GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Geçen hafta yürüttükleri ağaçlandırma çalışmalarına, tarıma ve gıda güvenliğine, Almanya'dan İstanbul'a tatil için gelen bir ailenin yaşadıklarına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:4
Birleşim:18
Tarih:18.11.2025

FİLİZ KILIÇ (Nevşehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Kıymetli milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen aziz Türk milleti; geçtiğimiz hafta "Şahidimiz toprak, imzamız fidan." diyerek sevdamızın kökünü bu cennet vatana salan ebedî yeşil ülkümüzü tekrar toprakla buluşturduk. Millî Ağaçlandırma Günü'nde, Tarım ve Orman Bakanlığımızın öncülüğünde cennet ülkemizin dört bir yanında 1.391 noktada yürütülen ağaçlandırma çalışmalarıyla 15 milyona yakın fidan toprakla buluştu. Bugün attığımız her adım yarınlarımızı koruyan bir adım, diktiğimiz her fidan ise geleceğe bırakılmış bir miras olarak karşımıza çıkmaktadır. Hedefimiz büyük, 600 milyon fidanı geleceğe taşımak çünkü biliyoruz ki her dal yarınlara uzanan bir dua, her yaprak bu milletin yeryüzüne düşen imzasıdır. Biz istiyoruz ki sadece 11 Kasımda değil yılın her günü toprakla buluşturduğumuz her fidan vatan toprağında büyüyen sessiz bir ant, gelecek nesillere verilen güçlü bir söz olsun.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; tarıma bizlerin gözünden bakarsanız cennet vatanımızı bambaşka bir şekilde, rengârenk görebilirsiniz çünkü bizim bakış açımızda tarım bir sektörden ibaret değildir; tarım, milletin mayası, alnının teri, helal lokmasıdır. Biz bu toprakların evlatlarıyız; harman yerinin rüzgârını da biliyoruz, sabahın ayazında doğan güneş yüzüne vuran tarlaya giden çiftçimizin duasını da. Anadolu'nun bereketiyle, dualarıyla büyümüş bir hareket olarak çiftçinin derdini uzaktan seyreden değil o derdin bizzat içinden gelen acısını da umudunu da yüreğinde taşıyan bir anlayışa sahibiz. Bugün geldiğimiz noktada tarımın her aşamasında yeni bir atılım dönemi başlatmak durumundayız. Üretimde verim ve kaliteyi artıran, teknolojiyi tarlaya kadar indiren, çiftçinin elini güçlendiren bir sistem kurmak artık bir tercih değil bir zorunluluk hâline gelmiştir. Bizim hedefimiz, Türkiye'yi kendi kendine yeten, fazlasını da dünyayla paylaşan bir tarım ülkesi hâline getirmektir. Kırsalın yeniden canlanması için Tarım Şehirleri Projesi büyük bir adım olacaktır. Bu şehirler üretimin, markalaşmanın ve tarım-sanayi entegrasyonunun kalbi olacak, hem çiftçimizin ürünü hak ettiği yeri bulacak hem de kırsalda yaşayan gençler için yeni bir umut kapısı aralanacaktır çünkü biz biliyoruz ki köyü boşalmış bir ülkenin geleceği de ne yazık ki boş kalır. Tarımsal havza modeliyle her yöremiz kendi iklim ve toprak yapısına en uygun ürünlerle buluşturulacak, böylece hem verim artacak hem çiftçimizin kazancı emeğinin karşılığını verecek bir seviyeye taşınacak. Hububatta, ette, sütte, şekerde ve tütünde piyasa kontrolü daha güçlü hâle getirilecek, üreticinin alın terini sömüren fırsatçılara geçit verilmeyecektir. Gıda güvenliği ise vazgeçilmezimizdir; akredite laboratuvarlarında yapılacak analizlerle sofralarımıza gelen her ürün sağlıklı, güvenilir ve şeffaf olacaktır. Tüketicinin hakkı korunacak, üreticinin emeği yüceltilerek hak ettiği değeri bulacaktır. Toprağı amaç dışı kullanıma teslim etmeyen, boş bırakılan arazileri üretime döndüren, yerli ve millî tohumu destekleyen bir tarım politikası Cumhur İttifakı'nın karakteridir. Genetiği bozulmamış, atalık ve yerli ürün çeşitlerimiz hem korunacak hem geliştirilecek çünkü bu toprakların ıslahı da ihyası da bizim boynumuzun borcudur. Bu hedefler doğrultusunda gerekli çalışmalarımızı sürdürmeye Milliyetçi Hareket Partisi olarak devam edeceğiz, bundan sonrasında da bu yoldan geri dönmek yok. Tavrımız nettir; üreten kazanacak, çalışan karşılığını alacak, millet sofrada ucuz ve sağlıklı gıdaya ulaşacak.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağlıklı gıda demişken son günlerde gıda zehirlenmesi vakalarında belirgin bir artış görülmektedir. Bu artış ne yazık ki endişe verici seviyededir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

FİLİZ KILIÇ (Nevşehir) - Askerî birliklerde yüzlerce askerimizin gıda kaynaklı yaşadığı rahatsızlıklar; okullarda, nişan, düğün organizasyonlarında peş peşe yaşanan vakalar ve verebileceğimiz daha birçok örnek tablonun vahametini açıkça göstermektedir. Son olarak Almanya'dan İstanbul'a tatil için gelen ailenin yaşadıkları hepimizin malumu. Ailenin başvurduğu hastanelerden gerekli tedaviyi alamaması da bir başka ihmal, incelenmesi gereken bir başka husustur. İlk müdahalede doğru teşhis konulmuş olsaydı belki de bu 4 can kaybedilmeyecekti. Vakaların yoğunluğu ortada bir gıda terörü olduğunu açıkça göstermektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

FİLİZ KILIÇ (Nevşehir) - Tarım ve Orman Bakanlığı bu hususta asıl sorumludur, belediyeler ve Sağlık Bakanlığı ise kendi yetki ve sorumluluk alanlarında bu husustan mesuldür. Denetimler artırılmalı, caydırıcı yaptırımlar getirilmelidir. İnsan hayatını hiçe sayan, hırsına yenik düşerek can güvenliğini riske atan her kim olursa olsun gereken cezayı mutlaka ve mutlaka çekmelidir diyor, bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulumuzu saygılarımla selamlıyorum.