| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 02.12.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, infaz paketiyle ilgili komisyon çalışmaları yarın başlayacak ama biz cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin, infaz eşitsizliklerinin, ayırımcılığın Meclis eliyle, Genel Kurul eliyle araştırılması için bugün grubumuz adına bir öneri var. Bu öneriyi kabul etmeniz gerektiğini, bu konuda talep ettiğimizi baştan söyleyeyim.
Evet, infaz nasıl yapılır? İnsanlar yargılanır, ceza alırlar, cezaları kesinleşir, hapishanede infaz edilir halk diliyle. Fakat biz de böyle mi? Hayır. Suça göre, kişiye göre ve birçok gerekçeye göre farklı cezaevleri inşa edildi. İşte, yüksek güvenlikli cezaevi, S tipi, Y tipi cezaevi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının ayrı bir infaz rejimi var, çocuk cezaevlerinde ayrı bir uygulama var. Ceza idaresi, işte, gözlem kurulları âdeta, âdeta değil, bir yargıç ve yargı makamı olarak da görev yapıyor. İhlaller bu Genel Kurulda eminim sayısız defa ifade edildi, ben de çokça ifade ettim, hapishanelerde çok ağır insan hakları ihlalleri var. Hukukla, adaletle, Anayasa'yla, hiçbir şeyle, hiçbir olguyla, ilkeyle, değerle bağdaşmayan ihlal alanları var ve adalet duygusu yerle bir edilmiş vaziyette. Yapısal adaletsizlikler var infaz düzenlemelerinde. Bir kere, çağdaş olarak olması gereken infaz yaklaşımının şöyle olması gerekiyor: İnsan odaklı, insan onurunu dikkate alan, vicdanı dikkate alan, yaşam hakkını esas alan ve toplumsal adaleti merkeze alan bir infaz rejimine ihtiyaç var. Çokça söylendiği üzere infaz rejimi aynı zamanda adaletin de aynasıdır ama bizde böyle mi? Hayır. Söz söyleyen, yazı yazan, siyaset yapan gazetecisinden akademisyenine, siyasetçisine, bunlar yargı paketlerinin kapsamına girmez ve onlar en ağır koşullarda tutulurlar ama başka, başka suç tiplerinde başka uygulamalar olur. Burada şu anlam çıkmasın: Biz şu anda görüşülecek olan pakette bazı eşitsizliklerin giderilmesine karşı değiliz ama mevcut, daha büyük eşitsizliklerin de derinleştirilmesine karşıyız. Her şeyden önce şunu söyleyeyim: Bir kere, toplumu mağdur eden suçlarda, kadınları mağdur eden suçlarda ciddi indirimler görüyoruz, korkunç bir şey. Kadınların güvenliği ertelenemez, kadınların güvenliği pazarlık konusu edilemez. Biz her gün gazetelerde kadın katillerini ve tecavüzcülerin tahliye edildiğini ve ondan sonra aynı suç tiplerini tekrar yaşama geçirdiklerini ve işlediklerini biliyoruz. Bir de infaz düzenlemeleri kapasite büyüklüğüne, sayının artışına da bağlanamaz, adalet yoktur burada yani geçici düzenlemeler olmaktan öteye gitmez. Çok iyi hatırlıyorum, 2020'de de bu tartışmaları yapmıştık.
On birinci yargı paketine gelecek olursak on tane çıktı, on birincideyiz, ne oldu hakikaten? Hasta mahpuslar hâlâ içeride, hâlâ umut hakkı yok, hâlâ kadın katilleri dışarı salıverilecek, çocuk istismarcıları serbest bırakılacak, hâlâ düşünce suçluları, siyasi mahpuslar bu kapsam dışında tutuluyor. Üstelik şu anda barış ve demokratik toplum inşa etme, yeni bir yol açma arifesindeyken bunun kapsam dışı bırakılması da izah edilir bir yön barındırmıyor açıkçası çünkü Meclis barışı ve demokrasiyi inşa edecek en temel organlardan biridir ve merkezidir. Bu eşitsizlikleri de kesinlikle gidermemiz gerekiyor. Olumsuz yönden değil, olumlu yönde söylemeye çalışıyorum, olmayanların eklenmesi gerekiyor, hâlâ çok geç değil. Şu anda hapishanelerde eminim -450 bini aştı sayı- yüz binlerce insan bizi izliyor, bizi bekliyor, bu eşitsizliğin, ayırımcılığın giderilmesini istiyor ve bütün Meclise bu yönde bir çağrı yapmak istiyoruz. Şimdi bu...
Tabii ki sürem kalmadı ama son olarak şunları söylemek istiyorum: Bir kere, barış yerine kadın cinayetlerine, erkek şiddetine, çocuk istismarına yol veren bir infaz paketi derde deva olmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Yine, bu infaz paketinde demokrasiye hizmet yok -tam tersini savunuyoruz- adalete mevcut eşitsizliği gidermek açısından çok küçücük belki bir nokta var ama genel olarak adaletsizliği derinleştiriyor. Kadınların güvenliğine yönelik suçlar itibarıyla yine olumsuz bir yerde duruyor. Hasta mahpusların tedavisine ilişkin hiçbir şey içermiyor. Yargısız infazda bulunan cezaevi gözlem kurullarına dair hiçbir düzenleme yok. Şu anda infaz sisteminde şöyle bir noktaya gelmiş durumdayız -çok düşündüm ne diyeyim diye- devlet, ilgililer şunu diyor: "Yaşarsan yaşa, ölürsen öl." bu yani "Ne kadar yaşabilirsen, ne kadar direnebilirsen yaşa -ölümünden ben- yani ölebilirsin cezaevinde." Böyle bir infaz anlayışı olamaz, bunu, yaşatmak zorunda bu insanları...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Herhâlde bitti.
Mikrofonsuz bir cümle söyleyerek bitiriyorum.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Mikrofonlu söylesin Başkanım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Son olarak şunu söylemek istiyorum.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Duyamıyoruz Başkanım, bir otuz saniye sesi açsanız...
BAŞKAN - Kimseye açmadığımız için...
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ama bir otuz saniye... Önemli olabilir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) -
BAŞKAN - Kayıt alınıyor, buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Kadınlara ilişkin sorun çok hassas ve infaz paketini burada eminim çok tartışacağız ama hapishanelerde Meclisten büyük bir beklenti ve talep oluştuğunu asla unutmayalım.
Hukukun üstünlüğüne, uluslararası değerlere, adalete, vicdana, insan onuruna uygun bir yargı paketine, infaz anlayışına ihtiyacımız var diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)