GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:40
Tarih:22.12.2025

AK PARTİ GRUBU ADINA FUAT OKTAY (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle sizleri saygıyla selamlıyorum.

Bugün 22 Aralık, 1914 yılındaki Sarıkamış Harekâtı'nın başladığı günün yıl dönümü. Sözlerimin başında Sarıkamış'ta vatan uğruna toprağa düşen aziz şehitlerimizi ve bu vesileyle gerek hudutlarımız dâhilinde gerek hudutlarımızın ötesinde vatanımızın bekası, milletimizin huzuru ve bölgemizin istikrarı için canlarını ortaya koyan tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, kahraman gazilerimizi saygı ve şükranla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu Mecliste alınacak her karar yalnızca bugünü değil Türkiye'nin yarınlarını da doğrudan etkilemektedir. Zira, Libya tezkeresi yalnızca bir askerî yetkilendirme meselesi değildir, hele hele yılbaşı alışveriş listesi gibi alelacele önümüze getirilecek ve getirilen bir liste asla değildir; bu, sizin dış politikaya bakışınızdaki körlüğünüzü ve sizin dış politikadaki ciddiyetsizliğinizi dile getirmektedir.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Siz de çok başarılısınız maşallah!

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Maşallah!

FUAT OKTAY (Devamla) - Arkadaşlar, bu tezkerenin süresinin 2 Ocak 2026'da dolduğunu, dolacağını iki yıl öncesinden bilmiyor musunuz? Dolayısıyla, bunun anlamsız bir eleştiri, laf olsun diye söylenmiş olmak için söylendiği bir boyutu olarak ifade ediyorum. Bu tezkere Türkiye'nin tarihsel sorumluluğunu, uluslararası hukuka bağlılığını, bölgesel barış vizyonunu ve millî güvenlik anlayışını bir bütün olarak yansıtan stratejik bir devlet iradesinin devamdır.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - "Stratejik Derinlik"

FUAT OKTAY (Devamla) - Türkiye'nin Libya'daki varlığının neden hayati önemde olduğunu, bunun neden bir millî güvenlik meselesi teşkil ettiğini tarihten, coğrafyadan, jeopolitikten, ekonomiden ve enerji güvenliğinden kopuk bir yaklaşımla dün "Türkiye'nin Libya'da ne işi var?" diyenlerin bugün buraya çıkıp ahkâm kesmesi anlamsız bir şey. "Mavi vatan nereden çıktı?" diyenlerin bugün buraya çıkıp da bize dış politikada ders vermeye kalkışması anlamsız bir şey. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Hele hele de Türkiye'nin muhalefet partisi adına bu görüşlerin dile getiriliyor olması ne yazık ki Türkiye'nin ana muhalefeti adına üzücü bir olay. Ümit ediyoruz bir öncekinde olduğu gibi bunu da tekrar Cumhuriyet Halk Partisi olarak da bir düzeltmeyle, milletimizden belki farklı şekilde bir özür dileme ihtiyacını yerine getirirsiniz.

Ben isterseniz onunla başlayayım, "Türkiye'nin Libya'da ne işi var?" olayıyla. Çünkü bugün de fiilen söylenmemiş olsa bile satır aralarında aynı şey ifade edildi: Libya'yı Somali'yi Aden Körfezi'ni anlamayan, haritaya bakmayan birisi Türkiye'nin niye Somali'de olduğunu anlayamaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Türkiye'nin sınırdan nereye komşu olduğunu bakmaya ve şayet o muhtıra yani Deniz Yetki Alanlarıyla Alakalı Mutabakat Muhtırası'nın imzalanmasının Türkiye açısından ne anlama geldiğini anlamayanlara burada ne Libya'dan ne muhtıradan ne tezkereden ne de bunun herhangi bir şeyinden anlatmanın da bir anlamı yok ama acı olan ne biliyor musunuz? Türkiye'nin ana muhalefet partisinin dış politikasının emanet edildiği taraflar bunu açıklıyor olursa vay gele Türkiye'nin hâline, muhalefetin hâline!

