| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 14.10.2025 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan...
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Meclis Başkan Vekili parti sözcüsü gibi ne konuşuyor orada!
BAŞKAN - Hatibi dinliyoruz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Müsaade ederseniz biz de sözümüzü söyleyelim ya!
BAŞKAN - Hatibi dinliyoruz.
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Hayır bir dakika... Konuşacaksa orada konuşacak ya!
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Numan Kurtulmuş'u göreve davet ediyoruz. Yok böyle bir şey!
BAŞKAN - Kendinize gelin, kendinize!
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Meclis Başkan Vekili parti sözcüsü gibi o kürsüde konuşamaz!
BAŞKAN - Konuşurum!
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Konuşamaz!
BAŞKAN - Siz konuşursanız ben de size cevap veririm. Bu kadar net! Bu kadar net! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Kürsüden ineceksin, orada konuşacaksın!
BAŞKAN - Bana sataşma olursa ben cevap veririm buradan, bu senin haddin değil.
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Cevap vereceksen orada! O kürsü bağımsızdır.
BAŞKAN - Ben buradan cevap veririm, ben buradan cevap veririm. Size sormam ben bunu. Oturun!
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - O kürsü tarafsız kürsü! O kürsü Atatürk'ün kürsüsü!
BAŞKAN - Oturun!
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Otur yerine ya! Otur yerine!
BAŞKAN - Otur! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Böyle bir rezillik olamaz ya!
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Meclis Divanına mı yürüyeceksin!
BAŞKAN - Sayın Akçay, buyurun, devam edin...
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Bu şekilde konuşamazsın!
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, devam edeceğim ama şimdi milletvekilleri sürekli bir gürültü ve laf atma içerisinde. Dolayısıyla...
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Gürültü! Sana da yazıklar olsun be!
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sana da yazıklar olsun!
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Yazıklar olsun!
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sana da yazıklar olsun!
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Hele şu surata bak ya, şu surata bak ya!
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Başbuğ Türkeş'in...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Şuna bak ya!
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Ayıp ya, ayıp ya! Nedir ya! Terör estiriyorsunuz ya, terör estiriyorsunuz! Gidin ya!
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sen her şeyi söyleyeceksin, sıra bize gelince...
BAŞKAN - Onlar her şeyi söyleyecek, sıra bize gelince susacağız, pusacağız! Vallahi hiç öyle bir dünya yok! Kusura bakmayın, hiç öyle bir dünya yok! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Ya, kimse size oy vermez!
BAŞKAN - Siz konuşursanız biz de cevabımızı veririz; bu kadar! Bu kadar!
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Oradan konuşacaksın, oradan!
BAŞKAN - Ben buradan konuşurum, ben Meclisi yönetiyorum! Bana oradan hakaret ederse ben de cevabımı buradan veririm!
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Orada siyaset yapamazsın!
BAŞKAN - Konuşma! Haddini bil, konuşma!
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Oradan siyaset yapamazsın!
BAŞKAN - Konuşmayın, haddinizi bilin!
YAVUZ AYDIN (Trabzon) - Atatürk'ün koltuğunda oturup Türk milletine ihanet ediyorsun!
BAŞKAN - Konuşma!
Sayın Akçay, buyurun, lütfen, devam edin.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, kıymetli arkadaşlarım; Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekilleri olarak, siyasetçiler olarak her tartışmayı kendi mecrası içerisinde yürütmeyi ve devam ettirmeyi daha faydalı görüyorum; gerek kendi siyasi parti görüşlerimiz bakımından gerekse meramımızın kamuoyu tarafından daha iyi anlaşılması bakımından. Biraz önce Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Pervin Buldan'ı şahsen hedef alan ifadeleri tasvip etmediğimi ve doğru bulmadığımı ifade ediyorum öncelikle.
Kıymetli milletvekilleri, bizim "Terörsüz Türkiye" başlığıyla ifade ettiğimiz süreç millî ve tarihî bir hedef olarak menzile doğru ilerlemektedir. Tüm millet olarak kırk yıl boyunca çok ağır bedeller ödedik. On binlerce canımızı, şehitlerimizi toprağa verdik, analar ağladı, yas tuttu, ocaklar söndü, şehirlerimizde bombalar patladı, köylerimiz boşaldı.
