GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:20
Tarih:20.11.2025

TALAT DİNÇER (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 17'nci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün, burada, bu kürsüden sadece bir madde değişikliğine değil, hukukun, ahlakın ve devlet ciddiyetinin çöküşüne itiraz ediyoruz. Önümüze getirilen bu düzenleme "Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakfı" adı altında yeni bir keyfîlik alanı yaratıyor. Üstelik bu sadece yeni değil, daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş bir düzenlemenin aynısıdır.

Evet, yanlış duymadınız. Anayasa Mahkemesinin 14 Mart 2024 tarihli 2022/21 ve 2024/79 sayılı kararıyla aynı hüküm açıkça iptal edilmiştir. O karar ne diyordu? "Vakfın kamu kaynağı kullanacağı, bu kaynakların nasıl harcanacağına ilişkin ölçüt belirlenmediği, ücretlerin mütevelli heyet tarafından keyfî biçimde belirlenmesinin demokratik devlet ilkesiyle bağdaşmadığı gerekçesiyle iptal edilmiştir."

"Vakıfta en fazla 200 kişi çalışır, Cumhurbaşkanı isterse 400'e çıkarır. Personelin ücretlerini mütevelli heyet belirler. Personel giderleri de bütçenin yüzde 10'unu geçemez." Görüyorsunuz değil mi? Aynı yetki, aynı keyfîlik, aynı mantık; bu açıkça Anayasa Mahkemesi kararlarını yok saymaktır yani Anayasa'yı çiğnemektir çünkü Anayasa’nın 153'üncü maddesi çok açıktır; Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlar. Peki, bu iktidar ne yapıyor?

Sayın milletvekilleri, mesele sadece bir vakıf değil, bu devletin kasasının kimlerin emrine verildiğinin hikâyesidir. Erdoğan iktidara geldiğinden bu yana kamu kaynakları birer birer iktidara yakın vakıfların, aile üyelerinin, çocuklarının, akraba kadrolarının eline verilmiştir. Halkın alın teriyle toplanan vergiler, milletin parasından oluşturulan bütçe artık kamu hizmetine değil, bir zümrenin, bir ailenin çıkarlarına harcanmaktadır.

Şimdi, Arkeoloji Vakfı da bu zincire ekleniyor. Ücretleri kimler belirleyecek? Yine mütevelli heyeti. Hangi ölçüde? Cevabı yok. Hangi kamu denetimiyle? Onun da cevabı yok. Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği düzenleme kelimesi kelimesine geri getirilirken milletin gözüne baka baka hukuk çiğneniyor. Üstelik getirilen bütçenin yüzde 30'u sınırıyla burada çalışan işçilerin sendikal hakları da gasbediliyor çünkü toplu sözleşme yoluyla ücret artışı talep eden işçi bu oranı aşarsa hakkını alamayacak. Bu, açıkça örgütlenme ve toplu pazarlık hakkına da bir müdahaledir yani bu madde hem Anayasa’nın 2'nci maddesindeki demokratik devlet ilkesine hem de 51 ve 53'üncü maddelerindeki sendikal haklara aykırıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu ülkenin tarihi, arkeolojik kültürü bir ailenin mülkü değildir. Bu milletin vergileri saray vakıflarının kasası değildir. Bugün buradan açık açık söylüyorum: Milletin parasını milletin denetiminden kaçıran hiçbir düzenlemeye boyun eğmeyeceğiz. Anayasa Mahkemesi kararlarının, hukukun böyle göz göre göre çiğnenmesine asla izin vermeyeceğiz. Bizim için kamu kaynağı milletin hakkıdır, vakıf adı altında kurulmuş saltanatlar için harcanamaz. Bugün bu maddeye "evet" demek Anayasa Mahkemesinin kararlarını çöpe atmak demektir. Bugün bu maddeye "evet" demek millete ait olanı bir zümreye teslim etmektir. Biz diyoruz ki: Devletin parası saray vakıflarına değil halka, öğrenciye, emekçiye, çiftçiye gidecek. Bu toprakların kültürel mirası bir ailenin değil 85 milyonun mirasıdır ve biz o mirası da o hakkı da o adaleti de sonuna kadar savunacağız.

Değerli milletvekilleri, vakıf malları halkın malıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.

TALAT DİNÇER (Devamla) - Vakıflar bizim geçmişimizdir ama vakıflarla ilgili öyle uygulamalar yapıldı ki maalesef vakıf mallarını kiraya tutan işletmelere yüzde 580'lere varan artışla kira artışı yapıldı, bu da birçok işletmeyi sıkıntıya soktu ve birçoğu geçmişinden gelen bütün müşterilerini, bütün kendini, etrafını, kazancını, her şeyini yok etti. Dolayısıyla, bu rakamlar da belirlenirken yani nasıl dışarıda kişilere böyle kızıyorsak vakıf mallarının kira artışlarını da yaparken biraz daha mantıklı ve en azından yeniden değerleme oranında yapmak gerekirdi diye düşünüyorum ve buradan Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)