GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:114
Tarih:31.05.2012

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 258 sıra sayılı Tasarı üzerinde şahsım adına söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün yeni bir torba yasası görüşüyoruz. Bu kaçıncı? Her taraf dökülüyor, her taraf saçılıyor. Bu kaçıncı torba? Sayın Bakanım, siz ilk bakan olduğunuzda -2009'du sanıyorum- Komisyona geldiniz -ben daha önce de ifade ettim- bu tür bölük pörçük toplanmış tasarıların bir daha gelmeyeceğini ifade ettiniz. Bu, gerçekten mesleğini bilen, samimi bir insanın duygusuydu ama AKP sizi bu hadiseden uzaklaştırdı. Ben, evvelki gün bu konuşmayı yapabileceğim bana tevdi edildiğinde Meclisin ARGE'sine sordum, "Bana Amme Alacaklarıyla ilgili, AKP iktidara geldiğinden bu yana kaç değişiklik yapıldı bir çıkarın." dedim. Şimdi on beş-on altı tane benim elimde olan var. Bunun bir ciddiyeti yok, onu ifade etmek istiyorum. Buradan çıkarmak istediğim şey zatıalinizin şahsıyla ilgili değil, AKP'nin ciddiyeti yok. Affın affı, suyunun suyu. Geçen sene onun öyle olacağı belliydi zaten, nereden bakarsanız bakın. Bunun önemli bir kısmı da sizin dönemizde olan bir şey. Baktığınız zaman, akşamdan sabaha kural değiştirmeye başladınız. Zaten ekonomik gidişat iyi olmuş olsaydı sizin bu değişiklikleri yapma ihtiyacınız ortaya çıkmayacaktı. Sıkıntılı bir durum var, gerçekten problemler giderek artıyor, siz bunları çözmek için Türkiye Büyük Millet Meclisine özellikle de bu aylarda getiriyorsunuz. Belki bu sene biraz daha erken geldi.

Teşvik mevzuatı ise dördüncü diyor arkadaşlar. Bunu bir aşama kaydediyorlar ama bunun bir aşama falan olduğu yok, üzerine biraz daha bir şey koyuyorsunuz, üzerine biraz daha ilave yapıyorsunuz problemler çözülmüyor.

Burada bir sıkıntı daha var; her biriniz farklı bir şey söylüyorsunuz. Sayın Başbakan açıklıyor, diyor ki: "2012 başından." Sayın Bakan, ilgili Ekonomi Bakanı diyor ki: "Ocak başından.", bir başka Sayın Bakan diyor ki: "Temmuz 2011, hatta Haziran da olabilir." O arada kaç şirket var, hangi bölümünde bu işin? Sonra, İçişleri Bakanıyla Genel Başkan Yardımcısına "Sus." dendiği gibi, ortalık suspus oluyor, bir şey çıkmıyor. Bir işte ciddiyet lazım. Yani haziranda da olabilir, ihtiyacı olan da olabilir, verilmesi gerekli de olabilir ama burada bunu samimi olarak ortaya koymak lazım. "Kararlarınızda istikrar yok." dediğim bundan.

Ben zaten bu teşvik yasasıyla ilgili her sayın bakandan farklı bir ses çıkmaya başladığında şunu söyledim: Hükûmet akordu bozuk piyano gibi, hangisine dokunsanız farklı ses geliyor. Bir ses çıkıyor, var bir şey de ama akordu bozuk piyano gibi, her biri farklı bir şey söylüyor. Müspet bir şeyse kabul edelim bunu.

Ama benim burada ifade etmek istediğim bir başka şey var: Şimdi, daha önce ben "AKP diferansiyeli dağıttı." dedim, ilgi gördü. Şimdi de aynı şeyi söylüyorum, benzer şeyi: Siz ekonomiyi yapısal olarak altüst ettiniz, her defasında motor indirmeye başladınız. Her defasında önce üçer beşer, daha sonra da avuçla cıvatayı kenara koymaya başladınız. Tutmuyor! Nereye, kim, ne sıkıştıracak bilemiyor. Şimdi, bunu söylediğimiz zaman "Bu kadar gereksiz cıvata nereden çıktı?" diyorsanız bu motoru yapan biliyordur yani. Böyle bir sıkıntı var, her biriniz farklı bir şey söylüyor. İstikrar olması lazım.

Bakın, bir ay önce, bir buçuk ay önce Sayın Başbakanın açıkladığını siz daha mevzuat olarak bugün buraya getirebiliyorsunuz. Bunu niçin söylüyorum? Parlamentoda arkasında 330'dan fazla desteği olan bir Hükûmet var. Siz bunu açıkladığınız gün buraya indirebilmeniz lazımdı. Hiçbirimiz de muhalefet olarak buna karşı duramazdık, "Hadi getirin, bu vatandaşın problemini çözelim." derdik.

