GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÇEK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:58
Tarih:31.01.2012

MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 137 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 7'nci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini arz etmek üzere söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tasarının genel gerekçesi "Anayasa'nın 13'üncü maddesinde temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında ölçülülük ilkesine riayet edileceği düzenlenmiştir." diyor. Cümlenin yazılışında da hata var ancak olmadığını farz edelim.

Bugüne kadar AKP'nin bu konuya ilgi göstermediği açıkça ortada. Neden gündeme şimdiye kadar getirilmedi? Ceza hukuku toplumsal barışın devamı bakımından başvurulması kaçınılmaz olunca devreye girmeliymiş, ekonomik suça ekonomik ceza lazımmış. Doğru, hepsi tamam da, bu olay nasıl olmuş? Bu kanun tasarısının ortaya çıkmasına neden olan olaylardan kimse bir şey bahsetmiyor. Aslında olayı bir özetlemek lazım: AKP'nin uyguladığı ekonomik politikalar bu kanun tasarısının bu noktaya gelmesinin temel sebebi. İyi de hiç ekonomi politikasının önemi yok mu? Ekonomi politikası gerçekten bu durumda etkili değil mi?  Bu tasarının AKP ekonomik olmadığını söyleyebilir. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisinde de ekonomik anlamda bu tasarının tali komisyon olarak bile Plan ve Bütçe Komisyonuna ve Sanayi ve Ticaret Komisyonuna da gitmediğini görüyoruz.

Hazırlıksızsınız, eksikleriniz çok çıkıyor. Nedir? İşte, yeni bir madde ihdas etmek zorunda kalıyorsunuz. Bu bile beceriksizliğin, görmezliğin çok açık ve net bir delili. Ne olmuş şimdiye kadar? Yaklaşık 600 bine yakın karşılıksız çek var, 1 milyona yakın protesto edilen senet var. Bu olaylara problem yok diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz, bu tasarı çekte problem  olduğunu çok açık bir şekilde gösteriyor.

Sadece 2011 yılında mahkemelerce verilen ve Merkez Bankasınca bildirimi yapılan yasaklama kararı 50 bin dolayında. Karşılıksız çek keşide etme suçuna ilişkin dosya sayısı Yargıtay ceza dairelerinde 53.500, Yargıtay Başsavcılığında 163.600, toplam 217 bin civarında. Çekle ilgili dava sayısı 400 bini 2010 yılında aşmış. Karşılıksız çek keşide etme suçunda cezalandırma talebi de 400 bin dolayında.

Ali Babacan "Karşılıksız çeklerin piyasadaki miktara oranı yüzde 3." diyor. Peki, bu tasarı yasalaşmaz ise kaç kişinin cezaevine gireceğini Ali Babacan söylüyor. Kaç kişi? 100 bin kişi dolayında. Hâlen cezaevinde bulunanları dikkate aldığınızda, bu tasarı kanunlaşmadığı takdirde cezaevine gireceklerin sayısı, hâlen mevcut, orada olanlar kadar aşağı yukarı var. Sizin korkunuz da bu. Ortaya çıkan sonuç, zaten sizin geçmişte yaptığınız hukuki düzenlemeler, artı ekonomik durumdan kaynaklanan problemlerin hadiseyi bu noktaya taşıması.

Sayın Bozdağ'a sordum, "Mahkûmiyet için açılmış dava sayısı 230 bine yakın." dedi. Bu, dünyada övgüyle bahsettiğiniz ekonomi politikalarınızın Türkiye'deki manzaralarının maalesef iz düşümüdür. Denizli Sanayi Odasından bir bilgi notu alıyorum "Şu anda, karşılıksız çek düzenlemekten dolayı verilen para cezasının ödenmemesi nedeniyle ceza ve infaz kurumlarında hükümlü bulunanların sayısı 73 iken 2010 yılında mahkûmiyet kararı sayısı 225 bindir." diyorlar, onlar söylüyor.

Şimdi, hadiseye böyle baktığınız zaman, ödeyemeyen insanların da sorumlusu nihai olarak bu Hükûmettir, bu Hükûmetin uyguladığı ekonomi politikalarıdır, bu Hükûmetin ortaya çıkardığı nedir? Yasalardır, kanunlardır. Bakın, çok kısa bir süre önce yaptığınız yasal düzenlemeleri, yapılan yasal düzenlemeleri tekrar değiştirmek zorunda kalıyorsunuz, grubunuzda, MYK'nızda çok ciddi bir şekilde ele almak zorunda kalıyorsunuz, işin içinden çıkamıyorsunuz. Size de baskılar var. Bakın ben Denizli Ticaret Odasının, Sanayi Odasının, Ticaret Borsasının başkanlarının bize intikal ettirdiği, muhtemelen diğer milletvekillerine de intikal ettirdiği neyi görmek istiyorum? Sizlere bir şeyi ifade etmek istiyorum. Bunların siyasi görüşlerini bilmem, nereye cemaat olarak taalluk ettiklerini de bilmem ama bildiğim bir şey var onlar bundan çok rahatsız. Sadece onlar mı rahatsız? Bu işin karşı tarafta ödeyemeyen insanlar da nedir? Sahtekâr değildir ama nedir? Ödeyememiştir, sıkıntıya düşmüşlerdir. Neden düşmüşlerdir sıkıntıya? Sizin uyguladığınız politikalardan düşmüşlerdir. Sıkıntının özü budur.

