| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 23.10.2025 |
MHP GRUBU ADINA SEMİH IŞIKVER (Elazığ) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, 229 sıra sayılı Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi, aziz milletimizi ve ekranları başında bizleri takip eden bütün vatandaşlarımızı en kalbî duygularımla, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Sayın Başkanım, kıymetli milletvekilleri; kanunlarımız milletimizin ortak iradesinin hukuk metinlerine yansıyan şeklidir ancak toplumsal, ekonomik ve teknolojik dönüşüm süreçleri hızlandıkça bu metinlerin de hayatın gerçekleriyle uyumlu hâle getirilmesi zaruri olmaktadır. İşte, bugün görüştüğümüz bu kanun teklifi hem kamu hizmetlerinin etkinliğini artırmayı hem de uygulamada yaşanan bazı aksaklıkları ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Bunun yanında, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının doğurduğu hukuki boşlukların giderilmesi de son derece önemli bir adım olacaktır. Vakıf müessesesi sadece bir mülkiyet veya yardım anlayışı değildir; milletimizin vicdanında kök salmış, insanı merkeze alan bir medeniyet inşasının da sembolüdür aynı zamanda. Vakıflar Anadolu'yu imar eden, şehirleri kimlikli kılan, kültürel sürekliliğimizi sağlayan sivil yapılar olarak bugün de önemini aynen korumaktadırlar. Dolayısıyla bu kanun teklifi geçmiş ile gelecek arasında köprü kuran, tarihimize sahip çıkarken geleceğe yön veren bir perspektif de taşımaktadır ancak bu yasal düzenlemeleri konuşurken korumamız gereken sadece vakıf taşınmazları değildir; kıyılarımız, tarihî alanlarımız, ören yerlerimiz, ata yadigârı hatıralarımız da aynı zamanda bu hukuki korumanın şemsiyesi altında olmalıdır çünkü bunlar millet olma şuurumuzun, ortak hafızamızın ve kimliğimizin yaşayan izleridirler.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; ülkemizin kültürel mirasını koruma iradesi yerel ölçekteki kalkınma hamleleriyle desteklendiğinde gerçek anlamını bulmaktadır. Bu noktada ben de kendi şehrim Elâzığ'dan, bir başka ifadeyle, tarihimizin taşlara kazandığı kadim şehir Harput'tan söz etmek istiyorum. Harput yalnızca Elâzığ'ın değil, bütün Türk-İslam medeniyetinin özeti konumundadır; camileriyle, hanlarıyla, çeşmeleriyle, kalesiyle âdeta açık hava müzesi niteliğindedir. 2017 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınması bu eşsiz mirasın tescili açısından son derece önemli bir adım olmuştur ancak aradan geçen sekiz yıl içerisinde süreci kalıcı listeye taşıyacak somut ilerlemeler ne yazık ki kaydedilememiştir. Yaklaşık on yıldır sürmekte olan Harput Kalesi kazı çalışmaları kısıtlı bütçeler ve mevzuat engelleri nedeniyle hedeflenen noktaya maalesef ulaşamamıştır. Kanun koyucu olarak bizler bu tür projelere ivme kazandıracak düzenlemeleri yapmak durumundayız, özellikle kazıların sürekliliğini sağlayacak bütçe yapıları ve yerel yönetimlerin inisiyatifini güçlendirecek modeller hayata geçirilmelidir. 