RIDVAN UZ (Çanakkale) - Kim yaptı Başkanım?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Dağlarımıza, yaylalarımıza, bereketli ovalarımıza terörün gölgesi çöktü, yüz binlerce insanımız evini barkını gözyaşlarıyla ardında bırakmak zorunda kaldı. Yetti artık diyoruz, bu acıları bir kırk yıl daha yaşamayalım diyoruz.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde yaşanan bütün acılar hepimizin hanesine yazıldı. Acıları unutmayalım ama yarıştırmayalım da. Gidilemeyen yaylalarımız, kurulamayan sofralarımız, camına ışık yansımayan beldelerimiz bugün festivallere, şampiyonalara, ulusal ve uluslararası buluşmalara ev sahipliği yapıyor. Bu dönüşüm kendiliğinden olmadı; devlet aklının, millet iradesinin ve kararlı bir siyasi duruşun eseridir. Terörsüz Türkiye, güçlü, güvenli ve huzurlu Türkiye'dir, muasır ve müreffeh Türkiye'nin müjdesidir. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin liderliğinde ilkeli, sorumlu, sorun çözen, çözüm üreten bir siyasi akılla bu yola çıktık. "Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben." diyen bir davanın mensuplarıyız. Kendi geleceğini ülkesinin geleceğine bağlamış, başkalarının gündemine savrulmamış, düğümü gören ve çözen bir hareketiz. Yeni bir nizam kurma kudretini stratejik aklı bilge liderimiz Devlet Bahçeli'de tecessüm etmiştir. Onun her çağrısı; tarih şuuruyla, jeopolitik gerçeklikle ve isabetli öngörülerle yoğrulmuş bir stratejinin tezahürüdür. 22 Ekim 2024'te bu çağrı, stratejik bir çerçeveye kavuştu. Bu kavram yalnızca terörün bitmesini değil; huzuru, güvenliği, barışı, kardeşliği ve demokratik gelişmeyi aynı potada birleştiren kapsayıcı bir vizyonu ifade etmektedir.
5 Ağustos 2025'te Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarına başladı. Tutanakları herkese açık olan bu süreç; aracısız, aralıksız, bagajsız, pazarlıksız ve gizli gündemsiz ilerlemektedir. Pazarlık yok, arka kapı yok; var olan tek şey: Milletin meşru talebi, devletin şeffaf iradesi ve hukukun üstünlüğüdür. Bu süreci doğru anlamak için etrafımızdaki yangını görmek zorundayız. Son otuz beş yılda çevremizde 15 büyük savaş, iç savaşlar, vekâlet çatışmaları yaşandı. Kaynakların hızla tükendiği, iklim ve afet risklerinin büyüdüğü bir dünyada yaşıyoruz. İçeride ne kadar güçlü olursak dışarıdaki zorluklara da o denli mukavemet ederiz. Terörsüz Türkiye yalnız iç barışımızı değil, mavi vatandan Kıbrıs'a, Balkanlar'dan Kafkasya'ya, Orta Asya'dan Afrika'ya uzanan stratejik derinliğimizin de teminatıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - İçeride güçlendikçe Suriye ve Irak'ın bütünlüğüne katkımız artacak, gönlü, aklı, kıblesi bizden kopmayan kardeşlerimizin yüreği de ferahlayacaktır.
Bu vesileyle bir gerçeğin altını çizerek ifade etmek istiyorum, şehitlerimizin aziz ruhlarını, şehit ailelerimizi, gazilerimizi incitecek tek bir adım atılmamıştır, atılmayacaktır. Bu duruş şiddetten arınmış, meşru siyaset, hukuka sadakat, ortak fayda ve şeffaf süreç ilkeleriyle kalıcı olacaktır. Sorumluluğumuz büyüktür ve ortaktır. Şiddetin prangası kırıldıkça yatırım, üretim ve umut büyüyecek, ortak paydamız genişledikçe farklılıklarımız zenginliğe dönüşecektir, demokrasimiz daha da gelişecek, birlik ve beraberliğimiz, kardeşliğimiz daha da pekiştirecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Şunu da önemle vurgulamak istiyorum ki birlik aynılaşmak değildir, birlik farklılıklarımızı koruyarak aynı hedefe omuz vermektir. Hepimizin farklı hikâyeleri olabilir ancak ortak hikâyelerimiz çok daha fazladır. Çocuklarımız için kurmak istediğimiz güçlü, güvenli ve huzurlu Türkiye'nin omurgası işte bu kardeşlik ve dayanışma ruhudur ve duygularıdır. "Terörsüz Türkiye" bir slogan değildir, bir hamaset değildir, ortak vicdanının hareketidir. Biz bu sürecin takipçisi, savunucusu ve uygulayıcısı olacağız. Biz büyüdükçe, iç cephemiz kuvvetlendikçe boş sözlerle, kaosla, nifakla geçinenlerin uykuları kaçıyor. "Terör bitsin." dedikçe çılgına dönüyorlar çünkü ellerinde terör istismarından başka bir siyasetleri kalmadı ve provokatörlere de asla fırsat vermeyeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Biz büyük bir aileyiz, biz Türkiye'yiz. Biz bu yola baş koyduk, ya devlet başa ya kuzgun leşe diyoruz. (MHP sıralarından alkışlar) Bu ruhun feyziyle birlik ve kardeşliğimizi tahkim ediyor, bu cepheyi ebedî kılıyoruz. Güzel vatanımızın güzel insanlarıyla işi kolay kılacağız. Bu milletin evlatları birbirinin kahrını yutmazsa başkalarının zehrini yutmak zorunda kalırız, biz bu zehri asla yutmayacağız. (MHP sıralarından alkışlar) Bu yolun sonunda kazanan, 86 milyon aziz milletimiz olacaktır; kazanan, sınır boylarından şehir meydanlarına kadar kardeşliğin sesi olacaktır; kazanan, aydınlık yarınlarımızın teminatı evlatlarımız olacaktır.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.