GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:3
Tarih:03.10.2012

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle Suriye Akçakale'de 5 yurttaşın ölümü nedeniyle ben de başsağlığı diliyorum. Tabii, Meclis Başkanı Suriye Hükûmetini kınamaktan söz etti, Suriye'yi kınayalım ama sonuç itibarıyla Suriye'yi bu kaosa, karmaşaya yol açan emperyalist planlar ve bu planlara bağlanmış bir AKP politikası var. Aslında bundan ders çıkartmak ve bu hatadan dönmek gerekiyor.

Sözlerime başlarken doğrudan işçi sınıfımızı ilgilendiren bir yasayı görüştüğümüz için Türkiye işçi sınıfını selamlamak istiyorum ve on yıldır beklenen bir yasadan bahsediliyor ve bu yasanın özellikle yetkileri bekleten bir bakanlık düzenlemesi olarak aslında Türkiye işçi sınıfına ve emekçilerine âdeta bir şantaj yasası sendikal güçlere bir dayatma olarak da çıkartıldığı bugün görülüyor.

Şimdi "Toplu İş İlişkileri Kanunu" diye tasarı önümüze geldi ama tepkiler üzerine adı değiştirilmesi düşünülüyor. Diğer, şimdiye kadar çıkmış yasalarda olduğu gibi bu da neoliberal piyasa kavramlarının kullanıldığı, ihtiyaç duyulduğu bir düzenleme. Adı sendikalar ve toplu sözleşme yasası olarak düzenlenmiş olsa bile sadece adı değişmiş olacak, içeriği değişmiş olmayacak. Sosyal diyalog, esnek çalışma, güvenceli esneklik, bir sürü benzeri kavramlar aslında işçi sınıfımıza benimsetilmek isteniyor. Aslında AKP İktidarı ve bugünün kapitalist sermaye düzeni, adı olan ama faaliyeti olmayan, bir hak mücadelesi olmayan sendikalar istiyor çünkü sermaye sınıfının aslında işçi sınıfından alacağı da, işçi sınıfından korkuları da bitmemiştir ve bu yasa aslında bunun eseridir. Toplumlar mücadelesinin iki gücün -emek adına işçi sınıfı, sermaye adına burjuvazi- aslında kapışmaları ve mücadelesi devam ediyor. 12 Eylülle hesaplaşma üzerine çokça duruldu, duruluyor. Darbecilerin kapattığı ve sonradan da kısıtladığı sendikaları, aslında AKP Hükûmeti kendisine bağlamak ve bugünün neoliberal ihtiyaçları açısından kontrol altına almak istiyor. Nedir bu neoliberal ihtiyaçlar? Kamunun tasfiyesi, özelleştirme, esnek çalışma. Bütün bunlara boyun eğecek, biat edecek bürokratik bir sendikacılığı da bu yasayla düzenlemek ve getirmek istiyor.

Aslında 12 Eylülün asıl hedefi işçi sınıfı ve onun örgütlü gücü sendikalardı, şimdi de AKP Hükûmeti bunu hedef hâline getirmiş durumda. İşte bunun en yakın örneğini biliyoruz ki bugün 127'nci gününü yaşayan hava-iş kolunda örgütlü işçilerin işten atılması. Neydi? Bir gecede korsan taksiyle mücadele adına çok açık bir şekilde grev yasağı getirildi yani birçok sermaye gücünün cesaret edemediğini AKP bu ustalık döneminde cesaretle yaptı.

O nedenle bizim sözümüz ve uyarımız aslında ekmek davasına, her gün hayatını riske sokarak işe giden işçilere ve işçi olmaya mahkûm edilmişlere yani alışveriş merkezlerinde kor olan madenlerde, maden cinayetlerinde toz olan, gölde buz olan işçilere, onların bu yasayı, kendileri için çıkartılmak istenen bu yasayı izlemeleri ve takip etmeleri gerekiyor. Ortada olan nedir? Parlak laflar ve vaatlerin ardında kopkoyu vahşi bir sömürü çarkıdır. Taşeron uygulamaları, esneklik, uluslararası istihdam sözleşmesi ve güvenceli çalışma, istihdam dostu büyüme lafları arkasında işte böylesi bir saldırı peş peşe gelmektedir.

Aslında Hükûmet yine, bir kez daha bu yasada da fırsat siyasetini göstermiştir. Çokça şikayet konusu olan bu mevcut Sendikalar Kanunu değişsin talebini fırsata dönüştürmekte gecikmemiştir. Aslında sendikaları yaşatma ve yenileme değil, tam anlamıyla sendikaları gömmenin yasasıdır ve ne yazık ki bu sendikaların arkasından da "iyi bilirdik" diyebilecek bir durum söz konusu değildir ama bu yasa vesilesiyle de sendikalar kendi eksiklerini gözden geçirecektir. Evet, sendikalar gömülmektedir, devam etmekte olan barajlar nedeniyle, burada da ifade edildi, birçok sendika yetki kaybıyla tarihe karışacaktır. Aslında burada Sayın Bakan rakamlardan ama bu rakamların sanal yönünden söz etti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (Devamla) - Evet, sanal ama sendikalaştıkları için işten atılan işçiler de bu ülkenin gerçeğidir. Bunları bizler de hatırlatmak ve değinmek istiyoruz. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Tüzel.