GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:48
Tarih:05.01.2012

MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 112 sayılı Tasarı'nın 1'inci maddesinin (b) bendi üzerinde MHP Grubunun görüşlerini arz etmek üzere söz aldım, yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.

Bir önceki konuşmamda belirttim, gündem dışı konuşmamda da belirttim, bugün aynı Yetki Yasası'nın üzerinde konuşurken de bahsettim. Kanun hükmünde kararnamelerin dayandığı Yetki Yasası hukuki değildir, geçerliliği yoktur. Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisi gasp edilmiştir. Bunu Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı bilerek pas geçmiştir. İnşaat şirketlerinin en güçlü rekabet edeceği ne var? Bizim Türkiye'de sektör olarak inşaat sektörümüz var. Şimdi Türkiye'de her şeyi özelleştiriyorsunuz, her şeyi özel sektöre bırakıyorsunuz. Dünyada rekabet gücümüzün en iyi olduğu sektör, tekstilden de iyi. Bu sektör hangisi? İnşaat sektörü. Bu sektörü devletleştiriyorsunuz. Neden? Konut yapıyorsunuz. Şimdi burada çıkan AKP sözcüleri Toplu Konut İdaresinin 518 bin konuta başladığını ifade ediyor. 518 bin konutun 400 bininin yaklaşık dar gelirli, orta gelirli vatandaşlara yapıldığını düşünün, bunun ne kadarı yıllık konuta tekabül eder? 400'ü 9' a böldüğünüz zaman, yaklaşık AKP'nin iktidarda bulunduğu süre içinde ortalama 45 bin konut yapılmış olur. Bütün kopan fırtına nerede? Burada. 518 bin konutun 400 bini biraz daha düşük gelirliler, orta gelirliler için yapıldı diyoruz.

Burada olan bir şey var, nedir? Temayüz eden? Türkiye'de ortaya çıkan inşaat firmalarının belirli büyüklükte olanlarını ne yapıyorsunuz? Temayüz edenler geriye gitmeye başladı. Toplu Konut İdaresinin yaklaşık ihale verdiği firmaları dikkate aldığınızda -toplam kaç firma olduğunu yetkililer söyler- yeni firma temayüz ettiriyorsunuz. Hırsızlık yapıyorsunuz anlamında falan söylemiyorum. Ne oluşturuyorsunuz? Yeni bir durum ortaya çıkarıyorsunuz. Şimdi bu önemli bir hadise. Buraya gelen AKP sözcüleri arkadaşlar, Toplu Konut İdaresinin 518 bin konuta başladığını söylüyor fakat AKP İktidara gelinceye kadar, Toplu Konut İdaresinin kurulduğu süreden o süreye kadar 40 bin konut yapıldığını söylüyor. Ben bu arkadaşlara üzülüyorum, şunun için üzülüyorum: Mukayese bazını kaybetmiş, eline verilen kâğıdı yorumlayamayacak, değerlendiremeyecek kadar düşünemiyorlar, bilgi sahibi de değiller. Bunu niçin söylüyorum? Şimdi, daha önceki idareler, Özal döneminden de başladığınızda, bizzat ihale vererek değil, kredi vererek bu işi ne yaptılar? Yönlendirmeye başladılar. Toplu Konut İdaresinin yaklaşık 1 milyon konuta kredi verdiğini AKP İktidara gelinceye kadar hiç kimse bilerek söylemiyor veya bilmiyor. Burada belki farklı konuşmacılar iktidara mensup aynı şeyi söylüyorlar ama bazıları bilerek, işin farkında olarak, bazıları da ne yapıyorlar bilmiyorlar.

Şimdi, gerçekten şunu söylüyorum: Bakın, Van'da insanlar konut için deprem neticesinde bekliyorlar. Burada AKP'nin yaptığı yanlışlardan dolayı, Bakanlar Kurulunun yaptığı yanlışlardan dolayı bu insanlar, bu devletin görevlileri orada mesai harcayacakken -Meclisin demiyorum- Bakanlar Kurulunun beceriksizliği yüzünden -belki Toplu Konut İdaresine de sormadınız- kim bunu hazırladıysa o da "Ben bu işi çok biliyorum." diye sizi yanılttı. Ne yaptınız? Bu insanlar işini gücünü bıraktı, sizin bilmediğiniz meseleler için burada olur da soru gelir diye yarısı dışarıda, yarısı burada beceriksiz bir Bakanlıklar Kurulu mensupları için burada bekliyorlar. Yazık değil mi bu harcanan mesaiye, yazık değil mi harcanan emeğe?

