GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:33
Tarih:15.12.2025

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Her 2 Bakana da hoş geldiniz diyorum, kıymetli bürokratlara da.

Ben hem Maliye Bakanını hem İçişleri Bakanını diğer kabine, diğer bakanlara göre çok daha yakından takip ettim. Sayın Maliye Bakanını uzun süre özel sektörde bulunduğum için kendisinin icraatlarını o dönem takip ediyorduk. Sayın Ali Yerlikaya'yla da kendisinin İstanbul Valiliği yaptığı dönem ben de İstanbul İl Başkanıydım. O dönemden de kendisiyle bir hukukumuz var. Ben her 2 Bakanın da çaba içerisinde olduğunu biliyorum ama her ikisinin de biraz daha açık, biraz daha cesur ve biraz daha net olarak bazı konuları vurgulamasının memleket için çok daha hayırlı olacağına inanıyorum.

Özellikle Maliye Bakanına ayrıca burada bir teşekkür edeceğim. Zira, yaptığı konuşmayla kendisinden önceki dönem bizim itiraz ettiğimiz ve yanlış bulduğumuz ne varsa onları da büyük oranda kendisi vurguladı, aslında kapalı da olsa bir mesaj vermiş oldu. Daha açık konuşabilir derken kastettiğim şu, mesela çıkıp şunu net olarak söyleyebilmeniz lazım: "Biz bu ülkede gıda enflasyonunu öyle bir duruma getirdik ki milletimizi açlığa mahkûm ettik. Biz kira oranlarını dünyanın en fazla artan kira oranları hâline getirdik, dolayısıyla milletimizi barınma konusunda çok ciddi sıkıntıların içerisine soktuk." Zira kendisinin Bakanlığı döneminde asgari ücret yüzde 160 artarken kira artışları yüzde 397'lere vardı. Daha net ifadeyle şunu da diyebilir Sayın Bakan: "Benden önce yani benim görevi devraldığım benden önceki dönem o kadar irrasyonel, o kadar yanlış işler yaptı ki ekonomiyi de ülkenin gidişatını da o anlamda perişan etti." Mesela faizler 2,72 trilyona ulaştı yani yüzde 40,6 bir önceki seneye göre arttı. En yüksek Bakanlık bütçesi arkadaşlar Millî Eğitim Bakanlığı ki 1,9 trilyon, daha sonra Sağlık Bakanlığı var 1,4; Millî Savunma Bakanlığı da 0,8 yani Millî Savunma Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının toplamı bile önümüzdeki sene ödeyeceğimiz faizi aşmıyor; neredeyse 3 bakanlığın toplamını alıp götürecek kadar da bir faiz oranıyla karşı karşıyayız. Topladığımız vergilerin yani 100 lira vergi topluyorsak bunun 21,4'ü faize gidiyor. Bu rakam 2015'te ne kadardı biliyor musunuz? 12,5'ti yani nasıl bir kötü duruma geldiğimizin net göstergesi.

"Carry trade"den bahsettiniz. "Carry trade"cilerin en bayıldığı 2 ana konu vardır; bir ülkede yüksek faiz ve rezerv isterler. Hükûmetiniz "Carry trade"cilere bu 2 imkânı da sağ olsun, çok yüksek oranda sağladı. Dünyanın hemen hemen en yüksek faizi ve muazzam da bir rezerv kendilerine sunulmuş oldu.

Şimdi, politika faizi düştü, 100 baz puan daha düştü, bundan önce de düşmüştü. Rifat Hisarcıklıoğlu bir açıklama yaptı. Daha önce Salih Uzun, Rıfat Hisarcıklıoğlu'yla ilgili bir konuşma yapmıştı. Galiba o konuşmanın etkisi oldu, daha cesur konuşmaya başladı Rifat Hisarcıklıoğlu, dedi ki: "3'üncü defa faiz oranları, faiz düşüyor, bankaların mevduata verdiği faizler de düşüyor ama bankalar kredi faizlerini düşürmüyor." Yani biz gittiğimizde hâlen bize sanki bu 300 yani 100'er baz puan hiç düşmemiş gibi aynı faiz oranlarını uygulamaya devam ediyorlar. "Faiz sebep, enflasyon sonuç" politikasının bizi getirdiği nokta buralar.

Vergiden bahsettik, geçiyoruz onu. Yani yüzde 65 dolaylı, yüzde 35 dolaysız vergi; bunun düzeleceği hep söyleniyor, yıllardır söyleniyor, biz de merakla bekliyoruz.

Şimdi, enflasyon... Konuşmasında Sayın Bakan dedi ki: "Bir miktar enflasyon hedefimiz saptı." Arkadaşlar, 2025 enflasyon hedefimiz yüzde 15'ti, muhtemelen yüzde 31'le kapatacağız. Sizce bu bir miktar mıdır yoksa, daha net ifadeyle 2'ye mi katlanmıştır? Bir miktar değil, yüzde 15'i hedeflediğimiz enflasyon oranı yüzde 31'lere çıktı.

Bakın, Arjantin, öyle gözüküyor ki 2026'da tek haneye düşürecek. 2024 Nisan ayında Arjantin'in enflasyonu ne kadardı: Yüzde 292 ve neredeyse bir buçuk iki yılda tek haneye indiriyor. Niye? Çünkü para politikası ile mali politika yani mali disiplin arasında bir paralellik var. Ne yaptı? Kamu harcamalarını kıstı. Ne yaptı? Bakanlıkları kapattı. Ne yaptı? Kamu alımlarını durdurdu ve çok ciddi bir tasarruf tedbiriyle bu enflasyonu kontrol altına aldı. Dolayısıyla, olabiliyormuş. Şimdi "Evet, biz bunu biliyoruz ama beni dinlemiyorlar, ben bunu Hükûmete anlatamıyorum, gerçekten sıkıntılı durumdayım, zor durumdayım. Biliyorum bu enflasyonun nasıl düşeceğini ama benim sözümü iktidar dinlemiyor, diğer bakanlara söz geçiremiyorum." derseniz bunu da anlarız Sayın Bakan.

