GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:21
Tarih:25.11.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM AKIN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubunun atanamayan öğretmenlerle ilgili önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım.

Atanamayan, atanmış olan, elinde diploması olan bütün öğretmenleri DEM PARTİ adına buradan saygıyla, sevgiyle selamlıyor, kutluyorum.

Biz, aslında DEM PARTİ olarak hem eğitimde hem sağlıkta özellikle sermayenin uhdesine bırakılan bu anlayışa karşı, özelleştirme politikalarına karşı itirazımızı her zaman dile getirdik. Temel haklar olan bu hakların sermayenin uhdesine bırakılmasını kabul etmediğimizi öncelikle baştan söylemek isterim.

Millî Eğitim Bakanlığının bu konudaki yürüttüğü çalışmalara bakıldığında, verilen bilgilere göre Millî Eğitim Bakanlığı sitesinde 1 milyon civarında şu anda resmî öğretmenimiz var ve aynı zamanda yaklaşık 1 milyona yakın da atanamayan ama diplomalı olan birçok öğretmenimiz var. Dolayısıyla tartışma konusu olan şey yaklaşık 2 milyon öğretmenimizin geleceğiyle ilgili bir tartışmadır. O bakımdan bu önergeyi değerli ve kıymetli buluyoruz. Ama şunu söylemekte fayda var: Bu sistemin kendisi büyük ölçüde bizim öğretmenlerimizi itibarsızlaştırdı, değersizleştirdi ve ücret politikası bakımından da neredeyse açlık sınırının yarısı kadar bir maaş verme politikasıyla karşı karşıya bıraktı. Bu, aynı zamanda içinden geçtiğimiz sistemin kendisinin ifadesi olarak değerlendirilebilir ancak şunu söylemek lazım, çalışan ücretli öğretmenlerin durumu başlı başına ayrıca vahimdir. Biliyorsunuz, çalışan öğretmenlerimiz aslında otuz saat haftalıkla ve toplam olarak da en fazla 20 bin lira maaş alabilir hâle geliyorlar, asgari ücret koşullarında bile çalışamıyorlar ve maalesef, sigorta güvencesi bakımından da sadece on altı günlük sigorta yaptırıyorlar ve şunu söylemekte fayda var, bu gerçekten bir vicdansızlık. Yani siz haftada otuz saat, toplam olarak yaklaşık yüz yirmi saat çalıştıracaksınız ve asgari ücret bile vermeyeceksiniz. Buradan Millî Eğitim Bakanına sesleniyoruz: Sözde "Kadro açığımız yok." diyorlar ancak biraz önce konuşmacının da söylediği gibi 86 binin üzerinde ücretli çalışan öğretmen var bu ülkede ve bu ülkede bu ücretli çalışan öğretmenlerin var olması demek aslında bir kadro açıklığı olduğu anlamına gelen bir durumdur. Dolayısıyla doğruyu söyleyelim, en azından Millî Eğitim Bakanlığı doğruyu söylesin "Açığımız var ama kölelik diye bir sistemi devam ettiriyoruz, onun için de ücretli öğretmenlerle bu sorunu çözüyoruz." desin ama gelinen aşamada bu kabul edilebilir bir şey değil. Bu, sadece burada değil, mesela bugün sabah sağlık alanında bir grup sağlıkçı geldi, grubumuza geldi, dertlerini anlattı; inanın, vicdan yaralayan bir durumla karşı karşıyayız. O nedenle biz bu önergenin aynı zamanda önümüzdeki süreç bakımından ele alınıp değerlendirilmesini, araştırılmasını istiyoruz ancak tek başına araştırma yetmez bu ülkede, bir çalışma hayatının yeniden gözden geçirilip iyileştirilmesi gerektiğini ifade etmek isterim. Öncelikle şunu söyleyeyim: Gerçekten bu Millî Eğitim Bakanlığı nezdinde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

İBRAHİM AKIN (Devamla) - Evet bitireceğim.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Önümüzdeki dönemde öğretmenlere dönük uygulamalar çok yaygın bir şekilde sorunlu; hem mülakat sistemi bakımından sorunlu hem de çok taraflı bir siyasi gerekçelerle yapılmış olan tercihler bakımından sorunlu. Sözde, "Mülakat kaldırılacak." diye söylendi ancak mülakatların tamamen bir siyasi partinin yan organı gibi çalışılarak orada bir kadrolaşmanın bir planlaması şeklinde gerçekleştiğini söylemek isterim. O nedenle, biz öğretmenlerin itibarının tekrar verilmesini, ihtiyaca göre atamaların yapılmasını, bu kadrolar meselesinin bir an önce çözülmesini, ücretli öğretmenlerin köle gibi çalıştırılmasının önüne geçilmesini arzu ediyoruz ve böyle bir sürecin bir an önce bu Mecliste karar altına alınması gerektiğini ifade ediyoruz.

Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)