| Konu: | BİREYSEL EMEKLİLİK TASARRUF VE YATIRIM SİSTEMİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 12.06.2012 |
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlarım, deminki konuşmamı tamamlayamadım ama gerçekten herkesin bu saatte uykusu geldi, saat 4'e şu anda çeyrek var. O nedenle biraz yüksek sesle konuşmamı mazur görünüz ama bu sefer sakin konuşacağım hiç merak etmeyin.
Değerli arkadaşlarım, tabii dinleyenlere söylüyorum, dinlemeyenler için bir söyleyeceğim yok.
Şimdi değerli arkadaşlarım, bakın, 2/B Yasası Türkiye'de köylünün beklemekte olduğu bir yasaydı ve bu 2/B Yasası'yla ilgili dava yollarını vatandaşa kapattınız ve aynen şöyle söylediniz: "Hak sahiplerinden idarenin teklifini kabul etmeyenler doğrudan satış hakkından yararlanamazlar, başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar." Vatandaşın dava açma hakkını elinden aldınız. Oysa Anayasa ne diyor? Anayasa diyor ki; "İdarenin her çeşit eylem ve işlemi yargının denetimine tabidir." Doğrudan Anayasa'ya aykırı bir iş yaptınız ve burada "İdare rayiç bedelleri takdir ederken yüksek mi takdir etti, düşük mü takdir etti?" bununla ilgili dava yolunu kapatarak anayasal bir suç işlediniz.
Değerli arkadaşlarım, bakınız sadece bu değil, kendisi bir afet olan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'da ne diyor, 6'ncı maddenin 9'uncu fıkrasını okuyorum: "Bu davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemez."
Değerli arkadaşlarım, eğer yasama Meclisiyle siz yargı organının bir yetkisini elinden alıyorsanız, yürütmeyi durdurma kararı yetkisini elinden alıyorsanız işte bu Anayasa'yı ihlal suçudur. Burada Anayasa ağır şekilde ihlal edilmiştir. Bugün çoğunluktasınız diye güvenmeyin, yarın azınlığa düşebilirsiniz, bunların hesabı sorulur. Bakın, sadece bu değil, bunlar son bir iki ayda Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkan kanunlardır. Mahkeme yolu kapatılıyor. Kanunların yanı sıra bir de mahkemelerin başkanları konuşmaya başladı.
Bakınız, Enerji Bakanımız ne diyor: "Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Danıştay Başkanıyla görüştüm, artık enerji projelerine olumlu yaklaşacaklar."
Değerli arkadaşlarım, yargıyı böylesine kim etkileyebilir? Siz kendi işinize gelmediği zaman, yargının bugün AKP'nin tasarrufları lehinde verdiği kararlar artmaya başladığında referandumdan bu yana, yargı AKP'nin denetimi altına girdiğinden bu yana eleştiren herkese "Yargıyı ihlal ediyorsunuz, etkiliyorsunuz yargıyı" diye eleştiriyorsunuz ama Sayın Bakanın kendisi yargıyı etkiliyor, "Görüştüm, artık enerji projelerine olumlu yaklaşacaklar." diyor.
Değerli arkadaşlarım ve bir Danıştay Başkanı da çıkıyor diyor ki: "Artık, öyle ileri geri durdurma kararları verilmeyecek."
Değerli arkadaşlarım, bu, yargının, yasamanın ve bir partinin nasıl denetimine alındığının en açık, bariz özelliğidir ve böyle bir sistem artık demokrasi değildir çünkü vatandaşların artık herhangi bir yargı yetkisi kalmamıştır.
Bakınız değerli arkadaşlarım, avukatlar savunmaları nedeniyle yargılanıyorlar, haklarında dava açıldı. Savunma nedeniyle, savunma yaptın diye on altı celse, on altı oturuma katılmama cezası veriliyor. Savunma yaptın diye bir sanığa daha ana davası bitmeden yirmi iki yıl hapis cezası veriliyor.
Değerli arkadaşlarım, burada nereye gidiyor bu adalet sistemi? Buradaki yargı sistemi nereye gidiyor ve biz ne yapıyoruz? Lütfen bunları bir düşünmenizi rica ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, bakınız, biraz önce arkadaşım söyledi... Neyse, zaman kalmadı?
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)