| Konu: | HATAY'IN REYHANLI İLÇESİNDE YAŞANAN SALDIRILARA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 14.05.2013 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ADEM YEŞİLDAL (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bugün acı bir konuyu hep birlikte görüşüyoruz. Hazırladığım bir konuşma metni vardı ama artık konuşma metninden konuşmama kararı aldım. Çünkü olayın olduğu ilk andan itibaren halkımızın acısını, orada, yaşanan o vahşeti, insanımızla, gittik, birlikte yaşadık, acılarını paylaştık; bire bir, her gün, her sabah, her gece taziyelerinde birlikte olduk, hastalarının şifa bulması konusunda onlarla birlikte hareket ettik.
11 Mayıs Cumartesi günü, değerli milletvekilleri, saat bir buçuğu geçe, Reyhanlı Belediyesinin hemen yan tarafına konulan bir bombalı araç patlatıldı. Daha enteresan olanı değerli milletvekilleri, bu patlamadan yedi-sekiz dakika sonra yani ilk patlamanın etkisiyle insanlarımızın olay mahalline doğru yönelmesi beklenerek -altını özellikle çiziyorum, vahşetin ve aymazlığın, caniliğin boyutunu daha iyi anlamamız açısından bunu vurgulamam gerekiyor- yedi sekiz dakika sonra çarşı merkezinde ve belediye istikametine doğru yerleştirilen 2'nci bombalı araç da infilak ettiriliyor. Burada yaşanan tabloyu, "kalleşçe, kahpece, alçakça..." Bu tür cümleleri kullanmakla aslında ifade etmek bile çok zor, bu kelimeler bile kifayetsiz kalıyor. Renk, yaş, tahsil, mezhep ayırımı yapmaksızın orada insanlar katledildi. Bugün itibarıyla 51 insanımız şehit oldu, orada öldürüldü, yaralılarımız var, detaylı bilgiler verildi, kimliği tespit edilmeye çalışılanlar var; inşallah yarın itibarıyla kimlik tespit işlemleri bitmiş olacak. İnsanımızın taziyelerini hep birlikte orada yaşamış olduk.
Tabii, ilk andan itibaren devletimizin bütün imkânları, başta Başbakan Yardımcımız, İçişleri Bakanımız, Sağlık Bakanımız, Adalet Bakanımız, tüm milletvekillerimiz, muhalefetin de milletvekilleri, koşup insanımızın acısını paylaşma konusunda orada bir birliktelik sergilendi. "Devletimizin tüm imkânları seferber edildi." dedik, başta ambulanslar, olmak üzere, yer ambulansları, hava ambulansları, hastalarımızın hastanelere sevkini süratli bir şekilde yaptık.
Tabii buradan, muhalefet temsilcilerinin "Devlet orada yoktu." gibi bir cümlesini en hafif ifadesiyle haksızlık olarak görüyorum, bunu bu şekilde ifade etmemek gerektiğini ben buradan özellikle vurgulamak istiyorum. Hiç değilse hepimizin ortak acısı olan böyle bir günde, insanımızın, özellikle grup başkan vekili düzeyindeki insanların doğruları ifade etmesi gerektiğini ifade ediyorum.
Devletimizin güvenlik birimleri de işbaşındaydı, süratli bir soruşturmayla ve operasyonlarla failleri ve iş birlikçileri gözaltına almış bulunuyorlar.
Aslında olay, çok net bir şekilde, sabit bir şekilde ortaya konuldu. Bu eylemin arkasında Suriye'deki rejim var ve maalesef içimizdeki iş birlikçiler var; bunu göz ardı edemeyiz arkadaşlar, halkımızın önüne koymak durumundayız. Antakya'da, Reyhanlı'da ve çevre ilçelerde dezenformasyon yapıldı.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Olayı hafifletiyor mu?
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Tabii ki hafifletmiyor ama bu gerçeği ortaya koymamız lazım.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Ne fark eder?
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Arkadaşlar, sanki, insani amaçlarla misafir ettiğimiz, orada kucak açtığımız, zulümden kaçan Suriyeli sığınmacılar bu işin sebebiymiş, müsebbibiymiş, failiymiş gibi muameleler yapılmak istendi. Bu da insafsızca bir dezenformasyon olarak maalesef hayata geçirilmek istendi.
