| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 04.12.2025 |
MEHMET KARAMAN (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklif edilen kanunun 17'nci maddesi vesilesiyle Samsun'umuzu, Tekkeköy'ü ve Orta Karadeniz'in geleceğini ilgilendiren son derece önemli bir düzenlemeyi görüşüyoruz. Bu maddeyle Samsun'da Orta Karadeniz Serbest Bölgesi'nin hayata geçirilmesi amaçlanmaktadır. Başından ifade edeyim, bizim anlayışımızda kalkınma, üretim ve istihdam asla küçümsenecek meseleler değildir. Samsun gibi sanayi altyapısı güçlü, liman kapasitesi yüksek ve dış ticaret potansiyeli olan bir şehir ve bölgede Orta Karadeniz Serbest Bölgesi uygulaması doğru planlandığı ve doğru yönetildiği takdirde önemli ekonomik fırsatlar doğuracaktır. Serbest bölgeyle birlikte yeni yatırımların gelmesi, ihracat kapasitesinin artması, nitelikli istihdamın oluşması, lojistik ve sanayi altyapısının güçlenmesi Samsun ve bölge ekonomisi açısından ciddi kazanımlar doğuracaktır. Bu yönüyle bakıldığında, Samsun'un ve bölgemizin üretim gücünü ve ticaret kabiliyetini büyütecek her adımı biz de destekleriz. Samsun'un ve bölgemizin hak ettiği ekonomik sıçramayı yapmasını yürekten istiyor ve destekliyoruz. Nitekim, sadece biz değil diğer muhalefet partili milletvekilleri de mevcut kanun teklifine dair olumlu önerilerde bulunacaklardır.
Kıymetli milletvekilleri, destek vermek, katkı sağlamak her şeyi baştan sona kayıtsız şartsız onaylamak anlamına gelmez. Biz bu maddeye destek verirken aynı zamanda ciddi çekincelerimizi ve uyarılarımızı da Meclis tutanaklarına geçirmek istiyoruz çünkü söz konusu olan sıradan bir arazi değil Anayasa’nın 43'üncü maddesi kapsamında olan bir kıyı alanıdır. Malumunuz, kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altında olup herkesin eşit kullanımına açık alanlardır. Burada esas olan, yalnızca ekonomik getiriler değil kamu yararının bütüncül olarak gözetilmesidir. İşte, biz, Serbest Bölgenin Samsun'a ve bölgemize katkı sağlaması için üç temel şartın altını özellikle çiziyoruz. Birincisi: Bu bölgede yapılacak tüm faaliyetlerde Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci eksiksiz işletilmelidir. Deniz kirliliği, hava kirliliği, ekosistem dengesi, afet riski ve iklim etkileri bilimsel raporlarla ortaya konmalıdır. İkincisi: Yerel yönetimler, üniversiteler, meslek odaları ve en önemlisi, bölge halkı bu sürecin gerçek paydaşı yapılmalıdır. Serbest Bölge masa başında değil Samsun'un ve bölgemizin ortak aklıyla yönetilmelidir. Üçüncüsü: Kıyıların halkın kullanımına fiilen kapatılmasına yol açacak uygulamalardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Kıyı alanları yatırım yapılırken bile milletin ortak emaneti olarak korunmalıdır.
Şunu açıkça ifade etmek istiyorum: Samsun, bugüne kadar sanayi yükünü, çevresel bedelleri ve ekonomik fedakârlıkları fazlasıyla üstlenmiş bir şehirdir. Artık, Samsun, sadece bedel ödeyen değil kazanan, katma değer üreten ve refahını artıran bir şehir olmak zorundadır, Serbest Bölge bu hedefe hizmet ediyorsa anlamlıdır. Bizim desteğimiz doğaya saygılı, hukuka uygun, halkın erişimini ve sağlığını gözeten, şeffaf ve hesap verebilir bir serbest bölge yönetimi şartına bağlıdır. Buradan Hükûmete ve ilgili bakanlıklara açıkça çağrıda bulunuyorum: Orta Karadeniz Serbest Bölgesini sadece yatırım rakamlarıyla değil insanıyla, çevresiyle, deniziyle ve geleceğiyle birlikte yönetin; kıyıları betonlaşmanın değil sürdürülebilir kalkınmanın merkezi hâline getirin.
Sonuç olarak, Samsun'un kalkınmasına hizmet edeceğine inandığımız için, ancak hukuki ve çevresel hassasiyetlerimizin de takipçisi olacağımızı özellikle belirterek bu maddeye çekincelerimiz saklı kalmak kaydıyla destek veriyoruz. Ayrıca, bu Serbest Bölgeye yeni bir liman projesinin de dâhil edilmesini tavsiye etmeyi bir görev sayıyorum. Samsun'un ve bölgemizin kazandığı, doğanın korunduğu, halkın dışlanmadığı bir serbest bölge temennisiyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.