GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:13
Tarih:05.11.2025

ELİF ESEN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; YENİ YOL Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Bugün tartıştığımız 8'inci madde, yalnızca bir idari yetki değil kamusal hafızamızın kaderine ilişkin de bir maddedir aynı zamanda. Anayasa Mahkemesi 13 Eylül 2023 tarihli kararında Millî Saraylar İdaresine benzer bir düzenlemeyi iptal ederek açıkça şunu söyledi: "Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması hâlinde kanun hükümleri uygulanır yani yasamanın üzerine çıkılamaz." Fakat bugün önümüzdeki düzenleme, iptal edilen maddenin bir benzerini önümüze koyuyor; kısacası arkadan dolanıyor. Bu, aynı zamanda belirlilik ilkesini de zedeleyen bir yetki tekelleşmesi anlamına geliyor.

Değerli milletvekilleri, 8'inci maddeyle Millî Saraylar İdaresine bünyesindeki tüm tarihî yapılarda araştırma, sondaj, kazı yapma ve yaptırma yetkisi veriliyor. Bu yetki alanı o kadar geniş ki artık kültür varlıklarının korunmasında Kültür ve Turizm Bakanlığı yalnızca teknik yardımcı konumuna düşüyor oysa denetim olmayan hiçbir yetki kamu yararını koruyamaz. Yakın geçmişte yaşananlar da bu endişelerimizi destekliyor.

Sayıştay 2021 Raporu'na göre bazı müzelerde binlerce tarihî eser idarenin mali tablolarında ve taşınır kayıt sisteminde yer almadı. Kamunun emaneti olan eserlerin resmî kayıtlarda görünmemesi nasıl açıklanabilir? Topkapı Sarayı restorasyonlarında ise duvarlardaki çini delikleri ve ihalelerdeki aşırı maliyetler kamuoyuna yansıdı. Bazı iş kalemlerinin piyasa değerinin 2.500 katı kadar hesaplandığı iddiası Sayıştay bulgularına da girdi. Yani sorun, sadece bir teknik yanlış değil şeffaflığın da kaybıydı.

2019'da Topkapı Sarayı'nın tamamen Millî Saraylara devriyle birlikte müze ve tarihî alanların tek merkezden yönetimi arttı. Kültürel çeşitliliği koruyan katılımcı sistem yerini merkezî bir karar düzenine bıraktı.

Biz DEVA Partisi olarak Kültürel Atılım Eylem Planı'mızda şunu söylüyoruz: Zengin kültürel mirasımızı kapsayıcı bir hassasiyetle koruyacak, izinsiz kazı ve tahribata karşı yaptırımları artıracağız. Kültür ve sanata erişimde eşitliği, şeffaflığı ve denetimi güçlendireceğiz. Bu yaklaşım, bu teklifte gördüğümüz tek elde güç toplamayı değil katılımı, şeffaflığı ve aynı zamanda denetimi de esas alan bir duyarlılığı ifade etmektedir. Arzu eden DEVA Partisinin "web" sitesinde eylem planları bölümünde net bir şekilde bu maddeyi görebilir, inceleyebilir.

Sayın milletvekilleri, Millî Saraylar İdaresi elbet önemli bir kurumdur ancak tarihî eserin bozulan duvarının, değeri ölçülemez bir çinisinin hesabını gelecek nesillerimize nasıl vereceğiz? Biz bu emanetlere gereğince bakamadık, emanete hıyanet ettik mi diyeceğiz? Denetimi olmayan yetki hesap vermeyen bir iktidar demektir. Biz meşruiyet sınırını yeniden çizmekle yükümlüyüz. Bu nedenle çağrımız açık:

1) 8'inci madde yeniden düzenlenmeli, yetkinin sınırları ve denetim mekanizmaları açıkça tanımlanmalıdır.

2) Kültür ve Turizm Bakanlığının rolü teknik yardımla sınırlı değil esaslı bir denetim ve ortak yönetim düzeyinde güçlendirilmelidir.

3) Kamuya ait eserlerin tamamı şeffaf bir envanter sistemi içinde izlenmeli, korunmalıdır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)