| Konu: | Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde uygulanan İdare ve Gözlem Kurulu kararlarına ve Adalet Bakanına buradan çağrı yapmak istediğine, DEM PARTİ Diyarbakır Milletvekili Berdan Öztürk’ün de olduğu bir davada verilen hapis cezalarına, Kars’ın Karadağ Mahallesi’nde bulunan çöplüğe ve KHK’lilere ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 21.10.2025 |
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen değerli halklarımızı saygıyla selamlıyorum.
Evet, bugün yeniden ve yine cezaevi konuşacağız çünkü cezaevleri bu ülkenin kanayan yarası, bitmeyen hukuksuzluk karnesinin en başında gelen başlıklardan birini oluşturuyor.
Bu cezaevlerinin içerisinde bir tanesi var ki yemin etmiş cezaevi yönetimi, cezaevinin cumhuriyet başsavcısı ve oradaki kurullar yani cezaevi gözlem kurulunun kendisi. Neye yemin etmişler? Oradaki siyasi mahpusları süreleri dolduğu hâlde, infazları dolduğu hâlde tahliye etmemeye yemin etmiş ve gerçek anlamda bu yeminini de sonuna kadar yerine getirmeye çalışan, bir düşman ceza hukukunu harekete geçiren bir anlayışla orada görev yapan kişiler var.
Şimdi size bir kişiden bahsetmek istiyorum, Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde otuz iki yıldır tutsak olan Sermin Demirdağ'dan. Şimdi, yasaya göre 7 Mart 2023'te şartlı tahliye edilmesi gerekiyordu ama edilmedi ne yazık ki. Kurula ilk çıktığı tarihi size söylemek istiyorum: 23 Şubat 2023 tarihinde kurula çıktı, bu değerlendirmede hiçbir objektif kriter olmadığı hâlde iyi hâlli olmadığı söylendi ve üç ay ertelendi. Sonra, takip eden kurul tarihlerini sizinle paylaşmak istiyorum: 25 Mart 2023 tarihli kurulda yine aynı gerekçeyle tahliyesi üç ay daha uzatıldı. Sonra, 17 Ağustos 2023 tarihli kurulda bu kez tahliyesi altı ay ertelendi. 8 Şubat 2024 tarihli kurulda bu sefer altı ay ertelendi. Sonra, 1 Ağustos 2024 tarihli kurulda yine altı ay ertelendi. 23 Ocak 2025 tarihli kurulda dokuz ay ertelendi ve en son 16 Ekim 2025 tarihinde 7'nci kez kurula girdi ve 7'nci kez Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nin Cezaevi Gözlem Kurulu iyi hâlli olmadığı gerekçesiyle Sermin Demirdağ'ın tahliyesini engelledi.
Peki, ne sormuşlar? Size ve Türkiye halklarının vicdanına sormak istiyorum. Bakın, sorulara bakın; aslında Anayasa'ya nasıl aykırı sorular. "Pişman mısın?" sorusunu manipülatif bir şekilde "'Keşke' diyor musun?" şeklinde sormuşlar. Kişinin bireysel infaz süreciyle ilgili olmayan, bilgi ve görgüsünün olmadığı silah bırakma süreçleri kastedilerek "Kaç kişi silah bıraktı?" şeklinde "Herkes silah bırakmadı, değil mi?" şeklinde sorular yönlendirmişler. Otuz iki yıldır cezaevinde olan birine soruyorlar bu soruları ve bu sorularla aslında Anayasa'nın 25'inci maddesine açıkça aykırı olan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlamışlar. Yine, 1992 yılındaki bir olay hatırlatılmış ve kişiye bir sorgu sırasındaki psikolojik işkence yinelenmiştir. Şimdi, bu, sadece bir örnek.
Bakın, Sayın Başkan, yani 2023'te tahliye olması gereken biri hâlihazırda tahliye edilmemiş, 7 kez, bu kurul, haksız, hukuksuz, objektif kriterlerden uzak bir şekilde iyi hâlli olmadığına kanaat getirmiş. Burada, bu Mecliste binlerce defa söyledik, bu idari gözlem kurulları hakkaniyetsiz, bu idari gözlem kurulları paralel yargılama yapıyor, bunlar kendisini mahkemelerin yerine koyuyor, bunlar mapusların özgürlüklerini engelliyor dedik ama ne yazık ki bir kulaktan girdi, öbür kulaktan çıktı.
Ben buradan Adalet Bakanlığına çağrı yapmak istiyorum; bize dönsün, söylesin; Sermin Demirdağ ve onun gibi orada olan siyasi mapusların özgürlüklerinin önüne engel olan nedir, savcı mıdır, kurul mudur, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü müdür, Bakan Yardımcısı mıdır, Bakanın kendisi midir? Çıksınlar, bize bu sorunun cevabını versinler. Bunu Türkiye halkları adına soruyoruz. Yani bir taraftan "barış" diyoruz, "çözüm" diyoruz, bir taraftan yıllarca mapusu içeride tutan haksız kararlar; bunu kabul etmediğimizi, buna karşı çıkacağımızı ifade edelim. "Yargıdaki skandallar, yargıdaki hukuksuzluklar sadece bununla sınırlı olsaydı keşke." diyeceğim ama öyle değil.
