| Konu: | YENİ YOL Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 05.11.2025 |
CHP GRUBU ADINA ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kuraklık bir sonuçtur ama kuraklığı yaratan yönetenlerin yetersizliğidir, öncelikle bunun altını bir çizelim.
Cumhuriyet kurulduğunda, 1923'te Mustafa Kemal Atatürk Mecliste yaptığı konuşmada diyor ki: "Su politikalarını oluşturmamız gerekir." 1937'de yaptığı konuşmada da köylünün, çiftçinin topraklandırılması yanında tarımın millî bir politika olduğunu belirttiğini ve sulama suyuyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulunduğunu görüyoruz. Diyor ki: "Ülkeyi iklim, su ve toprak verimi bakımından tarım bölgelerine ayırmak gerekir." Aradan yüz yıl geçmiş, içinde bulunduğumuz koşullarda zirai dondan sonra kuraklık da önemli ölçüde çiftçilerin başının belası olmuş, üretimde sorunlar doğmuş. Somut bir örnek verelim: 2023 yılında ülkemizde 22 milyon ton buğday yetişti, 2024 yılında 20 milyon 800 bin tona düşmüştü. Bitkisel üretim tahmininin 1'incisi mayıs ayında yapıldığında 19 milyon 600 bin ton buğday olacağı belirtildi; 2'nci tahmin ekimde yapıldı, buğday üretimimiz 17 milyon 900 bin tona düşmüş. Bunun birden çok nedeni var. Birincisi, çiftçi topraktan uzaklaşıyor, girdi maliyetleri artıyor, alım fiyatları düşüyor, çiftçiye gerekli destekler verilmiyor; ikincisi de kuraklığın etkisi var ama bu kuraklıkla ilgili de herhangi bir destekleme yine ne Bakanın ne de iktidarı yönetenlerin ağzından çıktı yani ürünlerimizin üretiminde oluşan sorunlar da sahiplenilmiyor. Bir su politikamız yok; kâğıt üzerinde var, kâğıt üzerinde su politikası var, uygulamada yok. Göletlerin çoğu yapıldığı yerlerde su tutmuyor. Bunlarla ilgili yatırım yapılmış; gölet kuru. Göller bölgesinde 65 civarındaki gölün 35'i kurumuş. Su kaynaklarının, önemli ölçüde doğal yollarla yeryüzüne çıkanların şu anda çoğu geri çekilmiş, İç Anadolu'da su 200 metreye kadar derinden çıkmaya başlamış. Kaçak kuyularla ilgili ruhsatlandırma yapılıp bu suların doğru kullanılmasının, modern yöntemlerle suyun değerlendirilmesinin önü açılmamış. Vahşi sulamadan vazgeçilmemiş. Bunun yanı sıra, çiftçi sulama suyunu elektrik parasını ödeyerek yer altından çıkarıyor ama salma sulamayla ilgili kredi almaya gittiğinde "Senin ruhsatın yok, sana bunu veremeyiz." diyorlar. Oysa su politikasının doğru yönetilmesi, Akdeniz'e, Karadeniz'e boşa akan suların öncelikle Anadolu'ya yönünün çevrilmesi gerekir.
HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Fırat akıyor, baraj bakıyor Başkan!
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Bu suların doğru biçimde...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Bölgesel kuraklığın olduğu alanlarda suya ihtiyaç duyulan ürünler değil de susuz tarımda verim alınabilecek ürünlerin yetişmesi sağlanmalı. Niğde'nin Bor ilçesiyle arasında yer alan Akkaya Barajı 1970'te yapıldı, hâlâ kapalı sisteme geçilmiş değil. Ulukışla ilçemize gittim, dereler, göletler kurumuş. Bunun yanında, bazı sular yeryüzüne çıkıyor, boşa akıyor. Örneğin, Aladağlar'dan çıkan Ecemiş suyu Niğde sınırlarından çıkıp Akdeniz'e akıyor. Yapın oraya bir baraj, o suyu verin, Niğde bölgesinde tarım amaçlı değerlendirin. En azından su boşa akmasın, Niğde çiftçisi de daha çok verimle ürününü alsın. 1 dönümde kuru tarımda 270 kiloya kadar verim çıkıyor ama 140 kiloda kalıyor, suluda 500'ün üstünde. Verim ve üretim kaybına da su yokluğu neden oluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Yanlış politikalarla üreticilerin canını okuyorsunuz. (CHP, İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)