| Konu: | 24 EKİM BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜNÜ?NE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 26.10.2011 |
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Van'da yaşanan deprem felaketinin ardından hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
Devletimizin ve milletimizin depremin olduğu ilk andan itibaren yüreğini ortaya koyarak harekete geçmesi ve de Vanlı kardeşlerimizin yarasını sarmak için tüm imkânlarıyla seferber olmasının huzuru ve güzelliğini bir kez daha yaşamaktan millet olarak fevkalade mutluyuz. En kısa sürede Vanlı kardeşlerimizin yaraları sarılacaktır. Devlet ve de millet dimdik ayaktadır. Bir medeniyet havzası olan bu ilimiz en mükemmel şekliyle de ayağa kalkacaktır. Birlik ve beraberliğimizin, kardeşliğimizin güçlü olduğunu bir kez daha Van üzerinden, Erciş üzerinden bu coğrafyaya ve insanlığa ifade etmek ne güzeldir.
Saygıdeğer milletvekilleri, her ekim ayının 24'ü Birleşmiş Milletler Günü olarak kutlanmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sürerken 26 ülke ABD'nin San Francisco kentinde toplanarak dünyayı savaşın yıkımlarından korumak için karar almış, bu kararın neticesinde Türkiye'nin de içinde olduğu 54 ülke 24 Ekim 1945'te Birleşmiş Milletlerin kuruluşuna imza atmıştır.
Dünya barışını, güvenliğini korumak, uluslararası alanda ekonomik, toplumsal ve kültürel iş birliği için kurulan Birleşmiş Milletler, küresel alanda ulus devletler arasında eşitliği sağlamayı temel misyon olarak kabul etmiştir.
Türkiye, kuruluşunun temelinde bulunan "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi gereği Birleşmiş Milletlerin varlığını kuvvetle desteklemiş, küresel alanda barışın sağlanması için tüm desteğini vermiştir. Ne var ki Birleşmiş Milletler, bir soğuk savaş kurumu olarak, 21'inci yüzyılın ihtiyaçları karşısında hantallaşmış ve bugün güven problemi içerisindedir. Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyi gibi mevcut uluslararası sistemin yapısına uygun olmayan adaletsiz yapısıyla da küresel alanda barışın korunması ve güçlendirilmesi için kendisinden beklenen görevi yapmakta yetersiz kalmaktadır.
Ulus devletlerin hâkim olduğu bir küresel sistemin ürünü olan ve İkinci Dünya Savaşı'nın galiplerinin eşitler arasında birinci sayıldığı bir yapıyı ihtiva eden BM'nin, zamanın ruhuna ve aklına uygun olarak yeniden şekillendirilmesi artık bir kaçınılmazlıktır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde tüm devletlerin eşit düzeyde söz hakkı olduğu daha demokratik bir yapılanmanın hayata geçmesi gerekmektedir. Güvenlik Konseyinin aldığı kararlar karşısında tüm üyelerin bu kararları yerine getirmesi noktasında eşit ve de titiz olması gerekmektedir.
Son olarak Filistin'in devlet kurma hakkı konusunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde görülen ikircikli ve haksız tutum, yine aynı şekilde Kıbrıs Türk tarafının haklı davasının Birleşmiş Milletler nezdinde gerekli yankıyı bulamaması ve Rum tarafının çözümsüzlüğe yönelik tutumunun ödüllendirici tutumu Birleşmiş Milletlerin kuruluş amaçlarına ters düşen örneklerden en önemli ikisi olarak karşımızda durmaktadır. Açıktır ki Birleşmiş Milletler, adalet, hak ve hukuk ekseninde yeniden yapılanmak zorundadır.
Geçtiğimiz yaz Somali'de yaşanan kuraklık neticesinde Afrikalı kardeşlerimizin yaşadıklarının artık bir kader olmaktan çıkmasını, Birleşmiş Milletlerin yoksunluk ve yoksullukla mücadelesinin daha aktif sorumluluk alması gerektiğine inanmaktayız.
Türkiye, bu yıl ev sahipliği yaptığı 4'üncü En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nda da bu hususta kuvvetli irade ve kararlılık göstermiştir. Türkiye olarak güvenlik, kalkınma ve insan haklarına saygının, küresel düzeyde kalıcı barışın sağlanması için elzem unsurlar olduğuna inanmaktayız. Türkiye'nin küresel meseleler nezdindeki bu haklı duruşunun, küresel vicdanın sesi olarak, dünyanın tüm mazlum ve mağdur uluslarının sözcüsü olmayı bir görev bilmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
METİN KÜLÜNK (Devamla) - "Yurtta barış, cihanda barış" ilkesinin bir gereği olarak yaşadığımız mavi kürenin hangi noktasında bir haksızlık olursa?
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Külünk.
METİN KÜLÜNK (Devamla) - ?bu haksızlık ve hukuksuzluğa karşı Türkiye haklının ve hukuklunun yanında olmaya devam edecektir.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)