Terörün de hedefi, bildiğiniz gibi, insanımızı birbirine düşürmek, dezenformasyon oluşturmak, huzur ortamını bozmak, kaos oluşturmak. İnanın, bütün bu söylemler, terörün esas hedefi olan bu amaca ulaşmasında ancak ve ancak terörün değirmenine su taşımak anlamına gelir. O yüzden, özellikle sorumluluk mevkisindekilerin, bir kez daha, bir Hataylı olarak, yüreği yanmış biri olarak buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum, sorumluluk mevkisindeki insanların burada daha dikkatli beyanatlar vermesi gerekiyor.
Bakınız, üzülerek müşahede ettiğim bir husus -buradan isim zikretmeyeceğim- milletvekili düzeyinde, daha olay tazeliğini korurken "70'ten fazla ölü var, 200'den fazla yaralı var, bunların çoğu da ağır yaralı. Ölü sayısı 100'ü, 150'yi geçebilir." gibi televizyonlara bağlanıp beyanatlar verdiler. Bunun neresi insaf, neresi izan ya da topluma ne kadar faydası var bu tür beyanatların? Özellikle vurguluyorum, sorumluluk mevkisinde olanların daha dikkatli adım atmasını ben buradan istirham ediyorum bir Hataylı olarak.
Tabii, Reyhanlılı kardeşlerimiz bu kışkırtmaların hiçbirine gelmedi. Buradan, Meclis kürsüsünden, Reyhanlılı kardeşlerimizin yaşadıkları bütün acılara rağmen ortaya koydukları metaneti ben bir kez daha saygıyla selamlıyorum, Allah onlardan razı olsun diyorum. Orada bir galeyana mahal bırakmadılar, acılarını yüreklerine bastılar, provoke etmek isteyenlere de "Susun, acımızla bizi baş başa bırakın." dediler. Son derece metanetli Reyhanlılı kardeşlerim ve Reyhanlılı kardeşlerimiz bu olayla ne yapılmak istendiğini de gayet iyi biliyor ve asla bu oyunlara da gelmeyecek, bunu da açık ve net ifade etmek istiyorum.
Reyhanlı'nın seçilmesi de tesadüf değil arkadaşlar çünkü bu süreçte orada rejimin ortaya koyduğu mezalime karşı dik duruş sergileyen bir ilçedir. İlçelerimizin tamamı bu konuda dik duruş sergiledi ama bu konuda bir ekmeğini oradaki mazlum sığınmacılarla, kardeşlerimizle paylaşan ve yüreğini ortaya koyan Reyhanlı'mız da bu özelliğinden dolayı seçildi arkadaşlar. Hiç değilse bu kadar, hepimiz için sıkıntı olan, ülkemizin geleceği için de sıkıntılar oluşturacak bu tür eylemler karşısında, arkadaşlar, ortak bir tavır belirlemeliyiz.
Buradan muhalefet temsilcileri de benden önce grupları adına konuştular. Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili -kendisi Hataylı olur, çok da değer verdiğim bir insandır- Sayın Şandır buradan bir sürü şeyler ifade etti. Tabii ki eleştiri hakkını da en derinine kadar kullanması gerekiyor demokrasinin gereği ama bir tek çözüm önerisi yok. "Sığınmacılara iyi muamele ediyorsunuz, onları ağırlıyorsunuz, baş tacı ediyorsunuz, biz de bundan memnun oluyoruz." diyor. "Emniyet, güvenlik görevlileri işini çok iyi yapıyor ama bu patlama oldu." diyor. Kendi içinde çelişen cümleler var. Peki, çözüm önerisi ne? Çözüm önerisi yok.
CELAL ADAN (İstanbul) - Ne çözüm önerisi?
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Öbür taraftan, on dakikalık...
CELAL ADAN (İstanbul) - Ne çözümü, ne?
OKTAY VURAL (İzmir) - Neyi çözüyorsun sen, Reyhanlı'da ölenlerin neyini çözüyorsun?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Sayın Şandır, on dakikalık konuşma süreniz boyunca ne olayın faillerine...
OKTAY VURAL (İzmir) - "Çözüm önerisi." diyor ya!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - ...ne olayın faillerine ne de Esad rejimine karşı tek kelime etmemeniz, bu kürsüden tek bir cümle etmemeniz Reyhanlı halkının yüreğini dağlamıştır. Bunu açık ve net ifade ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunu açık ve net ifade ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) - Orada insanlarımız öldü. Silahları verenler eli kanlı insanlardı.
BAŞKAN - Sayın Vural, lütfen...
