GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:23
Tarih:02.12.2025

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir vergi yasası görüşüyoruz. Vergi yasasıyla beraber deprem bölgesindeki bir vergi skandalını sizinle paylaşmak istiyorum: Bildiğiniz gibi, 6 Şubat depremi dolayısıyla deprem bölgesine yönelik mücbir sebep hâli ilan edilmişti, süre 30 Kasım itibarıyla doldu. Bunun tekrar uzatılması gerekir çünkü henüz deprem bölgesinde hayat normale dönmüş değil. Kamu taahhüdünü yerine getiremedi, belirli sebeplerle. Madem kamu görevini yerine getiremedi, hayat normale dönmedi; bunun için de bu bölgedeki insanlara bir defaya daha mahsus olmak üzere mücbir sebep hâlinin uzatılması gerekir. Esasen burada yapılması gereken ikinci bir husus ise bir defaya mahsus olmak üzere buradaki vergi borçlarının silinmesi.

Şimdi, gelelim bahsettiğim skandala, skandal şu: Mücbir sebep var, bundan dolayı mükellefler vergilerini, SGK primlerini doğal olarak geç ödediler ama bugün Maliye Bakanlığı gelmiş geriye dönük SGK primi tahakkuk ettiğinden ama ödenmemiş sayılarak buradaki mükelleflere yüzde 25 oranında vergi cezası yazıyor, yüzde 25 de faiz uyguluyor yani 1 milyon lira SGK priminden dolayı eğer bir erteleme söz konusu ise bugün 500 bin lira geriye dönük faiz ve vergi olarak isteniyor. Bu konuda yapılması gereken şey ilgili maddeye ekleme yaparak, 88'inci maddeye, mücbir sebebin de SGK primlerine yönelik af getireceği ortaya konmalı.

Burada ikinci önemli skandal ki çok daha büyük skandal, o da şu: "Mücbir sebep bitti, insanlar vergilerini ödeyecekler, taksitlendirme yapın." diyor ama taksitlendirme yapmak üzere vergi dairesine giden bir mükelleften karşılığında teminat isteniyor. Bu adama ev temin etmemişsin evi yok; arabası gitmiş, temin vereceği, teminat göstereceği, herhangi bir değeri olan bir husus olmadığı için taksitleyemiyor, cezaya düşüyor. Kaldı ki deprem bölgesinde zaten kamunun yaptığı evlerin, TOKİ'nin evlerinin bile hâlen daha tapusu yok dolayısıyla da taksitlendirme yapılırken bu teminat meselesinin mutlaka ortadan kaldırılması gerekir. Bu bölgedeki insanların neyi teminat vermesini bekliyorlar, anlamak mümkün değil. Belli ki buradaki arkadaşlar, deprem bölgesinin gerçeklerinden uzak; masa başı, herhangi bir normal, olağan hayatın devam ettiği bir yer zannederek buradan bir teminat talebinde bulunuyorlar.

Burada yapılması gereken bir başka önemli husus ise deprem bölgesi için stok sıfırlaması yapmamış olanlar, zamanında can havliyle, başka sebeplerle deprem bölgesinin uzağında yaşamış, yakınlarını kaybetmiş bu insanlar eğer stokla ilgili bilgi vermemişlerse mesela, düşünün ki bir eczacı eczanesi tamamen yerle bir olmuş, bugün Maliye gelip diyor ki: "Senin eczanende stok olarak şu kadar rafta ürün görünüyordu, bunların hiçbirisi şu anda yok, öyleyse hepsini sattın, para kazandın, gel vergisini öde." diyor. Bu da bir skandal olarak karşımızda duruyor. Benim talebim şudur: Deprem bölgesine yönelik Sayın Bakan özel bir komisyon kurmalı, bütün kanunları da yönetmelikleri de işleme koyarken oranın özel durumları itibara alınarak buna uygun şekilde iş yapılmalı. Deprem bölgesinde TOKİ hâlen evleri teslim etmedi, iş yerleri teslim edilmedi; kaldı ki teslim edilen yerlerde de bir dünya sorun var. Bir başka problem olarak da bir insandan alelacele, TOKİ'den konut aldığına dair imza atması isteniyor; imza attıktan sonra da kira yardımı kesiliyor, konteynerlerden tahliye ediliyor ve bütün borçlar üzerine bir şekilde tahakkuk ettiriliyor. Hâlen hayat normale dönmedi, öyleyse şartların da tekrar gündeme getirilmesi gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Ben tekraren, mücbir sebepteki borçların tekrar ertelenmesi, mümkünse silinmesi talebimi yeniliyorum.

Son olarak da AK PARTİ'li arkadaşlara, bu TRT'yle ilgili ifademin neyine alındınız, neden alındınız hâlen anlayabilmiş değilim. Lütfen, buradan birileri çıkıp hangi cümlemiz yanlıştı, bunu da izah ederse çok memnun olacağız. Gerçekten, TRT, bu milletin bütün kesimlerine hitap etmesi gereken bir kurum net olarak haksızlık yapıyor, bu haksızlığa rağmen bunu savunma imkânı yok ama eğer cümlelerimizde yanlış bir ifade varsa bunun da buradan ifade edilmesini talep ediyor, aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)