| Konu: | YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 128 |
| Tarih: | 30.06.2012 |
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 16'ncı madde üzerinde söz almış bulunuyorum.
Bu maddede bizim aslında çok büyük bir değişiklik isteğimiz yok. Maddenin tümüne genellikle katılıyoruz.
Değerli arkadaşlar, bu vesileyle adaletle ilgili bazı düşüncelerimi size aktarmak istiyorum. Hafızamız çok zayıf, toplumsal hafızamız çok zayıf ve uzun zamandır yargı ile AKP'nin ve iktidarın çatışmasını anımsatmak istiyorum. Uzun yıllardır AKP İktidarı yargıyı engellemiştir. Geldiği günden bugüne kadar yargıyı ilan etmiştir. Sayın Başbakanın ve AKP'nin milletvekillerinin birçoğunun yargıya karşı yıllardan beri sarf ettikleri sözleri burada söylemek istemiyorum, çok ağır sözlerle saldırdılar. Yıllardır yargının verdiği kararları yerden yere vurdular ve son yıllarda da giderek memnuniyetlerini, "Allah verdikçe veriyor." dediklerini görmekteyiz.
Değerli arkadaşlar, hatırlarsanız, 250 üyeli Yargıtayın 23 üyesi boşalmıştı, 96 üyeli Danıştayın 9 üyesi boşalmıştı. Yani Yargıtayın ve Danıştayın yüzde 10'luk kısmı boşaldığı hâlde ve yasaya göre iki ay içerisinde seçim yapmak gerektiği hâlde iktidar olarak siz bu seçimi yaptırmadınız ve Adalet Bakanı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu aylarca toplamadı. Aradan dokuz ay geçti, dokuz ay sonra Yargıtay Başkanı kalktı bir açıklama yaptı, dedi ki: "Dosyalar birikiyor, yargı engelleniyor." Patlama noktasında bütün kamuoyunu ayağa kaldırınca bu sefer tayinler yapıldı ama o arada dosyalar birikti. Şimdi bu dosyaların eritildiğini belirterek Sayın Bakan bize müjdeler veriyor ama bu dosyaların birikmesine sebebiyet veren AKP İktidarının yargıyı engellemek için yapmış olduğu o geçmişteki çalışmaların bir ürününü görmekteyiz değerli arkadaşlar. Ve şimdi AKP bunu niye yaptı diye düşünüyoruz. Geçmiş dönemde bunu yapmasının sebebi şuydu: AKP kendi adamlarını Yargıtaya ve Danıştaya sokmak istiyordu. Bunların nitelikleri yeterli olmadığı için de oradaki yönetim direniyordu ama AKP'nin genel politikası şudur değerli arkadaşlarım: Hep özelleştirmelerde de aynı şeyi yaptınız; önce işlemez hâle getirip bozdunuz, engellediniz, sonra da dönüp halka "Görüyor musunuz, bu kurumlar çalışmıyor, bunları değiştirelim." dediniz. Nitekim bu engellemelerden sonra gittiğimiz referandumda 22 maddenin arkasına saklayarak bir yargı ele geçirme programı yaptınız ve bunu da başardınız, tebrik ediyorum. Bu şekilde de işte, şimdi yeni uygulamalarını görüyoruz. Deniz Feneri davasının 3 savcısını birden görevden alıyorsunuz. Adalet Bakanlığı listesi çıkıyor ve bu listenin çıkmasıyla ilgili olarak da tarihe geçmiş bir kitap var. "Adalet Bakanlığı eşeği dikse ona oy veririm." sözü tarihe geçmiş bulunuyor. Böylece bir "eşekli adalet dönemi" başlamış oluyor. Değerli arkadaşlarım, bakınız, Demokrat Yargı Derneği Başkanı ve Beypazarı Hâkiminin yazdığı kitap tarihe geçmiştir ve orada durmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, sadece bu da değil, şu anda, Sayın Bakanın açıklamasıyla, Danıştayda 270 bin dosya var. Arkadaşlar, Danıştaya insanlar niye başvururlar, niye harç yatırırlar, niye giderler? Danıştay neyi yargılamaktadır? Danıştay idarenin hukuka aykırı fiillerinin hukuka uygun hâle getirilmesini sağlamaya çalışan bir yargı organıdır ama "270 bin tane dosya var." demek, biz 270 bin tane insanı buraya başvurmaya mecbur ettik demektir, 270 bin tane Türkiye'de idarenin yapmış olduğu tasarruf var ki insanlar buna karşı yargıya gidiyorlar demektir.
Değerli arkadaşlarım, inanın ki Adalet ve Kalkınma Partisi yanlış gidiyor, bu gidiş gidiş değildir. Ana dava devam ederken yirmi iki yıl hapis cezası veriliyor savunmadan dolayı. İnsanlara savunmadan dolayı tarihte verilmiş en büyük ceza Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde verilmiştir. Değerli arkadaşlarım, bu gidiş gidiş değildir. Adaletsizlik AKP İktidarını yok edecektir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Acar.