| Konu: | YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 129 |
| Tarih: | 01.07.2012 |
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; evet, bir gece sabaha kadar uyumadan burada görev yaptık ve şimdi sabah saat yediyi yirmi geçe yine birlikteyiz. Bu çalışma koşullarını buradan kınamak istiyorum. Bu, sağlıksız bir çalışmadır. Değerli arkadaşlarım, bu ülkeye bir şeyler vereceksek öncelikle çalışma koşullarını düzenlememiz gerekiyor. Buradaki bu gidiş iyi bir gidiş değil. Buradan defalarca söylüyoruz ama maalesef, bütün sözlerimiz bir duvara çarpıp geri geliyor gibi hiçbir şekilde dikkate alınmıyor ve AKP bizimle hiçbir konuda uzlaşmıyor, uzlaşmamayı da bir ilke olarak götürüyor.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de temel sorunlarımızdan bir tanesi adalet sorunudur. Adalet, ekmek gibidir, eğer fırında fazla kalırsa yanar, fırından çabuk çıkarsa ekmek gibi çiğ kalır. Şimdi, birikmiş olan dosyaların Adalet Bakanlığı tarafından hızla eritileceğine ilişkin bir sevinç çığlığını duyuyoruz. Bu doğru değildir, bu gidiş iyi bir gidiş değildir. Sadece dosyaları eksiltmek yeterli değildir, adaletin sağlanması lazım. Adaletin sağlanması için de yargıçların tarafsız, güvenlik içerisinde, adil olmaları lazım ama ne yazık ki Türkiye'de adalet gittikçe bozuluyor.
Değerli arkadaşlarım, özellikle Silivri Cezaevinde kurulmuş olan mahkemelerin yargılamasının artık bir işkence hâline geldiğini görmekteyiz. Cezaevinde güvenlik bir yana, fakat insanlar eşya gibi muamele görüyor, burada korkunç bir yalnızlaştırma var ve şunu söylüyor oradakiler: Hani biliyorsunuz bir deyim var "Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin." diye ve onlar da şöyle diyorlar: "Allah hiçbir ülkeyi yargıyla terbiye etmesin."
Değerli arkadaşlarım, sanıklardan Yalçın Küçük soru soruyor, soru sorma hakkı yargıç tarafından tanınmıyor, "Benden korkuyorsunuz Sayın Yargıç, bana söz vermiyorsunuz." diyor, yargıç bu sözleri üzerine kendisini on altı oturum oturuma gelmeme cezasıyla cezalandırıyor. Bunun üzerine diyor ki: "Burası infaz mangası gibi oldu." Bunun üzerine yargılamanın sonuna kadar tüm oturumlardan men cezası alıyor.
Değerli arkadaşlarım, "Burada artık adalet yok ve işkence ede ede verilmiş bir hükmün infazı var." diyor oradaki sanıklar.
Değerli arkadaşlarım, Mustafa Balbay'ın size birkaç sözünü ileteyim: "Gizli tanıklar, sanki duruşmada değiliz ve gizli bir yerden sürekli üzerimize ateş ediliyor gibi. İtiraz ediyoruz, mahkeme `Durun bakalım, isabet ettiğine daha sonra bakarız, edip etmediğini bir görelim.' diyor. İddianame çarkıfelek gibi, kimi vuracağı belli değil. İddianame bir gün sizi de vurabilir." diyor.
Değerli arkadaşlarım, mahkemeler kendisi usul üretiyor, kendisine yetki verilmesine "Yetkili mahkemeler bunlar." diyorlar.
Değerli arkadaşlarım, bir sanığın kendisini suçlayan kişiyi tanıma hakkı vardır. İngiltere de bu ilkeyi getirmiştir. Burada gizli tanıklık sistemi artık adaletsizliğin en uç boyutudur. Maalesef Silivri'de görülen davalarda artık hukukun, yargının olduğunu söylemek mümkün değildir. Türkiye gerçekten hukuk devleti olmaktan tamamen çıkmış durumdadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜRKUT ACAR (Devamla) - Bugün kabul ettiğimiz bu özel yetkili mahkemelerde de buraya, artık iyice dip noktasına doğru geldik. Diliyorum ki Türkiye bu adaletsizlikten en kısa zamanda kurtulur.
Hepinize saygılar sunarım.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.