| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 16.12.2025 |
MHP GRUBU ADINA EKREM GÖKAY YÜKSEL (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul görüşmelerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, İklim Değişikliği Başkanlığı ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığı üzerine konuşma yapmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1937 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün imzasıyla kurulan Meteoroloji Genel Müdürlüğü ülkemizde meteorolojik gözlemlerin yapılması, hava tahminlerinin hazırlanması, erken uyarı sistemlerinin işletilmesi ve bilimsel çalışmaların yürütülmesi amacıyla faaliyet göstermeye başlamıştır. Günümüzde meteoroloji hizmetleri artık sadece "Yarın hava nasıl olacak?" sorusunun cevabından ibaret değildir.
İklim değişikliğinin etkilerinin giderek arttığı, meteorolojik kaynaklı afetlerin sıklaştığı bir dönemde sel, fırtına, dolu, hortum, aşırı yağış ve kuraklık gibi hadiselerin zamanında tespiti ve kamuoyunun önceden uyarılması hayati bir nitelik taşımaktadır. Bu nedenle Meteoroloji Genel Müdürlüğü köklü tecrübesiyle bugün ülkemizin afetlere hazırlığında stratejik bir rol üstlenmektedir. 2025 yılı faaliyetleri ve 2026 yılı planlamaları da Türkiye'nin meteoroloji alanında teknolojik dönüşümünü hızlandırdığını açıkça göstermektedir. Erken uyarı sistemlerinin güçlendirilmesi, radar ve gözlem ağının genişletilmesi, yapay zekâ destekli tahmin modellerinin geliştirilebilmesi gibi çalışmalar vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini doğrudan koruyan, önemli adımlardır.
Değerli milletvekilleri, bugün ülkemiz genelinde 2.059 adet meteorolojik gözlem sistemi aktif olarak hizmet vermektedir. 1.717 otomatik gözlem istasyonu, 76 havalimanı gözlem sistemi, 90 deniz istasyonu, 41 yıldırım tespit sensörü ve yüksek atmosfer ölçüm sistemleri Türkiye'nin dört bir yanında 7/24 veri toplamaktadır. Bu güçlü altyapı tarımdan ulaşıma, enerjiden sağlığa, savunmadan afet yönetimine kadar pek çok sektöre kritik bilgi sunmaktadır.
2025 yılı içinde Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından 400'e yakın erken uyarı yayınlanmış; sel, fırtına, dolu ve kuvvetli yağış gibi riskli hadiselerde vatandaşlarımızın önceden tedbir alması sağlanmıştır.
Ayrıca, bu yıl önemli teknolojik yenilikler hayata geçirilmiştir; ekonomik ömrünü tamamlayan İstanbul, Trabzon, Zonguldak ve şehrimiz Balıkesir'deki radarlar da tamamen modernize edilmiştir. 2026 yılında ise İzmir, Samsun, Muğla ve Antalya radarlarının yenilenme süreci başlatılacaktır. Radar modernizasyonu sayesinde yağışın miktarı, zamanı ve riskli bölgeler çok daha yüksek doğrulukla tespit edilebilecektir. Havacılık güvenliği açısından büyük önem taşıyan alçak seviye rüzgâr kırılımı uyarı sistemi önce Antalya Havalimanı'nda hizmete alınmış, ardından 2025 yılı içinde dünyanın sayılı havalimanlarından biri olan İstanbul Havalimanı'nda kurulmuştur. Bu sistemin dünya genelinde çok sınırlı sayıda havalimanında bulunduğunu özellikle belirtmek isterim. Bu çerçevede, bölgesel uçuş güvenliğinin artırılması amacıyla Balıkesir Koca Seyit Havalimanı'na da bu önemli sistemin kazandırılmasının son derece önemli olduğunu ifade ediyor, bu konuda gerekli adımların atılması yönündeki taleplerimizi yineliyorum.
Bununla birlikte, 2026 yılında devreye alınması planlanan yeni nesil yüksek başarılı bilgisayar sistemi meteorolojik modelleme kapasitemizi çok daha ileri bir seviyeye taşıyacaktır. Daha yüksek çözünürlüklü tahmin modelleri sayesinde erken uyarıların doğruluk oranı artacak, afet yönetimi süreçleri hızlanacak ve Meteoroloji Genel Müdürlüğünün uluslararası etkinliği güçlenecektir.