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Size emanet edilen dış politikada da nerelere pasaportla gidebildiğimiz belli oldu. 110 ülke bizi almıyor. Dış politikayı size emanet ettik.

FUAT OKTAY (Devamla) - Üzüldük, üzüldük, gerçekten üzüldük, konuşacağız bunları. İsterseniz şöyle bir tarihe de bakalım. Sadece bugünle alakalı değil Türkiye ile Libya arasındaki ilişkiler 16'ncı yüzyılın başlarına, ta Kanuni Sultan Süleyman dönemine kadar uzanmakta. "Ya, hemen tarihe kaçıyorsunuz." Nereye kaçacağız arkadaşlar? Tarih bizim tarihimiz, kaçacak bir yerimiz yok bizim. Biz her zaman bir şey söyledik. "Maziden atiye" dedik. Maziyi dikkate alamayanın atisi yoktur. Biz kaçmıyoruz, siz kaçıyorsunuz tarihten, biz hiçbir zaman kaçmadık tarihten. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Borç artırıyorsunuz, sadece dış borç artırıyorsunuz. Geldiğinizde 125 milyardı, şimdi 475 milyar borç yaptınız.

ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Tarih bizi çağırıyor tarih.

FUAT OKTAY (Devamla) - Biz hatta bugünün neslini geçmişiyle barıştıran ve geleceği inşa etmeye çalışan bir iktidarız, bir ittifakız. Biz tarihimizle gurur duyarız, kaçmayız, oradan dersler alınmak üzere ziyaret ederiz orayı. O anlamda, Kanuni Sultan Süleyman dönemine kadar uzanmakta, yaklaşık altı asırlık köklü bir tarihe dayanmakta. Bugün bazı devletlerin tarih sahnesindeki varlığı bile bu kadar eski değildir. Dolayısıyla, uluslararası zeminde, dün söylediniz, bugün de ima ettiğiniz "Türkiye'nin Libya'da ne işi var?" diyenlere de şunu söylemek isterim bir kez daha: Bunu anlamaya sizin ne yaşınız ne de tarih bilinciniz yeter. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bir birkaç tarihi hatırlıyoruz!

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Ayıp ya, ayıp ya! Böyle bir konuşma mı var ya? Senin yaşın başın çok mu iyi? Böyle konuşma mı olur ya!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ne kadar diplomatik bir dil kullanıyorsunuz, ne kadar(!)

FUAT OKTAY (Devamla) - Biz başkalarının çizdiği dar haritalarla değil, tarihimizin, kültürümüzün ve gönül coğrafyamızın çizdiği geniş ufukla düşünürüz.

Hatırlayalım: Yaklaşık yüz on beş yıl önce, işgal edilene kadar bizimle aynı siyasi çatı altında ve aynı bayrak altında varlığını sürdürüyordu Libya. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün silah arkadaşlarıyla birlikte Trablusgarp'ta emperyalizme karşı direnişi ve mücadelesi bile Türk Silahlı Kuvvetlerinin bugün Libya'da hangi tarihsel sorumluluk bilinciyle bulunduğunu anlatmaya yeterlidir. Bunu da anlamıyorsanız size bir şey ifade etmeye gerek yok.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Anlıyoruz, anlıyoruz; kara para aklamaları anlıyoruz!

FUAT OKTAY (Devamla) - 1951 yılında Libya bağımsızlığını kazandıktan sonra da Türkiye-Libya ilişkileri kesintiye uğramamıştır.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bu ülkenin nasıl kara para cenneti olduğunu anlıyoruz ve kara para potansiyelini!

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Sizin hatip konuşurken herkes dinledi. Dinleyin!

FUAT OKTAY (Devamla) - Türkiye sahip olduğu devlet tecrübesini her daim Libya'yla paylaşmış; Libya da Türkiye'nin son zamanlarında, özellikle 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sürecinde ülkemizin yanında yer almıştır. Bu bağlar hâlâ da güçlü şekilde devam etmektedir. Libya meselesi tarihsel bağların ışığında Türkiye'nin güvenliği, istikrarı ve geleceğiyle doğrudan ilişkilidir.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Çeteler temizlense, kara para ticareti bitse, uyuşturucu bitse huzura ereriz, güvenliğe ereriz.

