| Konu: | YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 128 |
| Tarih: | 30.06.2012 |
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
278 sıra sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın 1'inci maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi tekrar selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bakınız, biraz önce burada Adalet ve Kalkınma Partisi sözcüsü arkadaşlarımızdan birisi "Muhalefet böyle yapar, boş önergeler verir ve boş önergelerle zamanımızı alır." şeklinde bir değerlendirme yaptı. Buna tahammül edemedim ve yerimden konuşmak zorunda kaldım.
Değerli arkadaşlar, bakınız, eğer muhalefeti bu şekilde değerlendirirseniz bu rejimin ismi "demokrasi" değildir, olamaz. O nedenle, bizim buradaki söz haklarımızın kullanılmasına tahammül göstermek zorundasınız.
Değerli arkadaşlarım, bakın, Anayasa'ya aykırılıklar yapıyorsunuz, Anayasa'yı ihlal ediyorsunuz ve bu anayasaların konuluş sebebi dünyanın her yerinde, bütün anayasalar ve bütün idare hukuku sistemleri, sadece, kahredici bir güç olan hükümranlık gücünün sınırlandırılması için yapılır yani iktidarın, insanları, fertleri, kişileri ezmemesi için yapılır ve burada Anayasa'ya aykırılık bulunmaktadır. Ben, özellikle beş noktada bu maddeyle ilgili görüşlerimi açıklamaya çalışacağım.
Birincisi: Anayasa'ya aykırılık vardır değerli arkadaşlarım çünkü burada, tasarıda yer alan "İcra müdür ve icra müdür yardımcıları ile icra katiplerinin sınav, mülakat, görevlendirme, nakil, unvan değişikliği, görevde yükselme ve diğer hususları yönetmelikle düzenlenir." şeklindeki hüküm özlük haklarına ilişkin olmakla birlikte Anayasa'nın 128'e ikinci fıkrası hükmüne kesinlikle aykırıdır. Peki, 128'e ikinci fıkrası ne diyor? "Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atamaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir." Kanunla düzenlenecek bir işe siz "Yönetmelikle yapılır." diye madde koyuyorsunuz.
Şimdi söyleyin, yani muhalefet acaba boş laf mı yapıyor yoksa ciddi bir eleştiri mi getiriyor?
Değerli arkadaşlarım, bakınız, bir de buraya "sözlü sınav" koymuşsunuz. Sözlü sınavlar ne işe yarıyor? Size kısa ve öz olarak söylüyorum: Sözlü sınavlar AKP'nin her kademede, devletin her kademesinde örgütlenmesine yarıyor. Kendi adamlarınızı, kendi yandaşlarınızı kayırıyorsunuz, sözlü sınavlarda onları getiriyorsunuz.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Aynen, çok doğru!
GÜRKUT ACAR (Devamla) - Tebrik ediyorum, çok güzel yapıyorsunuz; kutluyorum sizi! Evet, onun için de Adalet ve Kalkınma Partisinin ismindeki "adalet"i kaldırmak lazım çünkü "adalet" diye bir şey bırakmadınız Türkiye'de.
Değerli arkadaşlar, ikinci olarak bu maddeyle ilgili, tasarıda "İcra ve iflas dairelerince verilen kararlar gerekçeli olarak tutanaklara yazılır." diyor.
Burada personel sayısının azlığını söylemek istiyorum. Değerli arkadaşlar, otuz dokuz sene ben fiilî avukatlık yapmış bir arkadaşınızım. İcra dairelerinde çalışma koşulları insafı aşacak ölçüde kötüdür ve yeterli eleman yoktur. O nedenle, bu "gerekçeli olarak yazılır" sözüyle, buradaki, eğer personel sayısının arttırılması birlikte yapılmazsa bu maddenin yazılmasının hiçbir önemi yoktur.
Üçüncüsü: Değerli arkadaşlar, bu maddede "Borçlunun bilinen en son adresine iadeli taahhütlü posta yoluyla meşruhatlı ödemeye davet yazısı göndermek zorundadır." şeklinde bir hüküm var. Bu da zaman kaybına yol açacaktır ve yapılacak ihtarname giderlerinden dolayı da alacaklılar mağdur edilecektir. Bu nedenle de bu düzenlemenin tasarıdan çıkartılması lazım.
Dördüncüsü: Tasarıda yapılan düzenlemeyle, haczedilemez malların kapsamının genişletilmesi, bu bağlamda menkul mal haczine neredeyse son verilmiş olması söz konusudur. Burada alacaklıyla borçlu arasındaki hak ve adalet dengesi alacaklılar aleyhine ciddi biçimde bozulmuştur. Bu durum, alacağını tahsil edemeyen yurttaşların hukuka ve devlete olan güveninin sarsılmasına neden olacaktır. O nedenle, burada yapılacak doğru düzenleme, ekonomik değeri malın satış ve muhafaza masraflarını karşılamayacak olan malların haczedilemeyeceği yönünde olmalıdır. Bu şekilde değiştirilmesini talep ediyoruz.
Değerli arkadaşlarım, tasarıyla getirilen bu beşinci noktada da "Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir." şeklindeki düzenleme gerçekçi değildir. Özellikle gayrimenkullerde, taşınmaz mallarda bu bir yıllık süre yeterli değildir. Çünkü burada, 100'üncü maddede yer alan bilgilerin toplanması, bilgilerin ilgililere tebliği ve diğer konular yeteri kadar zaman ayrılmaması sonucunu sağlayacaktır. O nedenle, bu maddenin de yeniden düzenlenmesi ve sürenin arttırılması lazım.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Acar, teşekkür ediyorum.