Bakın, deprem vergilerinden bahsettiniz, toplanan vergiler acaba bununla mı ilgili harcandı? Orada da ciddi soru işareti var. Zira, deprem vergilerinin gayrisafi millî hasılaya oranı yüzde 3,5 2023-2024 yılında, 2025'te 0,8'e düşüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Ama aldığımız pay, deprem için aldığımız pay yüzde 1,5'tan yüzde 1,9'a, 2025'te de yüzde 1,7'lere kadar gelmiş.

Büyüme tabana yayılmıyor; nüfusun yüzde 20'si gelirin yüzde 48'ini kullanıyor ve kalan yüzde 80'de kalan yüzde 50'yle yetiniyor. Ulus'taki oteldeki emeklilerimizin yaşadığı durum hepimizi çok üzdü. Bakın, bir başka Türkiye gerçeğini size söyleyeyim: Yani yeni milyonerler oluşuyor; 2023-2024'te dünyada en çok milyoner çıkan ülke Türkiye ve ödül aldı biliyor musunuz Rolls-Royce'un bayisi, Rolls-Royce'un bayisi en iyi satış yapan araba markası olarak ödül aldı ve ifadesi de şu, diyor ki: "Tek rakibim diğer otomobiller değil, tek rakibim yat, villa ve pırlanta." Rolls-Royce'un bayisi söylüyor bunu. Yani bir tarafta Ulus'ta otellerde yaşayan emeklilerimiz, bir tarafta da rekorlar kıran başka bir lüks otomobil markası.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Şimdi, zaman zaman tabii cesaretli, açık ifadeler de görüyoruz. Mesela, kur korumalı mevduatla ilgili "Bir yükten kurtulduk." dedi Sayın Bakan; daha net söyleyeyim, dedi ki: "Artık kur korumalı mevduat bittiği için finansal istikrarımız da güçlenecek." Bakın, bu kur korumalı mevduata itirazdır, bunun ne kadar yanlış olduğunun ifadesidir. Sayın Cumhurbaşkanı kur korumalı mevduatla ilgili aleyhte konuşanlara ne diyordu biliyor musunuz? "Bunlar mandacı iktisatçılar." diyordu, "Bunlar kendi sahibinin sözüyle hareket eder." diyordu. Bilmiyorum Sayın Bakan, Cumhurbaşkanının ifadesiyle, "Sizin sahibiniz kim?" anlamına gelir bu. 60 milyar dolar bu ülke zarar etti.

Kısaca da İçişleri Bakanlığıyla ilgili birkaç konuya değineceğim. Sayın Bakan, Karayolları bütçesi ne oldu? Bu Meclisi aydınlatırsanız seviniriz. Buraya Karayollarıyla... Pardon, Karayolları kanun teklifi; Karayollarıyla ilgili bir kanun teklifi geldi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA - Trafik Kanunu...

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Karayolları Trafik Kanunu; özür diliyorum, heyecanıma verin.

Karayolları Trafik Kanunu geldi, Ceza Kanunu geldi; buraya gelen bu teklif bir anda çekildi. Ne oldu bu, neden çekildi?

İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA - Söyleyeceğim, söyleyeceğim.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bir, bize söylenen, gelip iktidar milletvekillerine bu konuyla ilgili sizin bir brifing verdiğiniz, onlardan gelen önerilerle de çektiğiniz. Bu kadar milletvekilinin hakkı yok mu bilmeye yani niye sadece iktidar milletvekilleri bununla ilgili bilgilendiriliyor?

Son bir cümle söyleyeceğim, aydınlanma oranlarından bahsettiniz. Sizi suçlamıyorum yani gururlu, haklı olarak "Çeteleri yakalıyoruz, onu yakalıyoruz, bunu yakalıyoruz, Avrupa'daki aydınlanma oranlarından çok yükseğiz." diyorsunuz. Neden yani neden bu? Sürekli bizde çete, uyuşturucu oranı yani aydınlanma.. Benim aydınlanmadan anladığım şu: Olayı aydınlatıyorsunuz, failleri yakalıyorsunuz ama bitmiyor ki, bir sonraki sene bir daha, bir sonraki sene bir daha, bir sonraki sene bir daha. Teşekkür ediyoruz, yakalıyorsunuz ama...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Mesele, bu bataklığı kurutmaktır yani tekrar olmasını engellemektir. Sağlık Bakanı "Hastalıkları önleyici tedavi uygulayacağım." diyor, e, protein veremiyorsunuz çocuklarınıza, aynı suç oranlarının artması gibi.

Bakın, velhasılıkelam, son bir şeyle bitireceğim: Bütün bunların 2018'den beri geriye gittiğine şahit oluyoruz. Ülke aynı ülke, millet aynı millet, iktidar, bakanlar aynı. Değişen tek şey var, nedir o? Değişen tek şey sistemdir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi gelmiş, parlamenter sistem gitmiştir, diğer, onun dışındaki her şey aynı, millet aynı, ülke aynı, coğrafya aynı, iktidar aynı, parti aynı; değişen tek şey Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin gelmesi. Demek ki neymiş? Ana problem getirdiğiniz bu ucube sistemdeymiş diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)