GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:125
Tarih:27.06.2012

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 302 sıra sayılı Teklif'in 1'inci maddesi üzerinde verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Önergedeki gerekçemiz, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesinde Sağlık Bakanlığına gerek olmadığı düşüncemizdir; işlerin, prosedürün biraz daha kolay olmasına yöneliktir.

Burada ifade etmek istediğim birkaç husus var:

Sayın Bakanım, biraz önceki sorumun aslında neyi kastettiğini, siz, tecrübeli  bir  eski  grup başkan vekili  olarak  biliyorsunuz. Bu hususlarda -enerji hususu, vesaire- ilgili komisyonlarına gelmeyen bir şeyin -şayet milletvekili ilgili olsa bile gündemden kaçırdığı zaman- ilgili komisyonunda görüşülüp görüşülmediğini nasıl öğrenecek? Birbiriyle alakasız, birbiriyle ilgisiz o kadar çok konu var ki. Ben, Sayın Recai Berber'in bu işi nasıl becerdiğine de hayret ediyorum. Yani, bütün problemler buna mı geliyor, bu bir teklif hazırlayabiliyor?

Şimdi, bu husus gerçekten üzüntü verici bir husus. AKP klasiği hâline geldi. Dönem sonuna geldiğimiz zaman birbiriyle alakasız, ilgisiz ne kadar birikmiş problem varsa ama "Bir tane de bizimki girsin içine de şu işi halledelim." babında bir kanun yapım süreci geçirmek gerçekten bizi üzüyor, bizi izleyen vatandaşlarımızı da üzüyor.

Şimdi, sizlerle konuştuğumuz zaman, Türkiye'nin çok iyi idare edildiğini, çok iyi yönetildiğini, her şeyin çok iyi olduğunu iddia ediyorsunuz. Sanki Alice Harikalar Diyarı'nda ama geliyoruz ki her şeyde bir problem var.

Şimdi, şunu aldığınız zaman? Biraz önce özellikle sordum kaç tane milletvekili, kaç tane komisyon? Bunları bir bilelim, bunlardan haberimiz olsun. Madem bunların Türkiye'nin en önemli sorunları olduğunu, tatilden önce mutlaka çıkması gerektiğini, olmazsa Türkiye'de gerçekten büyük kargaşa olacağını, böyle bir problemin olduğunu? Vatandaşa da bir şekilde ne yapmak lazım? Anlatmak lazım. Böyle bir his vermeye çalışıyorsunuz ama bu, Türkiye'nin işlerinin iyi gitmediğini gösteriyor.

Bakın, geçen dönemde komisyona 40 madde gelen bir teklif, daha sonra 250 madde olarak çıktı. Bu defa ne oluyor? 40 getirdiğinizi 60 olarak çıkartıyorsunuz. Ancak torba tasarılar ne yapıyor? Arka arkaya geliyor, bir öncekine benzemeden bölüm bölüm hâline getirmiş oluyorsunuz. Gerçekten bu, sıkıntılı. Böyle bir yola gitmek ülkenin problemlerini saklamak anlamına da geliyor sizin açınızdan ama ülkenin problemlerinin saklanılacak bir tarafı yok.

Biraz önce kırmızı plaka ihtiyacını Sayın Berber'e kim iletti; onu bilmiyorum. Denizli'nin Güney kazasındaki adliye kapalı, Denizli'nin Honaz kazasındaki adliye kapanıyor. Bu insanlar cebine para koyacak, emin olun? Güney'deki insan Buldan'a nasıl gidecek? Araba girmiyor, 3-4 kilometre aşağıda bırakıyor; elli, altmış, yetmiş yaşındaki insanlar nasıl gidecek?

Sizin, burada komisyon üyeleri olarak, milletvekilleri olarak böyle bir kırmızı plaka talebiniz ne hâle getiriyor bizi vatandaşın gözünde? Gerçekten üzüntü verici bir şey, "kırmızı plaka düşkünü"ne çıkıyor adımız, olur mu böyle bir şey? Siz bundan vicdanen rahat mısınız Sayın Bakan? Komisyon üyesi arkadaşlar da mutlaka rahat değil ama birtakım milletvekili arkadaşlar, kim istiyorsa onlar herhâlde sıkıştırıyorlar. Gerçekten, gelin, şu adliye meselesini falan çözelim. Niye böyle yapıyorsunuz? Yani sizin önünüzdeki meselelerin birçoğu vatandaşın birinci derecede önceliği değil. "Ahmet'e, Mehmet'e kadro, 6 tane YÖK'e kadro, 5 tane bilmem nereye kadro?" E, nereye gidecek vatandaş, adliyeye, öbür tarafa? Yaşlı insan, gidemiyor, fırsat bulamıyor.

Bunları iyi düşünmek lazım diyorum, hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Ayhan, teşekkür ederim.