6546 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesinde yapılan değişikliklerle tarihî alanların korunması ve geliştirilmesi konusundaki esasların genişletilmesi bu bakımdan son derece olumlu bir adım olarak değerlendirilmektedir ancak bu adımların Harput gibi kültürel miras alanlarının restorasyonu ve turizme kazandırılması için gerçek bir finansal vizyonla da desteklenmesi gerekmektedir. Elâzığ sadece tarih şehri değil, aynı zamanda doğa harikalarının da evi durumundadır. Baskil ilçemizdeki Karaleylek ve Saklıkapı Kanyonları milyonlarca yıllık jeolojik süreçlerin bize armağan ettiği birer tabiat mucizesidir ancak bu alanlar altyapı ve tanıtım eksiklikleri nedeniyle turizme henüz kazandırılamamıştır. Benzer biçimde Sivrice ilçemizdeki Hazarbaba Kayak Merkezi kış turizmi açısından çok büyük bir potansiyele sahiptir fakat yönetimsel ve mevzuatsal karmaşalar nedeniyle şehrimize ve ülkemiz ekonomisine kazandırılamamış, dolayısıyla ilimiz ekonomisine de ülkemize de beklenen katkıyı sağlayamamıştır. Bu kanun teklifi, işte, bu tür yatırımların önünü açacak, yerel potansiyellerin millî kalkınmaya dönüşmesini sağlayacak pratik düzenlemeleri içermelidir.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 2025 yılının ikinci yarısında yürürlüğe giren yeni teşvik mevzuatı kapsamında Sivrice, Hazar Gölü kıyısında konaklama, dalış merkezi, kongre tesisi ve spor alanları yatırımlarına yönelik çağrılar yapılmıştır ancak girişimcilerimiz kıyı şeridinin kullanımı ve çoklu kurum yetkileri nedeniyle bu fırsata yeterince ilgi göstermemişlerdir. Hazar Gölü gibi turizm cennetlerimizin sürdürülebilir bir şekilde ekonomiye kazandırılabilmesi için mevzuatın sadeleştirilmesi ve çevreyle uyumlu yatırım modellerinin teşvik edilmesi de elzemdir.
Sayın Başkanım, Elâzığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi de şehrimizin tarihî belleği konumundadır. 1982 yılında açılan ve binlerce yıllık eserleri barındıran bu müze 2016 yılından bu yana maalesef kapalıdır. 2020 depremi sonrasında tamamen kullanılamaz hâle gelen yapı bugün hâlâ milletimizin hizmetine sunulamamıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından Harput yolu üzerindeki Mekteb-i İdadi-i Hamidiye-i Mülkiye-i Şahane binasının müzeye dönüştürülmesi yolunda atılan adımlar çok kıymetlidir ancak restorasyonun bir an önce tamamlanması gerekmektedir çünkü müze, bir binadan öte bir şehrin ruhunu geleceğe taşıyan hafıza konumundadır.
6 Şubat 2023 depremleri 11 şehrimizde ağır yıkımlara yol açmıştır. Bu kanun teklifiyle Adıyaman'daki, Hatay'daki, Kahramanmaraş'taki ve Malatya'daki seyahat acentelerinin aidat borçlarının silinmesi yönünde düzenleme yapılmaktadır. Ancak 2020'de 6,8 büyüklüğündeki depremle büyük kayıplar yaşayan Elâzığ'ımızın Kahramanmaraş depremlerini de yaşadığı gerçeğini de göz önünde bulundurarak şehrimizin bu kapsama dâhil edilmesi adaletin bir gereği durumundadır. Elâzığ hem 2020'deki yıkıcı depremle hem de 2023 afet zincirinin dolaylı etkileriyle büyük bir ekonomik darbe almıştır. Dolayısıyla, bu düzenlemenin depremden etkilenen bütün illeri kapsayacak şekilde genişletilmesi hem vicdanen hem de hukuken doğru olacaktır.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizler her kanun teklifini sadece teknik bir metin olarak değil milletimizin geleceğini şekillendiren bir irade beyanı olarak görüyoruz. Vakıflar Kanunu değişikliği geçmişin mirasını korurken geleceğin kalkınmasını inşa etme iradesidir. Bu nedenle, kanun teklifinin hem kültürel hem ekonomik hem de sosyal boyutlarıyla milletimizin bütün kesimlerini gözeten bir vizyonla ele alınması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, teklifin ülkemiz, milletimiz ve aziz şehrimiz Elâzığ'ımız için hayırlara vesile olmasını diliyor, Gazi Meclisimizi, Sayın Başkanımızın şahsında tüm milletvekillerimizi ve ekranları başında bizleri izleyen büyük Türk milletini saygıyla selamlarım.
Sağ olun, var olun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)