Biraz önce, benden önce konuşan sözcü arkadaş neyi ifade etti? Dedi ki: "Bundan ne kadar olacak? Piyasada 800 bin kişi ödeyememiş", öbürkü diyor "Şu kadarı ödeyememiş." Bilen yok, ne yapacağı belli değil ama öyle bir şey ki siz fedakârlık ettiniz, Türkiye'ye geldiniz, 800 bin doları bıraktınız, aylık mı, yıllık mı bilmiyorum. Bu kadar fedakârlığa rağmen, AKP de sizi biliyor diye getirdi ama AKP Maliye Bakanlığını da ne hâle getirdi. Alın bakın ithalden alınan vergilere; biz bütçe sırasında söyledik, daha önce de söyledik o ithalattan alınacak KDV'nin ne hâle geleceğini, hepsini söyledik, bunun ne duruma geleceği zaten belliydi.

Tasarıda pek çok teşvik uygulaması yer alıyor. Bakın, siz teşviği açıkladınız, biraz boşluk, mevzuatı geciktirdiniz, işte bilinen bir ekonomi gazetesi ne diyor: "Teşvikli yatırımlar nisanda geriledi." Siz açıkladıktan sonra geriliyor. Neden? Güven yok, yani açıkladığınız anda ne olabileceğini bilseydiniz olurdu ama sizden bazı arkadaşlar, ilgili bakanlar bilmemesine rağmen, o hadiseyi biliyor. Bakanlara otururken ben soruyorum, diğer partilere mensup, iktidara mensup arkadaşlar da var, "Sayın Bakanım, sizin şundan haberiniz var mı?" diyorum. "Yok." diyor. Ama, ilgili milletvekili arkadaş ondan haberdar. Bunu gelin Parlamentoda tartışalım, partide de tartışabilirsiniz, bu kadar doğal başka bir şey yok ama şeffaf değil, açık değil, burada niye getiriyorsunuz, nasıl getiriyorsunuz, kime getiriyorsunuz, neden getiriyorsunuz bu belli değil.

Şimdi, iktidarın 10'uncu yılında getirdiğiniz teşvik eskisinden çok mu farklı? Koyun haritayı, en son bölgenize baktığınız zaman, daha önce ifade edilen bölgelerden iki il Hatay'dan öbür tarafa kaymış, iki il de Kars'tan yukarı doğru kaydırılmış. Bunları herkes takip ediyor, ne olduğunu da biliyor, neyi ifade etmek istediğinizi de biliyor.

Şimdi, tasarıda ekonomik kalkınmanın hızlandırılması gayesiyle özel yatırımların teşvik edildiğini benimsediğinizi ifade ediyorsunuz. Ancak, kamu yatırımlarında son yıllardaki trende bakacak olursanız negatif. Buna karşı koyacak yeterli tedbirlerin alındığı gözükmüyor. Ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek için sadece özel sektör yatırımlarına bel bağlamak dünya ekonomisindeki finansman imkânlarının sıkıntıya düştüğü durumda gerekli yatırımların özel sektör eliyle yapılması konusunda sıkıntıları da beraberinde getiriyor.

Nitekim son dönemde verilen onca teşvik ve desteğe rağmen ülkemizdeki temel altyapı yatırımları ve özelleştirme uygulamaları olsa da özel sektör istekli değil. Çıktınız ihaleye, olmadı, yeni teşvikler, yeni başka şeyler? Demek ki siz hesabı kitabı da iyi yapamıyorsunuz, yaptığınız hesap arızalı çıkınca daha fazla taviz anlamına geliyor. Taş üstüne taş konsun ama bunun alternatif maliyeti de düşünülsün.

Burada, sadece teşvikler değil konjonktür nedeniyle, konjonktürel sorunlar nedeniyle finansman sıkıntısının çekilmesinin de bunda etkisi önemli. Soruna sadece teşvik verelim, özel sektör yatırım yapsın açısından yaklaşmak problemin tam olarak tespit edilemediğini açık ve seçik bir şekilde ortaya koyuyor.

Genel olarak tasarı gerekçesinde zikredilen yurt içi tasarruf oranlarının arttırılması konusunda özel sektör yatırımları teşvik için yapılanlarla karşılaştırıldığında yeterli adımların atılamadığı görülmektedir. Ben evvelki seneki bütçe konuşmalarının her maddesinde burada tasarrufla ilgili konuştuğumda sizinle karşılıklı gülümsüyorduk, hafife alıyordunuz. Bakın, bugün bizim söylediğimiz noktaya geç de olsa geldiniz ama Türkiye tasarruf liginde en dibe düştü, yüzde 24'lerden AKP döneminde yüzde 12'lere düştü maalesef, bunu nasıl temizleyeceksiniz, nasıl düzelteceksiniz?

Burada ifade etmek istediğim birçok husus var. Ancak şunu söylüyorum: İstikrarı kaybettiniz, gelecekten endişelisiniz, bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz ama verdiğiniz sözü de tutamıyorsunuz. İnşallah, bu tasarıdaki konulan hükümler Türk milletine hayırlı uğurlu olur diyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ayhan.