Zaten söyledim, bu Yetki Kanunu gerçekten sıkıntılı. Yetki kanununun Komisyonda görüşülmesi esnasında yapılan davet de hukuken? O günkü Komisyon Başkanının Türkiye'de olmadığı bir anda nasıl imzalandığını bilemediğimiz bir şekilde Komisyon davet edildi. Bunun neyi var? Güvenilir bir tarafı falan yok, hukuken sıkıntılı. Biraz önce gündem dışı konuşmamda da söyledim, gerçekten Cumhurbaşkanının Şike Yasası'nda gösterdiği hassasiyeti burada da göstermesini çok arzu ederdim. Gerçekten sıkıntılı.

Bakın, çıkardığınız kanun hükmündeki kararnameler de yetki kanununa, kapsamına uygun değil bir kere. İkincisi: Yapılan düzenlemeler birbiriyle uyumlu ve tutarlı değil. Siz düzeltmek için getiriyorsunuz, Sayın Bakan "Kaymakamlarla ilgili bir mesele yok." diyor ama Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun problemi çıkıyor, getiriyorsunuz, araya bir madde olarak, Komisyonun hepsini buraya toplamaya çalışıyorsunuz, 21'ini. Şimdi, belki, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan kimse var mıydı görmedim burada ama o insanların, hakikaten dünyadaki bu ekonomik durumdan dolayı finans sektörüyle ilgili ciddi ciddi çalışmaları lazım. Onların da çalışma şevkini öldürmüşsünüz. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu yetkilileri size belki ulaşabilir ama dışarıda bana gelen gariban memur ulaşamaz.

Bakın, şuradaki stenograflar, bu mevcut İktidar yüzünden sıkıntıya girdiler. Yarın bunlardan sonra başlayacak arkadaşlarla bu arkadaşların arasında çok büyük farklar olacak.

Şu kapıdan çıktığım zaman ya bir devlet memuru ya bir yakını benim elime kâğıt sıkıştırıyor, "Vekilim şunu da bahset." Demin verdiklerinde ayaküstü söylenilen: "Başçavuşlarla polisleri birbirine düşüreceksiniz."

Yaptığınız düzenlemelerin bizim o tarafın tabiriyle evini evceri yok, mantığını da açıklayamıyorsunuz; sıkıntı burada.

İptal edilen kadrolar yerine yeni kadroların ihdas edilmesi sebebiyle yapılan düzenlemeler, hizmetin icabından değil, kadrolaşmaya dönük. "Memurların çalıştıkları yerler dışında merkez ve taşrada görevlendirilmeleri." adı altında sürgünlerin yolu açılıyor. Bu şekilde, çalışanlar arasında huzursuzluk ve keyfî uygulamalar, mağduriyetler yaratılması gibi hususlar da ortada.

Şimdi, düzenlemeye baktığınız zaman maaş artışı ağırlıklı olarak üst kademelerde. Alt kademeyle üst kademe arasında ücret yelpazesinin alt kademe aleyhine bozulduğunu görüyoruz. Kariyer, uzmanlık ve müfettişlik sisteminin anlamını yitirdiniz ve bozdunuz. İktidardan gidince denetlenmemeyi arzu ediyorsunuz.

Eşit işe eşit ücretten sadece aynı unvana sahip olanlara aynı ücreti ödemenin anlaşılması ve ücretinin bu anlayışa göre şekillendirilmesi? Katılımcı bir şekilde hazırlanmadı. Son günde, son dakikada bakanlar arasında kurumlar ganimet paylaşılır gibi paylaşıldı, bazıları "Bunu istemiyorum." diye üzerinden attı, bunu, herkes biliyor, bunu niye saklıyorsunuz milletten?

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Ben teşekkür ederim Sayın Ayhan.