FUAT OKTAY (Devamla) - Şunu açıkça ifade etmek isterim: Türkiye'nin güvenliği yalnızca kendi kara sınırları içerisinde alınan tedbirlerle sağlanamaz. Yakın coğrafyamızda yaşanan istikrarsızlıklar terör, düzensiz göç ve organize suç gibi çok boyutlu tehditleri de beraberinde getirmektedir.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - İcat ettiğiniz savaş politikası bu.

FUAT OKTAY (Devamla) - Libya bu bağlamda Türkiye için uzak bir coğrafya değildir, hatta sanılandan çok daha yakındır. Her şeyden önce, Türkiye ve Libya denizden komşu olan iki ülkedir. Öyle ki Antalya'nın Kaş Limanı ile Libya'nın Tobruk Limanı arasındaki mesafe bugün itibarıyla kara yoluyla Ankara'yla Gaziantep arasındaki mesafe kadardır. Bu coğrafi gerçek dahi Libya'daki gelişmelerin Türkiye'nin güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu net olarak göstermektedir. Velhasıl Libya, Trablusgarp'ta emperyalizme karşı ilk direnişin tecrübesini veren bir milletin tarihten kopmadığının bir ispatıdır; Anadolu'nun savunmasını Afrika'da başlatan devlet aklının bir göstergesidir; Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi dışlamaya dönük planların bozulduğu sahadır. Libya, denizlerdeki egemenlik haklarımızın masayla beraber sahada da savunulduğu coğrafyadır; Türkiye'nin sadece izleyen değil, oyun kuran bir devlet olduğunu gösterdiği jeopolitik bir noktadır. Bugün olmazsak Libya'da, yarın bedelini çok daha ağır ödeyeceğimiz stratejik bir eşiktir.

Netice itibarıyla, Libya'yla iş birliğimiz, kardeş Libya halkının çıkarlarını savunma, denizlerde egemenlik, bölgede denge, Afrika'da etki, Akdeniz'de meşruiyet ve uluslararası sistemde söz sahibi olma iradesinin temsilidir.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Ve gayrimeşru ticaret...

FUAT OKTAY (Devamla) - Yani öngörüsüzlük değil, öngörüdür, sadece bugünü değil, geleceği düşünmektir, vizyon sahibi olmaktır Libya olayı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2011 yılında Kaddafi rejiminin devrilmesiyle birlikte Libya'da ciddi bir otorite boşluğu ortaya çıkmış, ülke uzun süreli bir istikrarsızlık sarmalına sürüklenmişti, zaten hepimizin malumu. Bu süreçte Birleşmiş Milletler öncülüğünde ve Türkiye'nin de aktif katkılarıyla yürütülen siyasi diyalog neticesinde 17 Aralık 2015 tarihinde Libya Siyasi Anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmayla kurulan Ulusal Mutabakat Hükûmeti, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2259 sayılı Kararı'yla Libya'nın tek meşru temsilcisi olarak tanınmıştır. Hep Türkiye'nin aleyhindeki noktalara bakacağınıza Türkiye'nin bir vatandaşı ve siyasi partisinin mensubu olarak isterseniz Türkiye açısından da olaylara bakmanızda fayda var, bunu özellikle öneririm.

Libya konusunda uluslararası toplum nezdinde temel referans teşkil eden bu karar müteakip Güvenlik Konseyi kararlarıyla da teyit edilmiştir.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Birleşmiş Milletler nereye barış götürdü ki.

FUAT OKTAY (Devamla) - Türkiye'nin Libya'ya yönelik yaklaşımının hukuki zemini işte bu açık ve tartışmasız meşruiyete dayanmaktadır. Türkiye Libya'da meşruiyeti, kurumları ve uluslararası hukuku temel almıştır.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Meşru olsa kendi hükûmetini kendisi korur.

