GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:27
Tarih:09.12.2025

CHP GRUBU ADINA SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanlar, kıymetli bürokratlar; elbette ki adalet saraylarının, mahkemelerin ve hâkim, savcı sayılarının artması önemlidir ancak burada konuşmamız gereken husus, bunlar artarken ters orantılı olarak ülkemizin her tarafından "Adalet istiyoruz." seslerinin niye yükseldiği, adalete duyulan güvenin niye hızla gerilediği, yargının siyaseti dizayn etmede niye kullanıldığı, yargının bağımsız ve tarafsızlığının niye ortadan kaldırıldığıdır. Sorunun temel nedeni, AKP'nin yirmi dört yılda demokrasiden, hukuk devleti ilkesinden, evrensel hukuk kurallarından uzaklaşarak tek adam rejimini tahkim etmiş olmasıdır. (CHP sıralarından alkışlar) O nedenledir ki, iktidarda olduğunuz bu süreçte 4 yargı reformu strateji eylem planı ve 11 yargı paketi açıklamanıza rağmen artık halk adaleti adalet saraylarında değil, sosyal medya adaletinde arıyor. O nedenledir ki, artık halk hâkim ve savcıların değil, adalet sistemiyle sorunlu olan kişilerin adaleti gerçekleştireceğine inanıyor. O nedenledir ki Sayın Adalet Bakanı sık sık "Türkiye bir hukuk devletidir." diyor.

Vatandaşlarımız hızlı, tarafsız, öngörülebilir ve bağımsız bir yargı beklentisi içerisindedir. Bu beklentiyi karşılamanın yolu da HSK'nin güçlü, şeffaf ve liyakat esaslı bir yapıya kavuşmasından geçmektedir. Yargı üzerinde siyasetin egemen olmaya çalışması karşısında duracak en önemli kurum ise HSK olmalıdır. Bugün HSK öyle bir yapı hâline gelmiştir ki uygulamalarından hem yargılananlar hem avukatlar hem de hâkim ve cumhuriyet savcıları şikayetçidir. (CHP sıralarından alkışlar) HSK'nin misyonu, yargıyı tesis etmek üzere hâkim ve savcılarla ilgili işlemleri hukukun üstünlüğü, mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile hâkimlik ve savcılık teminatları esasına göre yerine getirmek, vizyonu ise adil, bağımsız, tarafsız, güvenilir ve etkin yargının teminatı olmaktır. Ancak uygulamaların misyonuyla da vizyonuyla da uygun olmadığı çok açıktır.

HSK, ülke ağır bir hukuk krizi yaşarken hiçbir şey yokmuş gibi davranıp 3 maymunu oynamaktadır. HSK, olması gerektiği gibi hâkim ve savcılar için bir güvence kurumu olmaktan çıkmış, siyasi talimatlara uymayan hâkim ve savcıların sürgün edildiği, soruşturmalarla baskı altına alındığı, terfi ve atamaların siyasal sadakat kriterleriyle belirlendiği bir yapıya dönüşmüştür. Örnek vermek gerekirse Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü dönemine ilişkin davada savcılık makamı mütalaayı aylarca vermemiş, buna rağmen tek bir soruşturmaya dahi tabi tutulmamıştır. Aynı dosyada davayı usule uygun yürüten hâkim karar duruşmasından hemen önce Diyarbakır'a atanmıştır. Beraat kararını veren mahkeme hâkimi ise kısa süre sonra Kahramanmaraş'a sürgün edilmiştir. Adalet Bakan Yardımcısı Sayın Akın Gürlek davasında beraat yönünde karşı oy yazan hâkim tenzili rütbeyle iş mahkemesine verilmiştir. Sayın Ekrem İmamoğlu'na yönelik diploma iptali dosyasında İstanbul Üniversitesine "Açık hata nerede?" sorusunu soran İstanbul 5. İdare Mahkemesi heyeti kurumdan yanıt gelmeden dağıtılmıştır. Buna rağmen, buna karşılık İBB iddianamelerine imza atan savcıların neredeyse tamamı hızla yüksek görevlere getirilmiştir. HSK verdikleri kararla Anayasa Mahkemesini ve Anayasa'mızı çiğneyen, tutuklamayı tedbir olarak görmeyip siyasal bir sopa olarak kullanarak ölçülülük, orantılılık ilkelerine uymadan tutuklama kararı veren hâkimlere işlem yapmayarak hukuka ve yargıya güvenin daha da azalmasına sebep olmaktadır.

Şanlıurfa Bozova'da MESEM kapsamında çalıştırıldığı atölyede hava kompresörüyle işkenceye maruz bırakılarak öldürülen 15 yaşındaki Muhammed Kendirci'nin failleri adli kontrolle serbest bırakılmış, sosyal medya baskısıyla çıkarıldığı mahkemece tutuklanmışken İstanbul'da Millî Eğitim Bakanlığının düzenlediği zirve esnasında anayasal haklarını kullanarak MESEM'lerdeki çocuk iş cinayetlerini protesto eden 17 öğrenciden 16'sı ise tutuklanmıştır. Gençlerin tutuklanması iktidarın gözdağı verme iradesinin yansımasıdır. Çocukların, gençlerin yeri cezaevi değil, okul sıraları olup hemen tahliye edilmelidir. (CHP sıralarından alkışlar)