GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çalışma haftasına, Ankara'nın başkent oluşunun 102'nci yılına, Amasra maden faciasına, Sumud ve Özgürlük Filolarına, 13 Ekimde Mısır’da gerçekleştirilen barış zirvesine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:4
Birleşim:6
Tarih:14.10.2025

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; haftalık çalışmamızın hayırlara vesile olmasını dileyerek Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlarken Ankara'nın başkent olarak ilanının 102'nci yılını tebrik ederek başlamak istiyorum. Ankara'nın hür ve bağımsız bir Türkiye'nin başkenti olarak -yıllarca- başkent oluşunu kutlayacağımız nice yılları hep beraber kutlamamız dileğiyle Ankara'nın başkent oluşunu tekrar tebrik ediyorum.

Amasra maden faciası... 2022 yılında maalesef 42 madencimiz Amasra maden faciasında hayatını kaybetmişti. Hayatını kaybeden madencilerimizi rahmetle anarken bu son olsun demiştik ama maalesef her maden kazasından sonra gerekli tedbirler alınmadığı için yeni maden kazalarıyla ülkemiz 2022'den sonra da karşı karşıya kalmaya devam etti. Dilerim ve umarım ki bir daha maden kazası faciasında madencileri yitireceğimiz kazaları yaşamamamız umuduyla.

Bir diğer önemli gündem maddesi de yetmiş beş yıllık bir işgal ve soykırım her geçen gün şiddetini ve yayılmacılığını artırmıştı. Ekim 2023'ten bu yana da vahşete dönen siyonist işgal dünya insanlık vicdanını da beraberinde ayağa kaldırmıştı; işgal, vahşet tanımayan İsrail her geçen gün bu vahşetini artırarak devam ettiriyordu. Birleşmiş Milletler ve devletler ile iktidarlar bu vahşeti durdurmak için aciz kalınca sivil vicdan tüm dünyada hem İsrail'in vahşetini ifşa etmek hem de kendi iktidarlarını ve devletlerini İsrail'in bu vahşetine karşı tutum almaya, müdahaleye zorlamak için insanlık vicdanını harekete geçirdiler. Hem ülkemizde hem dünya genelinde birçok sivil eylem, birçok sivil gösteri, birçok sivil aktivist harekete geçerek hem İsrail'i telin ettiler, lanetlediler hem onun zulmünü bütün dünyaya haykırarak ifşa ettiler hem de kendi iktidarlarını bu duruma karşı tutum almaya zorladılar. Bu sivil inisiyatiflerden bir tanesi ve dünya gündemine gelen önemli hususlardan bir tanesi de Sumud Filosuydu. Burada 46 ülkeye mensup 500'e yakın dünya vatandaşı bu vahşete dikkat çekmek ve iktidarlarının bu ambargoyu delememesiyle ilgili hususa da dikkat çekmek amacıyla Akdeniz'e açıldılar ve maalesef uluslararası sularda terörist İsrail tarafından alıkonuldular, daha sonra kendilerine eziyet edilerek sınır dışı edildiler. Ardından Özgürlük Filosu yola çıktı çünkü İsrail'in bu vahşetini dünyaya duyurmak ve iktidarları tutum almaya zorlamak için insanlık vicdanı geri adım atmadı. İşte, grubumuza mensup 3 değerli milletvekilimiz Sayın Sema Silkin Ün, Mehmet Atmaca ve Necmettin Çalışkan Bey'in ve Avrupa'dan bazı parlamenterler ile sivil vatandaşlarımızın bulunduğu Özgürlük Filosu da yola çıktı ve maalesef bu milletvekilleri de uluslararası hukuka aykırı bir şekilde İsrail tarafından zorla alıkonularak "deport" edilmek durumunda kaldılar. Ben buradan hem dünyada ayağa kalkmış olan milyonlarca aktivisti, Sumud Filosundaki 500'e yakın aktivisti ve Özgürlük Filosundaki bütün vatandaşlarımızı ve dünya vatandaşlarını bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Bu işgal ve vahşetin artık sürdürülemez olduğunu, dünya genelindeki bu yaygın gösterilerle ve her gün yalnızlaşan İsrail'in içine düştüğü durumun artık bir ateşkesi gündeme almak zorunda kaldığını hem dünya ülkeleri gördü hem de İsrail gördü. Bu sürdürülemez duruma karşı bu vahşetin artık yok sayılamayacağını gören ülkeler de dünyanın değişik yerlerinde bir şekilde sivil inisiyatifler aldılar. Birleşmiş Milletlerde Filistin'in tanınmasına dönük ülkelerin bir kısmı harekete geçti, bir kısım ülkeler kendi parlamentolarından kararlar çıkardılar. Bu kapsamda 13 Ekimde de dün Mısır'ın Şarm El-Şeyh kentinde Trump ve Sisi'nin Eş Başkanlığında 20 ülkenin katıldığı bir barış zirvesi yapıldı. Bu barış zirvesine ülkemiz de Mısır, Katar ve Amerika Birleşik Devletleri'yle beraber imza atan ve bu ateşkesin devamlılığıyla ilgili bir tutum alan ülkelerden biri oldu. Öncelikle, yıllardır vahşet ve soykırım altında hayat mücadelesi veren binlerce Filistinlinin hayatını kaybettiği, çocukların ambargo sebebiyle açlıkla karşı karşıya olduğu, Filistinlilerin gayriinsani koşullarda İsrail hapishanelerinde tutsak olduğu bu duruma azıcık da olsa nefes aldıran bir adım atılmasını elbette küçümsüyor değiliz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Filistinlilerin yüzünde tebessüm oluşturan her adım bizleri de sevindirir, bu adımda katkısı olan herkese de teşekkür ederiz. Fakat burada iki önemli noktaya dikkat çekmemiz lazım. Bir, bu durumun bir barış ve işgale son veren adım olmadığını bilmemiz ve İsrail'in işgalini sürekli gündemimizde tutmamız lazım. Dünyada yalnızlaşan İsrail'e dünya kamuoyunda oluşan haklı tepkiyi ortadan kaldırmaya dair bunu bir şova ya da PR'a kesinlikle dönüştürmemek lazım, dönüştürenlere de dikkat etmek lazım çünkü İsrail'in vahşeti hâlâ devam ediyor ve dünya insanlığı hâlâ İsrail'i lanetlemeye devam ediyor, İsrail'in bu yalnızlığı devam etmeli. Bunu bir zafer gibi sunanlar olsa olsa İsrail'in dünyadaki bu yalnızlaşma sürecini sadece ortadan kaldırmaya dönük ortak olmuş olurlar. Bu sebeple bu birinci hususu göz önünde bulundurmamız lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

