| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 19.11.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA CEYLAN AKÇA CUPOLO (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ekranları önünde bu Genel Kurulu takip eden bütün yoldaşları saygıyla selamlıyorum, halklarımızı saygıyla selamlıyorum.
Ben CHP'li milletvekilinin söylediği, yaptığı konuşmada beyan ettiği her noktaya katılmakla birlikte yalnızca güvenlik kısmına şerh düşmek isterim. Türkiye'de 700 bine yakın kolluk var, eğer 700 bin kolluk bile bu güvenliği sağlayamıyorsa okullarda militarist güvenlik anlayışıyla bu durumu çözemeyeceğinizi söylemek isterim.
Yarın Plan ve Bütçe Komisyonuna Millî Eğitim Bakanı gelecek ve bütçeyi, bu parayı niçin istediğini ve nasıl harcamak istediğini anlatacak, o yüzden de konuşmaya birazcık bütçeden bahsederek, Millî Eğitimin bütçesinden bahsederek başlamak isterim. 2025 yılının bütçesinde MEB bütçesi merkezî yönetim bütçesinin yüzde 9,8'ine tekabül ediyor. 2026 yılı bütçe teklifine bakıldığında MEB bütçesi toplam bütçenin yüzde 10,2'sine denk düşüyor. Yıllar içinde aslında MEB'e düşen bütçe kademeli olarak düşmüştür çünkü 2026 yılında MEB bütçesinde yatırımlara ayrılan pay oranı yüzde 8,25 iken 2002 yılında yani bundan ta yirmi beş yıla yakın önce bu yüzde 17,8'di yani eğitimde belli bir saik vardı, eğitimi daha iyi yapmakla ilgili en azından bir niyet görebiliyorduk. Şimdi MEB tablosuna baktığımızda, bu kısmi, genel artış olsa da bu bir değişikliğe yol açmıyor çünkü hâlâ özellikle bütçenin kendi iç planlamasına bakıldığında personel giderlerinin devasa bir orana sahip olduğunu görüyoruz ama personel için ayrılan bu oran eğitimde istenen kaliteyi sağlayamıyor.
Kamusal haklara ayrılan bütçelerin zaten giderek daraltılmasıyla beraber okullarda baş gösteren sorunlar da kronikleşiyor. Eğitimde temizlik meselesini hâlâ Ankara'daki Millî Eğitimden çözmek istediğimize inanamıyorum. Yerellerde belediyeler varken, bu işe talipken, bunu çözmek istediklerini söylüyorlarken çöpün bile atılamayacağı tuvaletlere çocukların girmesine hâlâ göz yumuluyor.
Kısaca, totalde baktığımızda ne temizliğe ne yiyeceğe ne de kaliteli eğitime ayrılmış bir bütçe ne yazık ki göremiyoruz. Zaten bütün bu gördüğümüz tablonun asıl müsebbibi Maarif Modeli, tekçi, asimile eden, ana dili görmezden gelen, çok kimliliği görmezden gelen eğitim modelidir. Bu eğitim modelini reddettiğimizi her seferinde söylüyoruz, yarın da Plan ve Bütçe Komisyonunda bunu söyleyeceğiz. Ama bu meselenin en temelinde yoksulluk, yoksunluk ve çocukların artık lise çağından itibaren eğitim sisteminin dışında kalmasını amaçlayan bir yeni toplumsal model yaratma saiki vardır. Asıl eleştirdiğimiz nokta bu yeni mühendislik girişimidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
CEYLAN AKÇA CUPOLO (Devamla) - Tamamlayacağım Sayın Başkan.
Demokratik toplumu yaratmanın önceliği kendi önceliklerinizi belirlemekten geçer. Eğer çocuklarınız, gençleriniz aitlik eki kullanmadan burada sizinle eşit bireyler olarak kaliteli eğitime erişebildiğinde o zaman demokratik toplum ve barışçıl toplum yaratma iddianız da bir sonuca erişebilir. Ama bu doğru öncelikleri belirlemekten geçer. Eğer doğru öncelikleri belirlemezseniz o zaman "Suça sürüklenen çocuklar daha çok ceza yatsın." diye tartışmalar yürütürsünüz, çetelere katılması konusunda "Niye oldu?" diye kafa kaşırsınız. Ama bunların hepsinin ana nedeni önceliklerdir; daha fazla uçak almak için, savaş uçağı almak için oradan oraya uçacağınıza yanı başınızdaki okullara verilen bütçeyi arttırmakla önceliklerinizi değerlendirebilir, barış ve demokratik toplum ruhuna uygun bir pozisyon alabilirsiniz diyorum.
Bütün öğrencileri saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ, CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)