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisi temsilcisine gelelim.
CELAL ADAN (İstanbul) - Ayıp, ayıp!
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - "Devlet bizi yalnız bıraktı." dediniz. Koskocaman bir yalan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Senin çözümün ne, bir söyle bakalım.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Biz Reyhanlılı kardeşlerimizle birlikte oturduk ağladık, kucaklaştık, acılarını paylaştık. Başbakan Yardımcımız, İçişleri Bakanımız, Sağlık Bakanımız, Adalet Bakanımız, ilk andan itibaren...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Senin çözümün ne?
REFİK ERYILMAZ (Hatay) - Engel olacaksınız engel.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Refik Bey, hele sen hiç konuşma, sen otur.
REFİK ERYILMAZ (Hatay) - Engel olacaksın.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Refik Bey, sen otur, sen otur ve söylemlerine dikkat et! Toplumsal barışımıza hizmet etmiyorsun. Buradan açık ve net söylüyorum size.
REFİK ERYILMAZ (Hatay) - Bölgeyi kaosa sürüklediniz.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Biz, Hatay'ın geleceğini düşünmek durumundayız, Türkiye'nin geleceğini düşünmek durumundayız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) "Provokatif söylemlerden uzak durun." diyorum size.
REFİK ERYILMAZ (Hatay) - Sorumlu sizsiniz.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Evet, buradan Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekilinin "Devlet bizi yalnız bıraktı." söyleminin koskoca bir yalan olduğunu altını çizerek söylüyorum. Devletimiz ilk andan itibaren oradaki aziz milletimizin yanındaydı.
Tabii, burada başka şeyler de ifade edildi, "Kuşkulanıyoruz emniyetin, istihbaratın operasyonundan. Ne kadar çabuk buldunuz? Böyle bulunur mu?" diye birtakım ifadelerde bulundular. Bakın, bu ifadeler, en hafif ifadesiyle, en hafif ifadesiyle tabir ediyorum, rejimi ve bu işi yapanları aklama girişimidir; açık ve net, onları masum bir koltuğa oturtma girişimidir. Böyle bir insafsızlık olur mu? Emniyet, istihbarat güçlerimiz konunun üzerine kararlılıkla gidecek ve faillerini, iş birlikçilerini yakalayacak, siz de Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsünden "Buna inanmıyoruz." diyeceksiniz. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) - İster kabul et, ister kabul etme.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Ne anlatıyorsun ya! Ne anlatıyorsun ya!
BAŞKAN - Sayın Yeşildal, bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
"Herkes biliyordu." diyor Sayın Grup Başkan Vekili, "Bu bombaların patlayacağını herkes biliyordu." Öyle zannediyorum ki Cumhuriyet Halk Partisinin kadrosundakiler biliyordu çünkü sık sık onlar rejime adam gönderiyorlar, temsilci gönderiyorlar, bilgi alışverişinde bulunuyorlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Esad'la ailece tatili sizinkiler yaptı Beyefendi.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Buradan son olarak şunu söylüyorum: Değerli kardeşlerim, bakınız, Reyhanlı'ya bir ateş düştü, orada masum yavrular şehit oldu. (CHP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Reyhanlı'ya ateşi düşüren sizsiniz. Saddam'a "kardeş" diyen sizsiniz. Esad'la tatil yapan sizsiniz. Esad'a "kardeş" diyen sizsiniz.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Hiç değilse böyle bir günde millî bir duruş sergilemenizi bekliyor milletimiz, hiç olmazsa böyle bir günde millî bir duruş sergilemenizi bekliyor milletimiz, onu açık ve net söylüyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Esad'ın ailesiyle tatil yapmadınız mı? O ortamı siz yaratmadınız mı? Terör örgütlerini Türkiye'ye siz getirmediniz mi?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Bir taneniz çıkıp orada rejimi ve bu işi yapanları açık açık kınayamadı, adını bile ağzına alamadı, açık ve net söylüyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Esad kimin kardeşiydi, Esad?
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Oradaki diktatör rejimin adını bile ağzınıza alamadınız, Genel Başkanınız dâhil ağzınıza alamadınız.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Esad'ın kardeşi kim? Esad'ın kardeşi kim? Esad'la tatil yapan kim?
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) - Hatay'a geldim, "Siyaset yapmayacağım." dediniz, kralını yaptınız siyasetin. Bunu bile fırsatçılığa çevirdiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)