GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:19
Tarih:19.11.2025

VEZİR COŞKUN PARLAK (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üzerinde konuştuğumuz madde 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'na geçici bir madde eklenmesini içeriyor. Bu maddeye göre, vakıfların mülklerinde kiracı olarak bulunan fakat kirayı ödeyemeyip işgalci durumuna düşen iş yerleri affedilecek, hukuki süreçler durdurulacak. Düzenleme kapsamında ayrıca mazbut vakıf taşınmazlarında işgalci konumundaki kişilere beş yıla kadar kira sözleşmesi yapma hakkı tanınıyor. Bu düzenleme, vakıf mülklerinin hukuksuz bir şekilde işgal edilmesinin meşrulaştırılması anlamına geliyor. İşgalciler âdeta ödüllendiriliyor. Bir taraftan kiracı iken işgalci olanlar ödüllendirilirken, diğer taraftan bu ülkede milyonlarca insan yüksek kiraların pençesinde kıvranıyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu konuda hepinizin bana katılacağından eminim: Başınızı nereye çevirirseniz bir kira ve kiracı sorunuyla karşılaşıyorsunuz. Türkiye'nin hangi kentine giderseniz gidin astronomik kiralara tanık oluyorsunuz. Üstelik yüksek kiralar sadece kentlerin pahalı yerleriyle sınırlı kalmıyor yani sadece İstanbul Suadiye'de, Ankara Gaziosmanpaşa'da ya da Diyarbakır Diclekent'te kiralar yüksek değil, bugün Ankara'nın Mutlu Mahallesi'ndeki güneş görmeyen bir evin kirası bile neredeyse asgari ücretin yarısı kadardır. Eskiden iyi işler olarak görülen ve beyaz yakalı olarak ifade edilen çalışanlar, şimdilerde maaşlarının en az yarısını kiraya veriyorlar. Kiracı olmak milyonlarca insan için psikolojik ve ekonomik şiddet anlamına geliyor. Bir sonraki ayın kirasını nasıl ödeyeceğini düşünerek yaşamak psikolojik şiddet değil de nedir? Böylesi görünmez ama derin yoksullukla karşı karşıyayız. Bir tarafta göçmenlerin ya da depremzedelerin zor durumundan faydalanarak evini yüksek fiyatlara kiralamaya çalışan fırsatçı ve vicdansız ev sahipleri, diğer tarafta evi bombalarla yıkılan göçmen, depremde canını zor kurtaran ama her şeyini kaybeden, üç yıla yakındır çadırda, konteynerde kalan depremzede. Bir tarafta yüzlerce, hatta binlerce ev sahibi zenginler varken diğer tarafta başını sokacak bir çatı bulamayan yüz binlerce aile varsa o toplum sağlıklı bir toplum olamaz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; barınma sorununa kalıcı çözümler bulmak yerine sorunu popülist yöntemlerle ötelemeye çalışan siyasi iktidarın bu yaklaşımı nedeniyle toplumsal sorunlar arttı, ev sahipleri ve kiracılar birbirine düşman edildi, kira tartışmaları nedeniyle yüzlerce şiddet olayına tanıklık ettik, onlarca insan hayatını kaybetti. Madalyonun diğer tarafında, kirasını ödeyemediği için canına kıyan nice insanlar var. Bir ülkede kirasını ödeyemediği için canına kıyan insanlar varsa o ülkeyi yönetenler utanmalıdır. Parti programımızda, verdiğimiz araştırma önergelerinde, kanun tekliflerimizde yer alan onlarca gerçekçi ve uygulanabilir çözüm önerilerimiz var. Devlet herkese ödenebilir miktarlar karşılığında konut hakkı sağlamalıdır. Türkiye'nin her yerinde konut stoku artırılmalı, nüfusa göre bir planlama ve dağılım yapılmalıdır. Kamusal kira destek mekanizmaları daha geniş tabana yayılmalıdır. Şirketlerin çalışanlarına kira desteğinde bulunması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Vatandaşların ucuz, nitelikli ve insani koşullarda ev sahibi olabilmesi için gerekli girişimler yapılmalıdır. Geçtiğimiz günlerde duyurusu yapılan sosyal konut projesi en kısa sürede hayata geçirilmeli, önümüzdeki dönemde daha fazla sosyal konut inşa edilmelidir. Konut stokunun belli kişilerin ve şirketlerin elinde tekelleşmesinin önüne geçilmeli, bunun için vergi düzenlemeleri yapılmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu ülkede yaşayan insanlar güvenceli iş; ucuz, nitelikli ve insan onuruna yaraşır bir şekilde barınma hakkına erişemiyorsa o ülkede refahtan ve adaletten söz edilemez diyor, halklarımızı ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)