GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:7
Tarih:15.10.2025

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Muhterem milletvekili arkadaşlarım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

İki yıldır Gazze'de tanık olduğumuz vahşet insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınmıştır. Bebeklerin, on binlerce masumun katledildiği, açlığa mahkûm edildiği, kadınların, sivillerin, sağlık çalışanlarının, gazetecilerin hedef alındığı, hastanelerin, okulların, ibadethanelerin yıkıldığı bu saldırılar bir savaş değil, uluslararası hukuk açısından bütün unsurlarıyla soykırım niteliği taşıyan bir insanlık suçudur. Her ne kadar ateşkes anlaşması geçtiğimiz gün imzalanmış olsa da bu anlaşma soykırım suçunun üstünü örtmemelidir. Gazze'de işlenen suçların failleri Uluslararası Adalet Divanı ve uluslararası ceza mahkemelerinde yargılanmalı, soykırım suçluları hak ettikleri cezayı mutlaka görmelidir. Bugün ateşkes konusunda bir uzlaşı sağlanmış olması elbette önemlidir ancak hepimiz biliyoruz ki Orta Doğu'nun yakın tarihinde ateşkesler çoğu kez zaman kazanma, imaj tazeleme ve yeni ihlallere zemin hazırlama aracı olarak istismar edilmiştir. Dolayısıyla, bu ateşkesi bir son değil, kalıcı ve adil bir barışa giden yolun dikkatle korunması gereken bir eşiği olarak görmek zorundayız. Kalıcı barışın asgari şartları bellidir: İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesi, 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olmak üzere bağımsız ve egemen Filistin devletinin tanınması, abluka ve kuşatmanın sona ermesi, Gazze'ye engelsiz, sürekli ve güvenli insani yardım akışının temini, savaş suçları ve soykırım suçlarına dair bağımsız, şeffaf ve etkin soruşturmaların yürütülmesi, faillerin yargılanması, ateşkesin sahada denetlenmesi için uluslararası gözlem ve garanti mekanizmalarının kurulup güçlendirilmesi. Bu süreçte Türkiye'nin rolü hayati önemdedir. Diplomatik zeminde yürütülen yoğun temaslar, insani yardımların ulaştırılmasına dönük çabalar ve garantörlük mekanizmalarının işletilmesi barışın sigortasıdır. Türkiye hem bölgesel hem küresel düzlemde adalet ve hakkaniyet merkezli bir barış mimarisinin kurulması için üzerine düşeni kararlılıkla yapmaya devam edecektir. Bu vesileyle, Gazzeli şehitlerimizi rahmetle anıyor, yaralılara şifa diliyor, mazlumların ahının yerde kalmayacağına olan inancımızı yineliyoruz. Soykırımın failleri yargılansın, Filistin özgür olsun diyoruz.

Sayın Başkan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Cumhuriyet Meclisi tarihî nitelikte bir karar alarak Kıbrıs sorununa iki devletli çözüm kararını oy çokluğuyla kabul etti. Bu karar sadece Kıbrıs'taki varlığımızın teyidi için atılmış bir adım değildir, aynı zamanda milletimizin tarihî hafızasını, güvenliğini ve Doğu Akdeniz'in barış ve istikrarını doğrudan etkileyen bir karardır. İki devletli uzlaşı, Kıbrıs'ta gerçek ve kalıcı barışın temelidir. Eşit haklara dayanan, iki kesimli, egemen iki devlet yapılanması müzakere masasında tüketilmiş formüllerin tekrarı değil sahadaki gerçeklerin ve adil paylaşımın adıdır. Bu vizyon bir kopuş değil başarısız olmuş formüllerin yerine gerçekçi bir uzlaşmanın tesisidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bir halkı ve bir devleti vardır. Bu devletin arkasında Kıbrıs Türkünün direnci ve Türkiye Cumhuriyeti'nin sarsılmaz iradesi ve desteği vardır. Kıbrıs Türk halkına uygulanan siyasi, ekonomik ve sosyal izolasyonların meşru hiçbir izahı yoktur. Bu izolasyonların kaldırılması sadece Kıbrıs Türkünün değil adada kalıcı barışın ön şartıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Meclisi kararında Türkiye'yle tam uyum ve eş güdüm vurgulanmış, Türk Devletleri Teşkilatına tam üyelik hedefi ortaya konulmuştur. Bu hedef Kıbrıs Türkünün siyasi görünürlüğünü artıracak, ekonomik imkânlarını genişletecek ve Doğu Akdeniz'de iş birliği ağlarını güçlendirilecektir.

Bu vesileyle, iki devletli çözüm vizyonuna sahip çıkmanın bölgemizin geleceğine karşı da sorumluluk olduğunu vurguluyor, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet Meclisinde irade ortaya koyan tüm milletvekillerini Kıbrıs Türk halkının onurlu varoluş mücadelesine verdikleri destek için tebrik ediyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.