GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:104
Tarih:09.05.2012

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, yurt dışında yaşayan Türkiyeli yurttaşların seçimlere katılabilmeleri için düşünülmüş bu düzenlemede yine Hükûmetin klasik oradaki yurttaşlarımızın sorunlarını çözmek yerine, orayı bir oy deposu olarak görme, böyle bir yaklaşımın izleri bu yasaya sinmiş durumda. Öncelikle bu yasanın mahzurlarına değinmek istiyorum hızlı bir şekilde. Çok açık, seçimlerin genel, adil, eşit, bağımsız olması açısından Yüksek Seçim Kurulu tarafından yargı denetimi düşünülmüştür ama bu yasada YSK'nın yanına Dışişleri Bakanlığı bürokrasisi eliyle doğrudan Hükûmetin, yürütmenin bir müdahalesi söz konusu olabilecektir, bir defa bu yanlıştır.

Bir diğer şey, biraz önce Sayın Bakana da yönelttim bu soruyu ama cevabını alamadım, burada da bir eşitsizlik söz konusu, seçimlere sadece siyasi partiler değil, benim gibi bağımsız adaylar da katılmakta ancak bağımsız adayların seçim kurullarında, yurt dışı ilçe seçim kurulunda ya da sandık kurullarında temsilci bulundurmaları düzenlenmemiş, kaldı ki aynı şekilde oy pusulalarında da yer almaları düzenlenmediği gibi. Dolayısıyla bu yönde değişikliklerin yapılması gerekiyor ama öncelikle işte burada, bu düzenleme içerisinde daire başkanının Dışişleri eliyle buraya müdahale etmesi, bu kabul edilebilir bir durum değil.

Bir diğer şey, asıl yurt dışında yaşayan yurttaşlarımızın sorunlarını çözmek istiyorsak, asıl onların yaşadıkları problemlerin yaşadıkları topraklarda ve oradaki yönetimlerden kaynaklandığını ve oradaki seçimlere esas katılabilmelerinin yolunu açmak gerekiyor. Yani 4 milyon Türkiyeli yurttaşı konuşuyoruz, buradaki sosyal, siyasal hayata katılmalarını ve oradaki vatandaşlık hukuku problemlerini çözmek yani seçme, seçilme hakkının  tarihçesine bakıldığında aslında, vatandaş olmak gerekmiyor, orada yaşamak, oradaki sosyal hayatın bir parçası olmak yeterli, dolayısıyla Türkiye Hükûmeti bu yönde bir katkıda bulunmak ve bunu çözecek bir diplomasi sürdürmesi gerekir.

Bir diğer şey de yurt dışında yaşayan yurttaşlarımızın korkuları vardır. Yani örneğin, Almanya'da yaşayanlar -ki 3 milyona yakın büyük bir nüfus orada yaşamaktadır- oradaki vatandaşlığa geçmeleri hâlinde buradaki haklarını kaybetmekten doğan bir korku, kaygı vardır.

Şimdi, burada Mavi Kart düzenlemesi ve kütük bunu ne ölçüde giderecektir? Yani doğuştan Türkiye vatandaşı olanların, döndüğünde tüm hukuki ve sosyal haklarını koruyacak bir düzenleme söz konusu mudur? Pek buna ilişkin bir madde göremiyoruz.

Asıl, yurt dışındaki Türkiyeli yurttaşların son düzenlemelere tepkileri vardır. Örneğin konsolosluk işlemleri bir soygun kapısına dönüşmüştür. Beş yıllık pasaport uzatması 180 euro karşılığı ancak yapılabilmektedir. Örneğin Hükûmet, orada yaşayacağı belli olan, hayatlarını sürdüren yurttaşlara, bunlara niye süresiz pasaport vermez?

Bir diğer şey bedelli askerlik düzenlemesidir. Bedelli askerlik düzenlemesi: Özellikle Almanya'daki Türkiyeli gençlerin yüzde 35'i işsiz olduğu düşünüldüğünde, bu insanlar nereden kazanacak? Nereden bulup 10.500 euroyu denkleştirecek de bu zorunlu askerlik uygulamasından muaf olabilecekler? Dolayısıyla, orada otuz sekiz yaşından sonra pasaport uzatmak için askerlik şartı arandığında, oradaki haklarını korumak açısından asıl bu problemleri çözmek gerekiyor. Yani mesele, oradaki vatandaşlara, Türkiye'deki hakkını korumak, burada iş edinebilmeleri, benzeri şeyler açısından bir kimlik numarası vermekle halledilmiş olmuyor. Dolayısıyla, bu düzenleme, esas itibarıyla, yurt dışındaki yaşayan yurttaşlarımızın bir seçime katılması açısından sorunları çözmek değil ama daha ziyade, mevcut Hükûmetin kendi bürokrasisi, kendi yürütme organları üzerinden oradaki insanların beklentilerini istismar etmeye dönük bir uygulamadır. Bu nedenle, öncelikle bürokrasinin müdahalesini önleyecek bu değişikliğin kabul edilmesini ama yasal düzenlemenin bütünü açısından uygun olmadığını belirtiyorum.

Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Tüzel.