Dolayısıyla bu bir ateşkes mutabakatıdır, işgali ve savaşı sona erdirme, bütünlüklü sınırlara sahip bağımsız bir Filistin devletinin tanınması anlamına gelmiyor ve yine, Filistin'in Filistinliler tarafından yönetilmesi anlamına da gelmiyor, Gazze'ye uygulanan insanlık dışı ablukanın sona erdirilmesi manasına da gelmiyor; bunları gündemde tutmaya hep beraber devam edeceğiz.

Yine, ikinci bir husus da elbette bu ateşkesin sağlanmasında emeği geçen sivil ve iktidar yöneticileri var, onlara teşekkür ediyoruz ama hiç kimse ne bir sahte zafer havası çıkarsın ne de sahte kahramanlar çıkarmaya çalışsın. Zafer değil olsa olsa İsrail için bir "time out" gayesi taşıyan bir adımdır, ihtiyatlı bir iyimserlikle karşılamak lazım. Bu, sahte kahraman çıkarmak derdinde olanlar koyun can derdinde iken maalesef kasap et derdinde gibi bir durumla bu ülkeyi karşı karşıya bırakmasınlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Dolayısıyla bir kahraman varsa İsrail'in vahşi saldırısına karşı direnerek şehit olan 67 bin kişidir bu ateşkesin kahramanı, bir kahraman varsa binlerce çocuk açlıktan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına rağmen İsrail'e karşı onurlu bir şekilde direnen milyonlarca Gazzelinin zaferidir ve onlardır gerçek kahramanlar, bir kahraman varsa devletleri herhangi bir adım atmamasına karşın meydanlara çıkan milyonlarca insandır, elinde güç olmamasına rağmen kendi iktidarlarını İsrail'e karşı tutum aldırmaya çalışanlardır. Bunlar varken, bu çocuklar, bu şehitler, bu gaziler varken Filistinlileri bırakıp başkasına selam çakmak yarışına girenler ahlaki bir problemle karşı karşıya kalırlar. Eğer bir zafer, bir kahraman varsa o kahramanı Filistin'de, o kahramanı Gazzelilerde aramak lazım ve hiç kimse selam çakma derdinde olmasın diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)