FUAT OKTAY (Devamla) - Nitekim, meşru Ulusal Mutabakat Hükûmeti Nisan 2019'da idareyi devirmeye yönelik saldırılar karşısında uluslararası toplumdan destek istemiştir. Türkiye bu çağrıya istinaden uluslararası hukuk çerçevesinde yine gerekli desteği sağlama kararı almıştır. Yüce Meclisimiz de bu çerçevede üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş, Türkiye Libya'daki meşru hükûmetin çağrısına cevap veren tek ülke olmuştur. Türkiye'nin Libya'daki varlığı, meşru hükûmetin daveti üzerine açık, şeffaf ve hukuka uygun şekilde yürütülen bir iş birliğidir. Kapalı kapılar ardında yürütülen bir şey yoktur. "Kara bir senaryodur." dediğiniz olayı siz iyi bilirsiniz, kara işleri. Kara işlerinin nasıl çevrildiğini, nasıl temizlendiğini siz bilirsiniz, biz bilmeyiz. Dolayısıyla, orada aynaya bakarsanız, Türkiye'nin Libya'da yürüttüğü ilişkilerin şeffaf olduğunu, açık olduğunu ve uluslararası hukuka da uygun olduğunu görürsünüz.

Türkiye'nin sağladığı bu destekle birlikte Libya'da iç savaş riski bertaraf edilmiş, istikrarsızlıktan faydalanan DEAŞ, El Kaide ve benzeri terör örgütlerinin yarattığı güvenlik tehdidi önemli ölçüde zayıflatılmıştır. DEAŞ'ı, El Kaide'yi biz araya garnitür olarak koyduğumuz şeyler değildir. Beyler, hanımlar, bu sahadaki gerçekliktir...

CEYLAN AKÇA CUPOLO (Diyarbakır) - Garnitür değil, sos!

FUAT OKTAY (Devamla) - ...ve sahadaki gerçeklikler çerçevesinde karar alır, devlet aklıyla hareket eder, akşam yatıp sabah kalkmaz, Erdoğan'ın talimatıyla iş yapmaz. Büyükelçilik yapmış, Dışişleri Bakanlığının temsilcisi olan birinin, Dışişlerinin ömrünün bittiğini, Erdoğan'ın talimatıyla işler yaptığını söylemesi son derece vahimdir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Adım bile atamazsınız! Adım bile atamazsınız! Talimat almadan hiçbiriniz adım bile atamazsınız!

FUAT OKTAY (Devamla) - Dışişleri Bakanlığında görevliyken, Erdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan seni arayıp da talimat mı vermiştir? Hangi yasal olmayan talimatı aldın da yaptın, bunu bize açıkla o zaman.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Sataşma var.

FUAT OKTAY (Devamla) - Yaptınsa, aldınsa ve yaptınsa Türkiye Cumhuriyeti'nin büyükelçisi olarak nasıl bunu yaptın? Yüce Meclisimiz...

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Cevap hakkı doğmuştur.

FUAT OKTAY (Devamla) - Cevap hakkı doğdu olayı yok, zaten açıkça soruyoruz.

Yüce Meclisimizde yine, bu mekânda her türlü açık şekilde, şeffaf şekilde yapılan...

ADEM YILDIRIM (İstanbul) -

ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Açıkça cevap verecek.

FUAT OKTAY (Devamla) - Ben, fiilen, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Cumhurbaşkanının da Cumhurbaşkanı yardımcılığını yapmış bir arkadaşınızım. Dışişlerinin...

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Eskiden.

VEYSAL TİPİOĞLU (Kocaeli) - Eskiden, eskiden. Azıcık Türkçeyi de öğren arkadaş.

FUAT OKTAY (Devamla) - "Yapmış bir arkadaşınızım." diyorum. Sen de eskiden bilmem neredeydin.

