| Konu: | TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 3 |
| Tarih: | 03.10.2012 |
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Katılsalardı şaşardık zaten.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, sendika tanımında sendikaların adına uygun bir tanımlama getirmek gerekiyor ve ülkemizin gerçekliğine bakıldığında sendikalar, gelir adaletsizliğine, emek sömürüsüne, yoksullaşmaya, iş cinayetlerine, işten atmalara bunlar gibi birçok sermaye saldırısına karşı örgütlü yanıtın adıdır elbette ki.
Özellikle ekonomi dediğimizde, peş peşe gelen zamlar ve tabii ki sermayenin artan kârları, bunun karşısında yoksullaşan emekçi tablosunu değiştirmenin adıdır tabii ki sendika ama bizim ülkemize baktığımızda sendikaları kurması, üye olması, büyütmesi gereken işçiler âdeta sendikadan korkar hâle getirilmiştir. Kimdir bunun sorumlusu? Elbette patron ve sendika bürokratları el birliğiyle bunu başarmıştır.
Kocaeli'de tanıştığım, bir toplantıda tanıştığım işçi, 4 milyonuncu Ford ürününü tezgâhtan indiren işçi ne diyor? İşten atılma ve sendikalaşınca sahip çıkılmama korkusunu yaşıyor, öncelikle bu. İkincisi de bu işçi, metal işçisi en az rapor alan, en uzun ve verimli çalışan işçidir. Türkiye işçisinin sicili ve karakteri budur.
İşte, Başbakanın yetiştirmek istediği, bütün bu vahşiliğe ses çıkarmayacak, itaat edecek, ecdat bilincine sahip, dindar bir gençlik ve işçi kuşağıdır. Bu yasada, işte, bütün bu sinsi hesapların örtüsü yapılmak istenmektedir. Aslında sermaye sınıfı da ve onun Adalet ve Kalkınma Partisi gibi politikacıları da bilirler ki emek gücü olmadan, emekçi olmadan üretim olmaz. Ama şunun da bilinmesi gerekir ki, bu şekilde sınıfı ve sendikalarını yasalara da hapsedeceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Tabii ki işçi sınıfı da önüne getirilen bu yasadan bilmelidir ki, kendisinin bu saldırılara karşı mücadelede birleşeceği, örgütleneceği güçlü sendikalar da bu tarzda yasalarla olmayacaktır. Sendikalar, işçi sınıfımızın mücadelesinin eseri olacaktır. Güçlü sendikayı işçiler yaratacaktır, bu tarzda düzenlenmiş yasalar değil.
Demin sözlerimi tamamlarken işaret etmiştim, Sayın Bakan sanal olan rakamlardan, sanallaşmış rakamlardan söz ediyor ama ülkemizde sendikalaştığı için, sendikal mücadele içerisinde olduğu için, hak aradığı için işten atılanlar bizim gerçekliğimizdir. Ankara'da Togo işçileri, İzmir'de Billur Tuz işçileri, İstanbul'da tekstil, Teksim işçileri, bütün bunlar -sayıları on binlerce olan işçiler- aslında Bakana yanıt vermektedir. Şimdi, "Bu yasa 75 milyonun yasasıdır, Faruk Çelik'in yasası değildir ." denmekte ama değil 75 milyon, işçinin dahi, bu hayatı var eden, bu halkı geleceğe taşıyan işçilerin yasası falan değildir. Aslında tipik, bugüne kadar çıkmış, geçen yasama döneminden bugüne çıkmış bütün yasalar gibi AKP Hükûmetinin, çalan çırpan, ranttan ve yolsuzluklardan kazanan, halkın emeğini sömürme üzerinde bir düzen kurmuş, bu düzeni sürdürenlerin aslında geleceğini koruyan bir yasadır.
Şimdi, Sayın Bakan diyor ki: "Emeğe, emeğin aleyhine olacak hiçbir düzenlemeye imza atmayız." Peki, o zaman sormak gerekir -işçilerin topluca işten uzaklaştırılmasının adı olan lokavt- lokavtı grevle birlikte düzenleyen bir yasa nasıl emeğin, emekçinin yanında olur? Bugün çok açık bir şekilde şunu söylemeliyiz, Meclis kabul etmeli ki, lokavt bir suçtur ve yasaklanmalıdır. Ama şimdi bu düzenleme, lokavt, işte, tarafsızlık adına, bütün toplumsal kesimleri korumak adına burada gözetilmektedir.
Sendikaların grev hakkını bir arada, kopmaz bir şekilde, ilkesel bir yaklaşımla koruması önemli ama burada bu yasayla birlikte yetki prosedürleri, toplu iş sözleşmesi prosedürleri, grev prosedürleri, buraya devletin, kamunun müdahalesi, buradaki yasaklar, buradaki ertelemeciler ve getirilen binbir türlü prosedür âdeta bu hakkı kullanamaz, bu özgürlüğü, bu örgütlenme hakkını kullanamaz hâle getirmiştir. Dolayısıyla, biz, geçen dönemden bildiğimiz genel sağlık, millî güvenlik benzeri gerekçelerle?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (Devamla) - ?lastik işçilerinin, belediye işçilerinin grevlerinin yasaklandığını unutmadan haklarını koruma doğrultusunda işçi sınıfımız bir mücadele verecektir bu çıkartılacak yasalara rağmen. Bu yasaları da çiğneyip geçecek ve buradan da AKP Hükûmetine karşı hakkını koruyacaktır.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Tüzel, teşekkür ederim.