| Konu: | BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI NİHAT ERGÜN'ÜN, HOCALI KATLİAMININ 20'NCİ YIL DÖNÜMÜ MÜNASEBETİYLE GÜNDEM DIŞI AÇIKLAMASI VE CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ALİ ÖZGÜNDÜZ, BDP MERSİN MİLLETVEKİLİ ERTUĞRUL KÜRKCÜ, MHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ATİLA KAYA VE AK PARTİ ANKARA MİLLETVEKİLİ SEYİT SERTÇELİK'İN GRUPLARI ADINA, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ABDULLAH LEVENT TÜZEL'İN, ŞAHSI ADINA AYNI KONUDA KONUŞMALARI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 28.02.2012 |
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Elbette bütün katliamlar, bütün insanlık suçları gibi, Hocalı katliamını hep birlikte lanetliyoruz yirmi yıl geçtikten sonra. Ancak lanetlemek yetmiyor tabii, bu türden insanlık suçlarının nedenlerini, arkasındaki güçleri de sorgulamak gerekiyor. Bütün katliamlar gibi, emperyalist planlar, yayılmacı politikalar ve iş birlikçi yönetimlerin devletler arası sorunları, problemleri bir çözme ve yığınları etkileme biçimi olarak katliamlar tertipleniyor.
Şimdi, dün, İstanbul Taksim'de bir protesto gösterisi yapıldı ve bu büyük bir tartışmaya yol açtı, özellikle İçişleri Bakanının konuşması. Öyle görünüyor ki, bu protesto gösterisi Hocalı katliamını protesto etmek, buradaki duyguları açığa çıkartmaktan çok, ülkemizin çözülmemiş tarihsel problemlerinden olan Ermeni sorununda bir kez daha, Hükûmetin, özellikle yaklaşan 24 Nisana doğru bir kez daha toplumu, kendi politikaları doğrultusunda etkilemek için yaptığı bir devlet organizasyonu olduğu anlaşılıyor ve burada çok açıkça?
Biraz önce Sayın Bakan âdeta burada öz eleştiri verir gibi konuştu ama bir nefret suçu, bizim ülkemizde, bu topraklarda yaşayan Ermeni kardeşlerimize dönük düşmanlaştırıcı ve onlara karşı itici söylemler bizzat Bakanın ağzından ifade edildi. Şimdi, biz, bu duygularla nasıl ortaklaşacağız? Yani bugün konuşan Başbakan "Biz 75 milyonu temsil ediyoruz" diyor. Bu 75 milyonun içerisinde de Ermeni yurttaşlar ve kardeşlerimiz de var.
Öyle görünüyor ki Türkiye devleti yönetenleri, AKP Hükûmeti bölgede emperyalist politikalara bağlandıkça tarihle yüzleşmek, tarihi aydınlatmak yerine daha çok savaşçı ve fetihçi politikalara doğru yöneliyor. Bundan ülkemiz halklarına bir fayda çıkmayacaktır. Bakıldığında açıkça suç işleyen bir ortama bu ülkede bakanlık yapan bir kişi âdeta ortak oluyor. Bunlarla bu ülkede yaşayanlar, devlete, hükûmete, adalete ve geleceğe nasıl güvenecektir?
Biz Halkların Demokratik Kongresi olarak, Türkiye'de bütün halkların, inançların, dillerin, düşüncelerin özgürce bir arada yaşayacağı bir özgür halklar cumhuriyeti için mücadele ediyoruz ve Ermeni sorununda da 1915 olsun, Hocalı katliamı olsun, başkaca insanlık suçları olsun bütün bunlarla gerçek anlamıyla hesaplaşmak ve emperyalist planlara, oyunlara gelmemek, bu türden trajedilerle soğukkanlı, demokratik, insani bir şekilde yaklaşarak hesaplaşmak gerekecektir. Aksi, aksi olan her yıl dönümünde, her bu katliamları hatırladığımızda bir kez daha dünkü manzarada olduğu gibi yeni Ermeni kardeşlerimizin katledilmesine yol açacak, Ogün Samast gibi kindar bir nesil yetişmesine, ırkçı, "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur." söylemleriyle milliyetçi ama halklar arasında bir arada yaşamayı dinamitleyen düşüncede gençler yetişecektir. Bu, hiç birimizin arzu etmeyeceği bir söylemdir. Bizler tarihimizi aydınlattığımızda, ezilen halklar gerçek düşmanlarını gördüğünde emperyalist planları, bu planlar doğrultusundaki iş birlikçi yöneticileri ortadan kaldırdığında, kendi kaderimize sahip çıktığımızda, o zaman işte bu türden insanlık suçlarıyla gerçek anlamıyla hesaplaşmış olacağız.
Ben de sözlerimi bitirirken? Bütün dünya halkları kardeştir. Türkiye'de yaşayan bütün halklar, başta Türkler olmak üzere, dünyadaki insanlık toplumunda yaşayan bütün halklarla kardeştir.
Ben de yaşasın halkların kardeşliği diyerek sözlerimi tamamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tüzel.