Bu tasarı iş dünyasını rahatsız ediyor, bu tasarı mağdur olan vatandaşları da rahatsız ediyor. Hiç kimse isteyerek, zevk alarak cezaevine gitmez, bunun müsebbibi AKP İktidarıdır, AKP Hükûmetidir. Bunu da millete anlatmanız lazım. Bakın kendi içinizde de birtakım problemler oldu, bunu buraya getirirken sıkıntılar çektiniz. Her tasarıyı kendi grubunuzda belki görüşebilirsiniz ama MYK'da ele aldığınızı pek görmedik ama bu yansıdı. Nitekim Sayın Babacan'ın söyledikleri de ortada. Ne dediğini söylüyor ama vatandaşları ne yapmak lazım? Sıkıntıya  sokmamak lazım. Mesela ben Denizli'de bu işten mağdur olmuş her iki taraftaki vatandaşların sayısını size sorsam siz belki cevap vermekte bir gün sonra bile sıkıntıya girersiniz. Neden bunu söylüyorum? Denizli'deki icra dairesi sayısını AKP döneminde 2'den 9'a çıkardınız. Bunu bir anlamda mağdur vatandaşlara kolaylık diye telakki de edebilirsiniz ama aslına bakarsanız, bu sizin yaptığınız zulmün sonucunda vatandaşlar ne yapıyor? İşinin görülmesi için bir an önce 2'den 9'a icra dairesini ne yapıyorsunuz? Ortaya çıkarıyorsunuz.

Bakın, ben burada Denizlili AKP milletvekili arkadaşlarımın görüş beyan etmelerini isterdim. Onların bir tanesi Sanayi Odasından geliyor, bir tanesi Ticaret Odası Başkanlığından geliyor. Oradaki insanların neden bu durumda olduğunu ifade etmiyorlar? "Denizli'de istihdam artışı sağladık." diyor ama kâr marjlarının düştüğünü kimse söylemiyor, yarın ne olacağını kimse ifade etmiyor. Ama şunu çok açık ve net bir şekilde söylüyorum: Çeki karşılıksız çıkanlar ile ödeyemeyenleri de birlikte düşünmek lazım. Bu insanlar cezaevine gitmekten, cezaevinde kalmaktan zevk duymayacaklar ama onları getirdiğiniz nokta orası. Getirdiğiniz nokta orası olduğu için, şimdi bu işi ne yapmaya çalışıyorsunuz? Düzeltmeye çalışıyorsunuz. Ama uyguladığınız ekonomi politikaları değişmediği takdirde, bu işin çift taraflı mağdurları bu kanunla bile olsa ne yapacaktır? Azalmayacaktır, artmaya da devam edecektir. İşin şeklini değiştirebilirsiniz. Bu işin çeki ödenmediği zaman cezaevine gitmese bile, ödeyemeyen de ödenmeyen de her iki taraf da ileride yine mağdur olacaktır.

Bu tasarı, AKP'nin uyguladığı ekonomi politikalarının maalesef iz düşümüdür. Nereden bakarsanız bakın, biraz önce Sayın Bakan bu işin müsebbibinin global ekonomik kriz olduğunu söyledi. Bakın, ekonominin çok iyi olduğunu söylüyorsunuz, fevkalade iyi olduğunu söylüyorsunuz, dışarıda söylenilen müspet şeyleri bu tarafa aktarıyorsunuz ama dışarıda söylenen şeyleri "Yarın Yunanistan'ın başına gelen sizin de başınıza gelebilir." deneni, IMF'in dün dediğini bu millete söylemiyorsunuz, bu diğer kuruluşların ifade ettiklerini söylemiyorsunuz. Bu, tek taraflı olmaz. Bu milletle her şeyi paylaşmak zorundasınız.

Bakın, daha dış ticaret rakamları yeni açıklandı. İhracat yüzde 19 artarken ithalat yüzde 40 artıyor, dış ticaret açığı 105 milyar dolara ulaşmış, bunları iyi olarak söylemek mümkün değil. Özel sektörün açık pozisyonu 124 milyar dolara ulaşmış, bunların neresi iyi? Dolayısıyla, bu işin AKP'nin uyguladığı ekonomi politikalarının sonucunda olduğunu çok net ve açık bir şekilde ifade etmek mümkündür ve bunun sona ereceğini de söylemek mümkün değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - Dolayısıyla AKP'nin uyguladığı politikalar ülkeyi, gerek alacaklıyı gerek borçluyu da sıkıntıya sokmuştur.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ayhan.