Dolayısıyla hiçbir konuda Cumhurbaşkanımızın, hiçbir konuda ilgili kurumlarımızın görüşünü almadan, ilgili bütün kurumlarımızla olayı detayına incelemeden herhangi bir karar vermesi mümkün olmamıştır ve bunu yapmamıştır. Bunu ancak bilmeyen, bugün devlet tecrübesi olmayan, geçmişteki tecrübelerini de unutan bir kadro dile getirmekte ne yazık ki. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu tecrübeyi de zaten bu akılla giderseniz millet size vermeyecektir.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Göreceğiz!

FUAT OKTAY (Devamla) - Ne yazık ki bunu da muhalefet adına ben üzücü buluyorum.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Sayın Başkan, sandığı getirin, görelim hadi!

SERKAN SARI (Balıkesir) - Buna vatandaş karar vermeli!

FUAT OKTAY (Devamla) - Türkiye'nin sağladığı bu destekle, yine, bu sayede sahada bir ateşkes ortamı tesis edilmiş, Birleşmiş Milletler öncülüğünde yürütülen ve nihai hedefi seçimler olan siyasi sürecin önü açılmıştır. Bugün Libya'da ateşkesin konuşulabiliyor olması, siyasi sürecin tamamen kopmamış bulunması Türkiye'nin sahadaki ve masadaki varlığının doğrudan sonucudur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün gelinen noktada temel hedef Libya'da siyasi sürecin başarıyla tamamlanması ve böylelikle Akdeniz ve Kuzey Afrika'da kalıcı istikrar ve güvenliğin tesis edilmesidir. Ancak 24 Aralık 2021 tarihinden bu yana seçimlerin yapılamamış olması ülkede siyasi belirsizliği derinleştirmekte ve sahada büyük fedakârlıklarla sağlanan sükûnet ortamını riske atmaktadır. Bölünmüş yönetim yapısı ve süregelen güç mücadelesi Libya'nın yeniden silahlı çatışma ortamına sürüklenmesi ihtimalini canlı tutmaktadır. Bu durum yalnızca Libya'yı değil, Akdeniz havzasını, Kuzey Afrika'yı ve doğal olarak Türkiye'nin bölgedeki çıkarlarını olumsuz etkileme potansiyeline de sahiptir. Türkiye, bu doğrultuda Libya'nın öncülüğünde ve sahipliğinde yürütülen siyasi süreci desteklemekte; adil, serbest ve kapsayıcı Başkanlık ve Parlamento seçimlerinin bir an önce gerçekleştirilmesini savunmaktır. Türkiye'nin Libya politikası ülkenin batısını, doğusunu, güneyini kapsayan bütüncül bir yaklaşıma dayanmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye Libya'daki tüm kesimlerle diyaloğunu sürdürmekte, ülkenin birlik ve bütünlüğünü esas almaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Libya'yla 2019 yılında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası uluslararası hukuka uygun şekilde hazırlanmış, Türkiye ile Libya'nın Doğu Akdeniz'deki egemenlik haklarını korumayı amaçlayan, meşru ve bağlayıcı bir anlaşmadır. Libya mevzuatına göre bu muhtıranın yürürlüğe girmesi için hükûmet onayı yeterlidir. Dolayısıyla mutabakat muhtırası hâlihazırda yürürlüktedir ve her iki ülke tarafından da Birleşmiş Milletler nezdinde tescil edilmiştir. Bununla ilgisi, sancısı olan ülkeler vardır, Yunanistan bunlardan biridir, Rum kesimi bunlardan biridir; siz niye sancılanıyorsunuz anlamıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Libya mevzuatına göre bu muhtıranın yürürlüğe girmesi için Hükûmet onayı yeterli olduğunu biraz önceifade ettim, Temsilciler Meclisinde başlatılan süreç ise bu mutabakatın Libya'nın menfaatlerine hizmet ettiğinin bilincindeki Libyalıların inisiyatifinde gelişmiş olup Libya'nın denizlerdeki hakların ihlal etmeye yeltenen taraflara yönelik açık bir siyasi mesaj niteliği taşımaktadır.

CEYLAN AKÇA CUPOLO (Diyarbakır) - Seçim yoksa nasıl biliyorsunuz Libya'nın desteklediğini?

