B alanı yeniden orman olarak korunabilir. Çünkü 410 bin hektar alanın 22 bin hektarı yapılaşmış durumdadır ama niyet yok ve çok açık, orman kadastrosu bitmeden de bu yasa çalışması getirilmiştir. Aslında, bütün yasalarda olduğu gibi kaptıkaçtı mantığıyla hareket edilmekte, açıkça rant ve seçim hesaplarıyla hareket edilmektedir. Tarım arazileri tehdit altındadır. Biz, bütün halkımız, bütün emekçiler bu yağmaya, bu ranta karşı ülkeye, tarım alanlarına, ormanlarına sahip çıkmak durumundayız.

Anayasa'yı delmek âdetten oldu. Bu yasada da Anayasa delinmektedir, 169, 170'inci maddeler ormanların korunmasına dair. Kanun önündeki eşitlik prensibi delinmektedir. İdarenin eylem ve işlemlerine karşı dava açma hakkı ortadan kaldırılmaktadır.

O nedenle, bu yasa geri çekilmelidir diyorum, saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) - Karar yetersayısı Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tüzel.