Değerli milletvekilleri, toprak ve insan arasındaki ilişkinin medeniyetimizin her döneminde hayati bir önem taşıdığı bilinen bir gerçektir. Milletimiz için mülkiyet hakkının güvence altına alınması hem bireysel hakların korunması hem de toplumsal düzenin sağlanması açısından temel bir ihtiyaçtır. Bu hakkın tescili, korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması görevi tarih boyunca Tapu ve Kadastro Müdürlüğü tarafından büyük bir titizlikle yerine getirilmiştir. Köklü geçmişi Osmanlı Devleti dönemindeki Defterhane teşkilatına uzanan Tapu ve Kadastro Müdürlüğü arşivlerinde bugün 26 farklı ülkeyi ilgilendiren yaklaşık 25 milyon Osmanlıca tapu kaydı ile Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde 55 milyon tapu kaydını muhafaza etmektedir. Bu tarihî miras yalnızca bir kayıt bütünü değil, devlet geleneğimizin, mülkiyet kültürümüzün ve medeniyet hafızamızın en kıymetli belgelerindendir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bugün ülke genelinde 973 tapu müdürlüğü, 81 kadastro müdürlüğü ve 18 bini aşkın personeliyle yılda yaklaşık 19 milyon işlem gerçekleştirerek 30 milyon vatandaşımıza hizmet sunmaktadır. Bu büyük hizmet kapasitesi son yıllarda dijital dönüşüm hamleleriyle daha da güçlendirilmiştir. Web tapu sistemi sayesinde vatandaşlarımız birçok işlemi müdürlüğe gitmeden güvenli şekilde yapabilmekte, günlük 200 bini bulan işlem sayısıyla e-devlet hizmetlerinde örnek model ortaya konmaktadır. E- haciz, e-ipotek, e-tahsilat, e-randevu, e-ilan ve e-arşiv uygulamalarıyla işlemlerde hız, şeffaflık ve güvenlik sağlanmaktadır. Ayrıca, karekodlu akıllı tapu uygulamasıyla tapu senetlerinin mobil cihazdan doğrulanabilmesi mümkün hâle gelmiş, tapu takas sistemiyle taşınmaz bedellerin güvenli aktarımı sağlanmıştır. Elektronik kimlik doğrulama sistemi ise sahteciliğin önüne geçerek işlem güvenliğini en üst seviyeye taşımıştır. TAKSİS'e eklenen yapay zekâ modelleriyle tapu işlem süreçlerinin otomatik hazırlanması da yakın dönemin en önemli reformlarından biridir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak ekolojik dengenin sürdürülebilirliğinin önemine inanıyoruz. Parti programımızda da temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını her insanın temel haklarından biri olarak gördüğümüz ifade edilmiştir. Bize göre çevre demek, aynı zamanda vatan demektir ve milliyetçilik anlayışımızın ana eksenlerinden biri de çevreciliktir.
İnsanı, tabiatı ve mahlukatı koruyacak, geliştirecek her türlü sürdürülebilir plan ve çalışmanın Cumhur İttifakı ruhuyla yanında olduğumuzu beyan ediyor, özellikle Balıkesir Sındırgı ilçemizde son dönemde meydana gelen depremler sonrasında bölgenin yeniden ayağa kaldırılması, vatandaşlarımızın güvenliğinin sağlanması ve hasar tespit çalışmalarının hızla tamamlanması için gösterilen üstün gayreti büyük bir takdirle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum.
Sındırgı'da, ilk andan itibaren sahaya inen ekiplerin mahalle mahalle dolaşarak vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını tespit etmesi, riskli yapılara ilişkin hızlı değerlendirmeler yapması ve süreci koordineli şekilde yürütmesi hem hemşehrilerimize moral olmuş hem de devletimizin güçlü varlığını hissettirmiştir. Bu süreçte tüm imkânlarını seferber ederek hızlı, koordineli ve fedakâr bir çalışma ortaya koyan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza, Sayın Bakanımızın şahsında Bakanlık personelimize gönülden teşekkür ediyoruz.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın İstanbul'da başarıyla yürüttüğü "Yarısı Bizden" kampanyasının Balıkesir'in ekonomik ve sosyal yapısına uygun bir modelle, başta Sındırgı ilçemiz olmak üzere şehrimizin genelinde de hayata geçirilmesinin önemli bir adım olacağını ifade ediyor, görüşmekte olduğumuz bütçenin ülkemize, milletimize ve devletimize hayırlı sonuçlar getirmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP, AK PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)