GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 6223 SAYILI YETKİ KANUNU?NUN UYGULAMA ALANINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:48
Tarih:05.01.2012

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 6223 sayılı Yetki Yasası üzerine söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Anayasa'nın yetki kanununu düzenleyen hükümlerinde "Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir." denilmektedir.

Kanun hükmünde kararnameyi sınırları belli olmayan yetki kanununa dayandırmak sürekli bir münakaşayı, sürekli bir endişeyi ve korkuyu da beraberinde getiriyor.

Nitekim, yetki kanununa dayanarak çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerde bu söylenenler had safhada yaşanmaktadır. Yapılan düzenlemelerle devlet bürokrasisi çökertilmiş, atama kararnamesiyle yapılması gereken atamalar, kadroların kanun hükmünde kararnameyle boşaltılması sonucu kendi getirdiklerini bile kıyıma dönüştürmüştür.

Kıyım yerel yönetimlerde de devam etmiştir. Norm kadro ileri sürülerek işçilerin yerlerinden edilmesini sağlayan Hükûmetin amacı, herhâlde sadece yatırım için kaynak tasarruf etmek değildir.

Bir diğer amacı, halka iş sözü veren belediye başkanlarının başka kurumlara gönderilen iş güvenceli işçilerin yerine geçici, sendikasız, asgari ücrete mahkûm taşeron işçileri çalıştırmak istemeleridir.

Yetki kanunuyla ilgili görüşmelerde, bu kürsüden yaptığım konuşmada ve öncesinde Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerde, yazılan muhalefet şerhinde tüm açıklığıyla Anayasa ve İç Tüzük'e aykırı olarak yapılan Komisyon çalışması ve tali komisyon olan Anayasa Komisyonunun rapor vermemesi hususları defaatle vurgulanmıştır. Bu husus Sayın Cumhurbaşkanınca, Kanunun onay safhasında göz ardı edilmiştir. "Kamu vicdanı" gibi gerekçelerle son dönemde oldukça hassaslaşan Sayın Cumhurbaşkanının terazisi 6223 sayılı Yetki Kanunu'nda şaşmıştır. Hâlbuki Sayın Cumhurbaşkanına iktidar partisince verilen işaretler de mevcuttur.

Mesela, Yetki Kanunu ile ilgili olarak tali komisyon olan ve Anayasa'ya uygunluk açısından tasarının görüşmesini yapması gereken Anayasa Komisyonunun Başkanının böyle önemli bir hususta Komisyon üyelerinin fikrini alma gereği duymadan, tali komisyon olarak görüş vermeyeceklerini bildirmesi, açıkça Anayasa'ya aykırı olan tasarı hakkında görüş bildirmekten kaçınmadır. Bu olay bile Sayın Cumhurbaşkanının alarma geçmesi açısından yeterliydi.

Aslında, iktidar partisine mensup milletvekili olabilirsiniz, Anayasa Komisyonu Başkanı bile olabilirsiniz, bazı şeyleri de söyleyebilirsiniz, sonra tam tersini de yapabilirsiniz. Millet adına vekâleten kullanılan yetkinin yine vekâletle başka birisine ya da organa devri uygun değildir. Zaten yürütmenin kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi, özellikle yasama yetkisinin devri görüşünün etkisiyle, uzun zaman içinde oluşan bir tür Anayasa geleneğine dayandırmaya imkân bulunmamaktadır. Çünkü "Bir hukuk kuralına aykırı gelenek olamaz." düşüncesini savunabilirsiniz de. Yetki Kanunu sakatsa kanun hükmünde kararnameler de sakattır. Kaldı ki idari teşkilatla ilgili en kapsamlı düzenlemeyi yapan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, memurlar arasında âdeta "alttakiler" ve "üsttekiler" olmak üzere ikili sınıfsal bir ayrım getirmiştir, zaten bölük pörçük olan sistemi daha da karmaşıklaştırmıştır. Bu Yetki Kanunu fiilen sakattır. Davet yazısı da Komisyon Başkanı yurt dışındayken yapılmıştır. İmzası, ne zaman atıldığı belli değildir. Sayın Cumhurbaşkanımızın dikkatlerine arz ediyoruz. Gerekirse mektup da yazarız. Daha önce mektup yazmamamızın nedeni, her şeyi onaylamasıydı. Konu Devlet Denetleme Kurulunca incelensin, bunda fayda görüyoruz. Belki bir case, statü olarak Türk demokrasi tarihine hiç olmazsa bir eser koyarak katkı sağlarız.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum Sayın Başkanım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ayhan.