GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/2689) esas numaralı Günün Yirmi Dört Saate Taksimine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/117) münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:12
Tarih:04.11.2025

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle Sayın Başkan, size geçmiş olsun diyerek sözlerime başlamak isterim.

Bugün bu ülkenin başına gelmiş en garabet, en mantıksız uygulamalardan birini, dokuz yıldır bu iktidarın millete yaşattığı alacakaranlık eziyetini bitirelim demek için milyonlarca vatandaşımız adına karşınızdayım. Geçen hafta yaz saati uygulaması tüm dünyada sona erdi, gün ışığından faydalanmak için saatler geri alındı.

(Uğultular)

BAŞKAN - Sayın Çakırözer, bir dakika...

Değerli milletvekilleri, Genel Kurulda gerçekten büyük bir uğultu var, Sayın Hatibi dinlemekte zorlanıyoruz.

Lütfen, sesimizi kısarak aramızda konuşalım, kısamıyorsak kulislere davet ediyorum, orada daha yüksek sesle konuşabilirsiniz. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Çakırözer, buyurun.

UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Türkiye'de ise alınmadı ve yediden yetmiş yediye bu millete kör karanlık dayatması sürüyor.

2016 yılından bu yana bu kürsüden defalarca çağrıda bulunuldu ama bu öylesine bir inat ki bu kör inat yüzünden çocuklarımız işte, yine karanlıkta uyanmak, gözleri kapalı okula gitmek zorunda; emekçimiz, memurumuz, esnafımız karanlıkta yarı uyur işine gitmek zorunda kalıyor. Yüz binlerce çalışan sabah karanlıkta işine gidip akşam karanlıkta evine dönüyor, gün ışığı göremiyor. Karanlıkta bıraktığınız her gün insanımızda depresyonu, obeziteyi, kalbi, dikkat eksikliğini, alzheimerı ve hatta kanseri tetikliyor. Sağlığımız böylesine tehlikedeyken hiçbirimiz bu çağrıya duyarsız kalamayız.

Değerli arkadaşlarım, evlatlarımızın hem bedensel hem ruhsal sağlıkları ve hem de okul gelişimleri etkileniyor. Çocuklarımız sabahın kör karanlığında kalkmak, hazırlanmak, kahvaltı yapmak, okula gitmek istemiyor. Sizin çocuklarınız sormuyor mu size bu karanlıkta ben neden ayaktayım diye? Evlatlarımıza yapılan bu psikolojik baskıya karşı daha ne kadar sessiz kalacaksınız? Ülkenin dört bir yanında gün doğmadan yollara koyulmak zorunda olan kadınlar, öğrenciler, emekçiler güvenlik endişesi taşıyor. O haklı kaygıları yok sayabilir miyiz değerli arkadaşlarım?

Sayın milletvekilleri, güya yaz saatiyle enerji tasarrufu yapılacaktı ama tasarruf yok, iş verimi yok, ekonomik fayda yok, sadece büyük bir inat var. Gün ışığından yararlanamadığımız için sabah 6'da, 7'de evde, fabrikada, okulda dükkanda, her yerde aydınlatma ve ısıtmalar açılıyor. Elektrik Mühendisleri Odası daha uygulamanın ilk yılında açıklamıştı: "Kalıcı yaz saati tasarrufa değil enerji tüketiminde yüzde 7 artışa yol açtı." Bunun faturalarımıza yansıması ise bunca yılda milyarlarca lira oldu yani yok öyle bir tasarruf. Ya ne var? İşin ucunda elektrik dağıtım şirketlerine kâr üstüne kâr var değerli arkadaşlarım. Gün doğmadan yakılan her lamba onların dolar hanesine yazıyor, biz vatandaşlara da her yıl katlanarak artan astronomik fatura olarak yük biniyor. İşte, ocak başında yeni tarifeyle yine faturalar yüzde 120 zamlanacak. Eskiden "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." vardı, bu AKP düzeninde ise sadece "Yandaşı yaşat yeter." anlayışı hâkim. Bakın saraya, her yer ışıl ışıl, her ay 14 bin ev kadar elektrik harcanıyor, tek kuruşluk tasarruf yok ama vatandaş zifiri karanlığa mahkûm; ne kasasını dolduran dağıtım şirketlerinin ne bu kör inada saplananların umurunda.

Değerli arkadaşlarım, başta çocuklarımız ve çalışanlarımız olmak üzere vatandaşımızı zifiri karanlıkta yollara düşüren, onların sağlığını riske atan bu uygulamanın ne ekonomik ne tıbbi ne de sosyal yönden hiçbir faydası yoktur. Gelin, sağlığımızı da ekonomimizi de bozan bu garabetten, bu kör inattan bugün kurtulalım. Damat bakanınız yaptı diye bu kötü mirasa sahip çıkmaktan vazgeçin. Türkiye'nin dört bir yanında karanlıkta uyanmak; okula, işe yarı uykulu gitmek insanımızın kaderi değildir. Böyle dayatma olmaz, olamaz. İşte kanun teklifimiz; gelin, evlatlarımızın, çalışanlarımızın sağlığı için bu uygulamadan derhâl vazgeçelim ama yok, siz hâlâ bu kör karanlıkta inat ederseniz biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Türkiye'nin 1'inci partisi olarak milletimize söz veriyoruz: Yarattığınız bu karanlığı iktidara geldiğimiz gün yırtıp atacağız. (CHP sıralarından alkışlar) Kalıcı yaz saati uygulamasını kalıcı olarak kaldıracağız; sadece yaz saati karanlığına değil ekonomide, adalette, demokraside bu millete yaşattığınız tüm karanlıklara da milletimizle birlikte son vereceğiz.

Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)