Bakın, yeni bir dönemdeyiz ama Ağrı'da 2015 yılında açılan bir dosya kapsamında içerisinde Diyarbakır Milletvekilimiz Berdan Öztürk'ün de olduğu 10 kişi hakkında yüz yetmiş yedi yıl yedi ay hapis cezası verildi, biri de Ağrı Belediye Meclis Üyemiz. Şimdi soruyoruz: Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Ya, bizim milletvekilimizin dokunulmazlığı var; onlarca defa mahkemeye söylendi, yargılamanın durması gerekiyordu ama yargılamayı durdurmak yerine milletvekilimize ceza veren bir mahkeme, bir Adalet Bakanlığı pratiğiyle karşı karşıyayız.
Ben, Sayın Abdulhamit Gül'e de Adalet Bakanlığı yaptığı için buradan sormak istiyorum: Bu cezaları, bu uygulamaları, bu işleyişi nereye koyacağız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Gerçekten, bu soruya hep beraber yanıt aramamız gerektiğini düşünüyoruz ve bu mantığın bizi bir yere vardırmayacağının da altını çizmek istiyorum.
Diğeri: İlimle ilgili bir şey söylemek istiyorum Sayın Başkan. Şimdi, Kars'ta çöp sorunu, çukur sorunu, bir de çamur sorunu en meşhur sorunlardan; Kars'ın 3 tane "ç"si var ve ne yazık ki bu 3 şeyi aşmak için de yapılan hiçbir şey yok. Bakın, merkez Karadağ Mahallesi'nde bir çöplük var; neredeyse gece-gündüz, yaz-kış yanıyor yani fiziki yok etme yöntemiyle oradaki çöp giderilmeye çalışılıyor. Mahalledekiler yazın camlarını açamıyor; kokudan durulamıyor; insanlar oradaki kimyasal yanık ve gazlar nedeniyle sağlıklarını kaybetti; oraya atılan çöplerden, çöplükten beslenen hayvanların sağlığı bozulmuş durumda ama maşallah, kimsenin sesi çıkmıyor.
Ben ilk milletvekili olduğumda da Kars Vekili olduğumda da önergesini verdim, kürsüde konuşma yaptım, onlarca defa dile getirdim ama hâlihazırda hiç kimse kılını kıpırdatmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - İnsan sağlığına, çevre sağlığına, çocuk sağlığına, herkesin sağlığına zararlı olan bir çöp Kars'ın merkez mahallesinde yanıyor.
Niye Kars'ın Karadağ Mahallesi'nde o çöp kaldırılmıyor, biliyor musunuz? Çünkü yoksul bir mahalle, yoksul bir mahalle. Eğer o, Kars'ın en zengin mahallesinin çöplüğü olsaydı o çöplüğü kaldırmak iki hafta almazdı ama yoksul bir mahalle olduğu için herkes oradaki, yoksulların yaşadığı yerdeki çöpe, kokuya, dumana göz kapatmış durumda. Oysa, söylüyoruz, bu, sadece Karadağ Mahallesi'nin değil, bütün Kars'ın ve hepimizin sorunudur. Buna bir çözüm bulunması çağrısını bir kez daha, bütün Kars halkı adına, buradan, Meclisten yapmak istiyorum.
İzin verirseniz, son başlığım, çok kısaca değinip bitireceğim Sayın Başkan.
Buradan bir KHK'li milletvekili olarak -ki onlarca KHK'li arkadaşım var burada, bu Meclis sıralarında- yüzlerce, binlerce defa "Bu KHK zulmüne bir dur deyin." dedik. OHAL Komisyonu kurdular, işte bu KHK'lileri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son dakikayı veriyorum.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Başkan.
Bu Komisyon sürece, derde derman olmadı. Şimdi mahkemelere gidiyor KHK'liler, hâlâ göreve iadeler yok. Mahkemenin iade ettiğini, iş yerleri başlatmıyor. Geçen hafta KESK'liler yürüdüler, KESK'li KHK'liler. Burada, polis onların Necatibey'de önünü kesti ve yürümesini engelledi; ertesi gün Meclise gelip seslerini duyurmak istediler, bu sefer EĞİTİM SEN'in önünde önlerini kestiler. Biz bir kere daha söylüyoruz: KHK'lileri açlığa, sefalete mahkûm eden bu tutumdan vazgeçin, KHK'lilerin hakkını teslim edin, işlerine iade edin. Adalet bekliyoruz, adalet bekliyoruz, adalet bekliyoruz!
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)