GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:73
Tarih:01.03.2012

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 171 sıra sayılı Tasarı'nın geçici 1'inci maddesi üzerinde söz aldım.  Bu vesileyle tekrar yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, Sayın Bakanım, bizim burada söylediğimiz şeyler sizi rencide etmek için söylenmiş şeyler değil. Bizim burada söylediğimiz şeyler? Ben otuz senedir bu hesabın kitabın içindeyim, bir şey yapıyorsunuz bütün millet bilsin, anlasın. Biraz önce biz Sayın Bakanın, Başbakan Yardımcısının? 4 Başbakan yardımcınız var, biri bir türlü söylüyor, biri bir türlü söylüyor, Manisa Organize Sanayideki işçi onu anlamıyorsa, buradaki anlıyor ama orada Başbakan Yardımcısı söylerken farklı bir şey söylüyor. Şimdi Sayın Babacan'a sorsanız onun söylediği gibi söylemez, onu ben de biliyorum ama bir devlet sorumluğu var canım! Yani ağzınızdan söz çıktığı zaman sizi bağlıyor, karşınızdaki vatandaşlar ümit ediyor, umut ediyor, durumu öyle fevkalade de iyi insanlar değil.

Bakın, Sayın Bakanım, 2002 yılında nüfusumuzun yüzde 14,7'sine denk gelen 9 milyon 760 bin kişi yoksul; 2003 yılında 10,7 milyonu yoksul; 2004'te 10,1 milyonu yoksul; geliyor geliyor, 2011 yılında 13,3 milyonu yoksul. Bunu biz burada söylemeyelim mi? İş arayanları söylemeyelim mi? Siz hangi rakamı nasıl düzeltirseniz düzeltin, hangi metodu nasıl düzeltirseniz düzeltin, uygulayın, biz ona baktığımız zaman söyleyecek bir şey buluruz ama benim söylemek istediğim şey şu: Bakın, bütün sistemi tarumar ettiniz kanun hükmünde kararnameyle. Plan Bütçeye o yazdığınız davet yazısının imzasının nasıl atıldığını hiçbiriniz söyleyemiyor buradan. Altındaki imza doğru mu, yanlış mı? O yazıyı başkan yokken bize gönderen milletvekili zat bana soruyor, "Bu sahte mi diyorsun?" diyor. Ben mi gönderdim, sahte olup olmadığını o bilecek. Velev ki sahte değil, daha önceden atılmış olsun ama doğru bir yöntem değil, hukuk ayaklar altına alınır mı canım? Böyle bir şey olur mu? "Ben yurt dışına gidiyorum, üstünü doldurun." Böyle bir şey var mı, yok mu? Bunu burada gelip birinin izah etmesi lazım. Dün Sayın Başbakanın geldiğini son anda fark ettim yoksa onu burada dile getirirdim. Sayın Başbakanın da onu kabulleneceği kanaati bende yok. Böyle bir şey olabilir mi canım? "Ben zorla yaptım, olur?" O kanun hükmünde kararnamelerin yarın her biri sıkıntıya girecek, bakın. Bırakın öyle sıkıntıya girmesini hukuken, yarın siz onu düzeltmek için torba yasası getireceksiniz, hazırlıklarının olduğu söyleniyor, doğru mu yanlış mı bilmiyorum. "Ha biz bir yapalım, arkasını toparlayalım." diyorsanız devlet işi bu kadar hafif değil, basit değil.

Mali kuralı Sayın Bakan getirdi, Başbakan Yardımcısı, raflarda duruyor oralarda. Bize söylerken ertesi gün lazımdı, o Komisyonu sıkıştırırken ertesi gün bitmesi lazımdı. Ben kamuoyuna çıktım, söyledim: "Sayın Başbakan Yardımcısı dut yemiş bülbüle döndü, hiç konuşmuyor." dedim. Ben bunu zevkimden mi söyledim? Siz Komisyonda, muhalefet partilerini, işi bilenleri, hukuku ayaklar altına almaya çalışırsanız biz de benzer şeyleri söyleriz. Okuduğumuzu anlıyoruz, bildiğimizi söylüyoruz, çok açık ve net bir şekilde de ifade ediyoruz.

Şimdi, Sayın Bakanım, onu öyle yaptık, bunu böyle yaptık diyorsunuz, diyeceksiniz de, hakkınız da; buna bir şey demeyeceğiz ama bunun bir hukuk usulü var, oradan yürüsün işler. İlla ben yaptım, bugün görüşeceğim, sonradan da helalleşiriz! Yahu milletin hukukunu nasıl helalleşeceğiz canım! Birbirimize olan hakkımızı helalleşmek ayrı mesele ama milletin işini yaparken işin ucunu kaçırdıysak "Gel helalleşelim, bu işi çözelim." olur mu? "Kul hakkıyla gelme." diyor. Siz bu işi bilen insansınız, meslek olarak bilen insansınız ve burada gerçekten de ne yapmaya çalışıyorsunuz? En kolay geçen tasarılar sizin tasarılar Bakan olarak, bunu da biliyorum. Ama bu işi lütfen Bakanlar Kurulunda mı anlatırsınız, Hükûmette mi görüşürsünüz, başka yerde mi bir düzene koyalım. "Biz hakikaten yanlış yaptık. Muhalefet katkı yapmak istiyor ama bizim yaptığımız iş onların katkı vermesini engelliyor." diyebilin lütfen. İfade etmek istediğim bu.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Saygılar sunuyorum hepinize. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Ayhan.