| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 16.02.2012 |
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; öncelikle bu teklif hangi ihtiyaçtan gündeme geldi, buna bir bakmamız gerekiyor. Bir savcı dedi ki: "MİT'te suç işleyenler var." Bakınız, bu bir savcının kişisel görüşü olarak değil, birçok tartışmadan sonra? Ve birkaç gün önce de -arkadaşlar da söylediler, konuşanlar- Başsavcı Vekili Fikret Seçen de "MİT'in yaptığı görüşmeleri değil, Hükûmetin politikalarını değil; suç işlediği şüphesi bulunan MİT personelini soruşturuyoruz." diyor. Yani bir savcı çıkıp kafasına göre işlem yapmıyor.
Bunun üzerine de deniliyor ki: "Bizim adamlarımız dokunulmaz adamlar olsunlar ve bunlar Başbakanın işlerini yapsınlar." Değerli arkadaşlarım, bu, AKP'nin kendi politikalarıyla, geçmişte vadettikleriyle çok çelişkili bir durumdur. Bakınız, ben size hatırlatayım: Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi'ni hazırladınız, siz hazırladınız ve orada taahhüt ettiniz. Neyi taahhüt ettiniz? "Kamu görevlilerinin soruşturulmasına izin sistemini kaldıracağız." dediniz, yani "Bu soruşturmalarda, yolsuzluklarda korumayacağız." dediniz ama siz şimdi bu kanunla yeni bir hukuk kalkanı oluşturuyorsunuz ve bu kanunun adı aslında MİT Yasası'nda değişiklik yapma kanunu değil, Başbakanın adamları kanunudur. Budur, özeldir, çok özel bir kanundur. Burada arkadaşlar şiddetle, defalarca söylediler. Ben de otuz dokuz yıllık bir hukukçu olarak söylüyorum değerli arkadaşlarım, bu yol yol değildir, bu gidiş gidiş değildir; sizi, ciddi şekilde, bir hukukçu olarak da, bir siyasetçi olarak da uyarıyorum.
Çoğunluğunuza da o kadar güvenmeyin değerli arkadaşlarım, çoğunluklar kalıcı değildir ve burada böyle iterek kakarak ve küçümseyerek, mizahi görerek Cumhuriyet Halk Partisinin aldığı oyu alay konusu yapmayınız. Bu ülkenin her 4 kişisinden 1'inin oyunu da Cumhuriyet Halk Partisi almıştır, bunu da unutmayınız.
Değerli arkadaşlarım, bakınız, burada yaptığınız bir hatayı size anlatayım parti olarak. Savcılık MİT Müsteşarı ve personeli ile eski MİT yöneticilerini ifadeye çağırdıktan sonra gelmemeleri üzerine yakalanmalarına ilişkin bir yazı yazdı hatırlarsanız. Aradan geçen bir haftada bu kişilerin yakalandıklarına ve mahkemeye götürüldüklerine ilişkin bir bilgi yok. Bu kişilerle ilgili yakalama kararında bir değişiklik var mı? Hâlâ var mı hukuksal durumunda? Yok. Yoksa bu kişiler mahkemeye çıkarıldılar mı bizim haberimiz yok? Çıkarılmadılar. Yakalama kararı geçerliyse bu kişiler neden bugüne kadar bulunmamıştır, yakalanmamıştır? Ya da polis ve savcılar bu görüşmekte olduğumuz kanun Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkıp Cumhurbaşkanının onayı ve Resmî Gazete'de yayınlanıncaya kadar bekleme kararı mı almışlardır? Böyle bir bekleme süresi yasal mıdır? Açıkça kanunu ihlal ettiniz, hâlâ etmeye devam ediyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, bakınız, Genelkurmay Başkanını yakaladınız, tutukladınız, içeri attırdınız, Anayasa Mahkemesinde Yüce Divan sıfatıyla yargılanmasına dair yasa varken yine de özel yetkili mahkemede tutuklanmasına karar alındı ve burada sesiniz çıkmadı, elinizi ovuşturdunuz ve sessiz kaldınız ama şimdi bu olay size yöneldi çünkü Oslo'da yaptığınız görüşmeler ve o görüşmelere gönderilen özel temsilci sizin adamınız. Sonradan onu MİT Müsteşarı yaptınız ve şimdi siz, telaş içinde onu korumaya çalışıyorsunuz çünkü onun vereceği ifadenin doğrudan doğruya Başbakanı bağlayacağını biliyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, bakınız, buradan ikaz ediyorum: Deniz Feneri davasında aslında siz halkın vicdanında mahkûm oldunuz. Burada, bir deniz feneriyle, bir fenerle gelip elinde gezdiren arkadaşımıza bile tahammül edemediniz. Çünkü, halk sizi vicdanında "Deniz Feneri davasındaki sanıkları koruyor AKP." diye mahkûm etmiştir. Şimdi ben size buradan söylüyorum: Bakınız, bu kez bu yasayla bir kez daha mahkûm olacaksınız. Yani benim suçlumsa korurum inadına, senin suçlunsa doğru zindana; bu anlayış, anlayış değildir değerli arkadaşlarım.
Evet, Türkiye'de kamuda çok?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Acar.
GÜRKUT ACAR (Devamla) - Efendim bitiriyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu uyarılardan sonra şöyle bitireyim ben: Bakınız ben size 12 Şubat?
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Acar.
GÜRKUT ACAR (Devamla) - İyi günler diliyorum, saygılar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.