FUAT OKTAY (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Libya'ylaü kurduğumuz iş birliği Türkiye'yi ve Libyayı Doğu Akdeniz'de kıyıya hapsetmeye çalışan planlara karşı meşru ve hukuki bir duruştur. Mavi vatan -itiraz edenler vardı ya, dalga geçenler vardı güya kendilerine göre, kendi boylarına göre hareket ediyorlardı düşüncelerine göre- Türkiye'nin denizlerdeki egemenlik haklarının uluslararası hukuk temelinde korunmasını ifade eden stratejik bir yaklaşımdır. Hatırlarsanız, biraz önce de ifade ettim, bu açık denizlerdeki hakları savunma iradesini "denizaşırı macera" olarak niteleyen, "mavi vatan" kavramını da "masal" olarak tanımlayanlar vardı. Nasıl ki ana vatandan bir karış toprağı macera olarak nitelemek kabul edilemezse mavi vatandaki egemenlik haklarımızı küçümsemek de aynı ölçüde kabul edilemezdir. Dün olduğu gibi bugün de mavi vatan önceliğimizdir. Türkiye'nin açık denizlerdeki egemenlik mücadelesini tartışırken, yelkenleri gayrimillî odaklar tarafından şişirilmiş bir geminin güvertesinden konuşur gibi siyaset yapmamak gerekir.

TAHSİN OCAKLI (Rize) - 4 tane gemimizi vurdular mavi vatanda neredeydiniz? 4 tane Türk gemisi vuruldu, mavi vatan o zaman vatan değil miydi?

FUAT OKTAY (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2010-2011 yılından bu yana bir kısmı eski sömürge refleksleriyle Libya üzerinde oyun oynayan yabancı güçler Libya'yı enerji çıkarları, bölgesel güç projeksiyonları, ideolojik amaçları ve stratejik pazarlık unsuru olarak değerlendirmişlerdir ne yazık ki. Bu ülkeler Libya'yı bir çatışma ortamına dönüştürmekten çekinmemişlerdir.

CEYLAN AKÇA CUPOLO (Diyarbakır) - Niye Rusların silahlı gruplarına müsaade ettiniz o zaman?

FUAT OKTAY (Devamla) - Bunun bedelini Libya halkı ödemiştir. Ülkemizse bunlara engel olmuş, Libya halkının yanında yer almış, Libya'nın parçalanmasını engellemiş, Akdeniz'de barış ve istikrarı korumuştur. Libya'yla 2019 yılında imzalanan Güvenlik ve Askerî İş Birliği Mutabakat Muhtırası çerçevesinde bugün Türkiye Libya'ya yönelik eğitim, danışmanlık, insani yardım ve sağlık desteğini de sürdürmektedir yani Libya'nın ihyası çerçevesinde de Libya'dayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Oktay, lütfen tamamlayın.

FUAT OKTAY (Devamla) - Müsaade ederseniz.

Libya'da kurumların birleştirilmesi, devlet kapasitesinin güçlendirilmesi ve özellikle sivil otoriteye bağlı birleşik ve kurumsal bir Libya ordusunun tesis edilmesi önümüzdeki dönemde de en öncelikler arasındadır. Libya'nın birlik ve bütünlüğü korunarak kalıcı siyasi çözüme katkı sunulması, düzensiz ve kitlesel göçün önlenmesi, insani trajedilerin önüne geçilmesi ve millî güvenliğimizi tehdit edebilecek gelişmelere karşı Türkiye'nin menfaatlerinin etkin şekilde korunması büyük önem taşımaya devam etmektedir. Bu amaçla, biz, Libya Tezkeresi'nin 2 Ocak 2026 tarihinden itibaren yirmi dört ay süreyle uzatılması Yüce Meclisimizin takdirine sunulmaktadır. Bizler de AK PARTİ Grubu olarak bu tezkereye olumlu oy kullanacağız, siz değerli milletvekillerimizi de Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda olumlu oy kullanmaya davet ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)