| Konu: | ADALETE ERİŞEBİLİRLİĞE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 124 |
| Tarih: | 26.06.2012 |
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; adalete erişebilirlik üzerine söz aldım ve bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Esasen bugün söz alma nedenim, yüz kırk altı adliyenin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunca 15/6/2012 tarihinde 347 sayılı Karar'la kapatılması üzerine.
Beni esasen ilgilendiren husus, benim açımdan özel olan seçim bölgem Denizli'de Kale, Honaz, Güney ilçeleri adliyelerinin kapatılması. Daha sonra 22/6/2012 tarihinde yine aynı Kurul, kırk dört adliyenin kapatılma kararını iptal ediyor. Denizli ilinde Kale Adliyesinin kapatılması, diğer bir ifadeyle birleştirme kararı iptal ediliyor.
Bir haftada ne değişti, anlamak mümkün değil. Kapatacaksanız niye açtınız? Açacaktınız, niye kapattınız? Kale'de sivil toplum örgütleri iyi direniş göstermişlerdir. Diğer taraflarda da aynı şey olmuştur ancak siz istediğinizi düzeltiyorsunuz. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu, Adalet Bakanlığı, arka bahçesi gibi kullanır olmuştur, siyasi baskı vardır.
Amacım Hükûmeti tenkit etmek değil; Hükûmeti tenkit etmek olsaydı Sayın Bakana "Ali Dibo" derdim, vesaire derdim, tenkit edebilirdim ama burada insanların adalete erişimi engelleniyor. Siyasi baskı var. İnsanlar perişan hâlde. Birbirine düşmüş vaziyette siyasi partilerin Anadolu'daki, kasabalarındaki neleri? Temsilcileri.
Bakın ama ne var? Denizli'nin Güney ilçesinde, nereden bakarsanız bakın, bizim Gürbüz'ün oğlu nedir? Halit Gürbüz, Belediye Başkanı CHP'den, sizin yaptığınız işe karşı. MHP'den Ali Karbastı, Günay Dikici, onlar da karşı. Başka kim karşı? Paşalı Cevdet amcanın torunu, AKP'den İl Genel Meclisi Üyesi; o da karşı.
Yaptığınız işin doğru dürüst bir tarafı yok. İnsanları perişan ediyorsunuz. Honaz'da da benzer şeyi yaptınız. Niye bu mahkemeleri, adliyeleri, yüksek kurulları arka bahçeniz yapıyorsunuz? Gerçekten insanlar sıkıntıda.
Bakın, diğer illerde de benzer şeyler var. 200'e yakın ilçede bu hadiseyi yaptınız, insanlar perişan. Arkadan, bunu 140'a indirdiniz, 150'ye indirdiniz. Arkadan, vazgeçtiniz 40 tanesini tekrar birleştirmeye çalıştınız. Ne oldu? 102 tanesi kaldı aşağı yukarı. Peki, siz bu işi niye yaptınız? Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu Adalet Bakanlığı niye kandırıyor, aldatıyor? Bir hafta önce gönderdiği gerekçelerle, bir hafta sonra, on gün sonra gönderdiği gerekçeler aynı değil.
Burada, gerçekten, siz de sıkıntı içindesiniz. AKP'li bölge milletvekilleri de televizyonlara çıkıp "Biz bu işe karşıyız." diyorlar. Sizin yaptığınızın, Hükûmet olarak, iktidar olarak doğru bir tarafı yok. Bir hafta önce yaptığın yanlışı, bir hafta sonra düzeltiyorsan, bir yerde yaptığın haksızlığı "O haksızlığı düzeltiyorum." diyorsan, 150 yerden 100'ünde yaptığınız haksızlık niye kalıyor orada? Şimdi, gerçekten bu işler sıkıntılı.
Güney ilçesi, giderken Buldan'a, Denizli'ye yolun üzerinde araba indiriyor. İnsanların oraya gidecek bırak parası, takati yok. Nasıl gidecek de orada o işini görecek? Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Hangi işi hallettiğinizi sanıyorsunuz? Bunu kamuoyuna açıklamak zorundasınız. Telefon edildiğinde gerekçeniz değişiyorsa bu, adalet değildir. Zaten, sizin adınızda "adalet" var, yoksa siz adil değilsiniz, doğru iş yapmıyorsunuz, adil iş yapmıyorsunuz.
Bunların gerçekten düzeltilmesi lazım. Ben, vatandaşın problemlerinin dile getirilmesi için bu kürsüde bugün söz aldım. Bu işi düzeltmek zorundasınız, vatandaşa doğruyu anlatmak zorundasınız. Aksi takdirde, her ilçeye polislerle panzer göndermek zorunda kalıyorsunuz.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Ayhan.