GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:25
Tarih:04.12.2025

ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Teklifin 18'inci maddesi üzerinde grubumuz adına söz aldım. Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

18'inci madde üzerinde söz söylemeye bile gerek yok aslında. Bu madde, emekçinin birikimlerini sermayenin hizmetine sunan bir anlayışın ürünü olarak getirilmiştir, İşsizlik Sigortası Fonu'nu tamamen amacının dışına taşımaktadır.

Değerli milletvekilleri, bugün farklı konu gibi görünen ama aslında aynı amaca hizmet eden iki husustan bahsetmek istiyorum. Bunlarla amaçlanan hem içeride hem dışarıda Türkiye'nin çökertilmek istendiğidir. Bir taraftan, milletin vergilerini âdeta bir adaletsizlik makinesi hâline getiren sistem var; diğer tarafta ise Papa'nın Türkiye ziyaretinin ardına gizlenmiş emperyalist hamleler, kültürel nüfuz operasyonları ve Orta Doğu'nun haritasını yeniden çizme iştahı var. İkisi de aynı büyük planının, aynı zihniyetin ürünüdür. Ülkemizde bugün vergi sistemi adaleti sağlamak yerine adaletsizliği üretmektedir. Vergi ödemesi gerekenler ödemiyor, ödeyemeyecek durumda olanlardan ise son kuruşuna kadar vergi alınıyor. Ekmek alan, süt alan, çocuk bezi alan vatandaş KDV'ye boğulurken bir gecede milyonlar kazanan bazı sermaye gruplarının vergilerine sünger çekiliyor. Milletimiz açıkça cezalandırılıyor, kazandıkça soyuluyor ama nedense bazıları ne kazanırsa kazansın dokunulmazlık zırhıyla dolaşıyor, sonra da adil vergi sistemi diyoruz. Bırakın adaleti, bu sistem emekçiyi ezen, üreticiyi boğan, müteşebbisi küstüren bir torpil düzenine dönüşmüştür. Bizim kültürümüzde vergi adalet için vardır. Bugün ise tam tersi, verginin adaleti yok, adaletsizliğin vergisi var.

Değerli milletvekilleri, papanın Türkiye'ye gelişi diyalog, hoşgörü, dinî temas gibi güzel kelimelerle paketlenmiş bir yumuşak güç operasyonudur. Tarih boyunca Türkiye'ye ve İslam dünyasına karşı yürütülen Haçlı siyaseti artık tankla, tüfekle değil diplomasi ve kültürel nüfuz adı altında sürdürülmektedir. Bu ziyaret masum bir ziyaret değildir, bu ziyaretin arkasında Orta Doğu'nun yeniden dizayn edilmesi, Türkiye'nin bölgesel liderlik iddiasının törpülenmesi, Anadolu'nun ruh köküne müdahale edilmesi, Hristiyan azınlıklar üzerinden yeni politik baskı alanları oluşturulması, Vatikan'ın Doğu Akdeniz ve Filistin topraklarında Türkiye'yi pasivize etme çabası gibi derin hedefler vardır. Bugün papanın yüzünde tebessüm olsa da bu coğrafyada Vatikan'ın tarihsel rolünü bilen bilir; diplomasi adı altında kültürel kuşatma yürütmek, misyonerlik ağlarını genişletmek, Türkiye'yi Batılı blokların yörüngesine sıkı bağlamak. Bu millet ne zaman Batı'dan bir ziyaret, bir davet, bir ortaklık gelse arkasından mutlaka bir faturanın çıktığını acı tecrübeyle görmüştür ve bugün de değişen bir şey yoktur. Papanın ziyareti Türkiye'nin egemenlik alanlarına yeni bir manevi müdahale kapısı aralamayı hedeflemektedir. Kökü dışarıda olan büyük projelerin tamamında olduğu gibi burada da kültürel yumuşatma ve diplomatik baskı iç içedir. Biz uyarıyoruz, Türkiye hiçbir küresel aktörün manevi oyun sahası değildir ve olmayacaktır. Resmî törenler organize ederek bu oyuna alet olanlar en iyi ihtimalle derin bir gaflettedir; diğer ihtimali burada ifade etmekten imtina ediyorum.

Değerli milletvekilleri, içeride adalet çökerse dışarıda bağımsızlık zayıflar, ekonomide adaletsizlik büyürse dış politikada direnç kırılır, vergi düzeni adaletten koparsa küresel güçler gelir, ülkenin üzerine çökme cesareti bulur. Türkiye hem içeride hem de dışarıda sıkıştırılmak istenmektedir. Bir yandan millete ağır vergi yükü bindirilirken diğer yandan papa gibi küresel sembol figürler eliyle Türkiye'nin manevi ve siyasi alanına nüfuz edilmeye çalışılmaktadır. Biz buradan sesleniyoruz: Bu millet ne içeride adaletsiz düzene boyun eğer ne de dışarıdan gelen emperyal telkinlere; bu millet bağımsızdır, özgürdür, haysiyet sahibidir. Vergi adaleti sağlanmadıkça huzur gelmez, Türkiye'nin bağımsızlığı tehdit altındayken de güven olmaz, güven gelmez. Ekonomik adalet ile millî egemenlik birbirinden ayrı değildir, birbirinin tamamlayıcısıdır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)