GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BİREYSEL EMEKLİLİK TASARRUF VE YATIRIM SİSTEMİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:118
Tarih:12.06.2012

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan 271 sıra sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın çerçeve 6'ncı maddesiyle ilgili söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, burada yapmak istediğimiz değişiklik, "on yıldan" ve "on yıl" ibarelerinin "beş yıldan" ve "beş yıl" olarak değiştirilmesidir. Bunun gerekçesi çok açıktır. Bireysel emeklilik sigortasının daha cazip hâle gelebilmesi ve katılımcıların daha özgür hareket edebilmelerini sağlamak amaçlanmaktadır, amacımız budur. Bu amaç çok açıktır. Bunun yanında, bugün bizim seçilişimizin 1'inci yıl dönümü olduğu için de bu konuyla ilgili görüşlerimi bu fırsattan yararlanarak sizlere ulaştırmak istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, dün Silivri'deydim. Silivri'de Mustafa Balbay, Mehmet Haberal ve Tuncay Özkan'ı ziyaret ettim. 2 tane milletvekilimizin mesajlarını size iletmeyi bir görev biliyorum. Değerli arkadaşlarım, Mehmet Haberal bana bir belge verdi. Bu belgeyi sizlerin bilgisine sunmayı da bir görev sayıyorum. Bakınız, bu tarih 24 Nisan 2000 bu belgede. "Basına ve Kamuoyuna Duyuru" başlığında. "Sayın Başbakanımız Bülent Ecevit'in beni Cumhurbaşkanı adaylığı için düşünülen isimlerden biri olarak görmesi benim için bir onurdur." diyor Mehmet Haberal. "Ülkemin demokrasisinin geleceği ve bu konudaki düşünce ve inançlarım Cumhurbaşkanının Parlamento içinden çıkmasının en uygun durum olacağı yönündedir. İnanıyorum ki Parlamento kendi içinden bir adayın seçimi konusunda iradesini gösterecek ve ülkemiz yeni Cumhurbaşkanına kavuşacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyururum. Profesör Doktor Mehmet Haberal." Kabul etseydi Cumhurbaşkanımız olacak bir insanı biz yıllardan beri cezaevinde tutuyoruz değerli arkadaşlarım.

KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) - Niye kabul etmedi, niye? Niyesini de söyle.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen.

GÜRKUT ACAR (Devamla) - Ayrıca size şunları da iletmek istiyorum değerli arkadaşlar: Bakınız, bir yıl oldu, millî iradeyi yere düşürmüyorsunuz ama bir yıldan beri millî iradeye en büyük haksızlığı siz yapıyorsunuz. Bu mesele halledilebilecek bir meseleydi ama bilerek halletmediniz.

Değerli arkadaşlarım, Anayasa'nın 83'üncü maddesi var. 83'üncü maddesi yasama dokunulmazlığını öneriyor ama bunun istisnasını koymuş. İkinci fıkrada diyor ki: "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır -istisna koymuş- ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır."

Değerli arkadaşlarım, burada sadece ikinci fıkrada 14'üncü maddesindeki durumlar "tutuklama hariç" iki kelimesini oraya koyduğumuz zaman bu milletvekilleri için istisnanın istisnası bir durum yaratacaktı ve şöyle olacaktı: "Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14'üncü maddesindeki durumlar tutuklama hariç bu hükmün dışındadır." deseydi o zaman milletvekilleri tutuksuz yargılanabilecekti. Bu kadar basit bir değişikliği uygun görmedik. Ama Türkiye'de biz -bir hukukçu olarak söylüyorum buradan- hukukun temellerini yok ettik.

Değerli arkadaşlarım, bakınız, hukuk devleti ilkesi tarafınızdan ağır şekilde tahrip edilmiştir. Artık Türkiye'de geçerli olan hukuk sistemi AKP'nin hukuk sistemidir ve AKP hukukudur. Bu hukuk şöyle işliyor: Yargı AKP'li birine mi dokunacak. Önce, Başbakan izin vermez. Bu yeterli olursa, sorun yok ama yetmezse  soruşturmayı yürüten savcılar görevden alınır. Deniz Feneri davasında gördük. Savcıların görevden alınması yeterliyse sorun yok. Deniz Feneri davasında bu aşama yeterli oldu. Savcılar değişti, suçun niteliği değişti; nitelikli dolandırıcılık oldu, özel belgede tahrifat oldu.

Değerli arkadaşlarım, eğer savcıların görevden alınması yetmezse ne olur? İşte, bunu da MİT yasasında gördük ve "Suça karışmış MİT'çileri sorgulayacağız." deyince baktılar ki savcıların görevden alınması yetmiyor, kanun çıkarıldı. AKP'nin Cumhurbaşkanı da dört saatte bunu onayladı. Cumhurbaşkanı aslında Türkiye'de hukukun bittiğini, AKP hukukunun oluştuğunu onayladı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜRKUT ACAR (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)