| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 5 |
| Tarih: | 09.10.2025 |
CHP GRUBU ADINA FETHİ AÇIKEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu ve yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, sözlerime Ekim 2023'te Hamas'ın silahlı terör eylemlerini bahane ederek Filistinli masum sivillere karşı bir soykırım uygulama noktasına kadar gelen ve 70 bine yakın çocuk, kadın ve yaşlı ayırmaksızın katledilen sivil Filistinli kardeşlerimizi saygıyla ve rahmetle anarak başlamak istiyorum.
Aynı şekilde, farklı ülkelerden uluslararası yardım gönüllülerini, doktor ve sağlıkçıları ve hukuksuzluğu haber yapmaya çalışırken hayatını kaybeden gazetecileri saygıyla anıyorum.
İsrail hükûmetinin uluslararası toplumun tüm çağrılarına ve Uluslararası Ceza Mahkemesinin kararlarına rağmen soykırım ölçeğindeki bu gayrihukuki ve gayriinsani katliam politikası, tarihin karanlık sayfalarına mevcut Netanyahu hükûmetinin dinsel, sağ, radikal siyonizminin bir devlet terörü örneği olarak tescil edilecektir. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak hem bu son iki yıllık dönemde hem de 1970'lerden bugüne kadar uzanan süreçlerde Filistin meselesini bütün dinsel, mezhepsel ve etnik radikalizmlerden ari olarak bir insanlık , kardeşlik ve onur meselesi olarak gördük. Merhum Genel Başkanımız Sayın Bülent Ecevit'ten bugünkü Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'e kadar daima Filistin halkının insanlık onuruna yaraşır biçimde var olma hakkına sahip olabilmesini savunageldik. Cumhuriyet Halk Partisi olarak ana ekseninde iki devletli çözümü barındıran ve Doğu Kudüs'ü Filistinlilerin başkenti olarak tanıyan, Birleşmiş Milletlerin 1967 sınırlarını işaret eden kararını iddia merkezine koyarak hareket ettik. Eylül 2025'te iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin New York Bildirgesi'ni önemsediğimizi tekraren burada not düşüyoruz. Filistin ve İsrail arasında varılan ateşkes kararının kalıcı olmasını ve bölgeye barış getirmesini temenni ediyoruz. Sumud Filosuyla Filistinli kardeşlerimize uygulanan ambargoyu kırmak için yardım götüren milletvekillerimiz Necmettin Çalışkan, Sema Silkin Ün ve Mehmet Atmaca vekillerimiz başta olmak üzere tüm yurttaşlarımızın sağlıkla sevdiklerine kavuşmalarını diliyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir ülkenin dış politikasının, uluslararası anlaşmalarının ana hatlarıyla üç temel amacı vardır. Bunlardan birincisi, ülkenin vatandaşlarının gönencini yani refahını artırmasıdır, onların yaşam standartlarını yükseltmesidir, ülkesinin sanayisini geliştirecek, istihdamını ve kişi başına gelirini yükseltecek uluslararası anlaşmaların yapılmasıdır. İkincisi ise ülkenin sınırlarının ve ekonomik değerlerinin, stratejik önemdeki şirket ve fabrikalarının güvenliğinin dış saldırılara karşı korunmasıdır. Gerekli güvenlik ittifaklarının kurulması ve bu güvenlik ittifakları çerçevesinde askeri ekipmanların, teknolojik hazırlıkların ve altyapının geliştirilmesi ve çatışma koşullarına göre hazır tutulmasıdır. Ülkenin iktisadi gönenci ve ulusal güvenliğinin yanı sıra üçüncü olarak uluslararası antlaşmalar ve diplomasi, uluslararası toplum nezdinde hükûmetlerin güvenliğinin ve itibarının artırılmasını hedeflemelidir yani gönenci, güvenliği ve güvenilirliği önceleyebilmelidir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gelin görün ki AKP'nin iktidara geldiği bugüne kadar yani geçtiğimiz yirmi beş yıl boyunca halkımız ne gönence ne sınırlarımızın güvenliğine ne de hükûmetlerimiz uluslararası kuruluşlardaki güvenilirliğine istediğimiz oranda nispette ulaşamamıştır. Halkımız yoksullaşmış, ulusal güvenliğimiz kırılganlaşmış, üyesi olduğumuz uluslararası ittifaklar ve kuruluşlar içerisinde itibar konumumuz, güvenilirliğimiz zedelenmiştir. Vatandaşlarımızın gönenci, sınırlarımızın ve altyapımızın güvenliği hükûmetlerimizin güvenilirliği gölgelenmiştir.
Bugün bu gelişmeleri dünyanın çok köklü ve sarsıcı dönüşümler geçirdiği bir süreçte gerçekleştiriyoruz. Dünyada ve bölgesel düzeyde güç dengeleri değişiyor. Jeopolitik dengeler, siyasi ve askerî ittifaklar yeniden karılıyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulmuş olan uluslararası güç dengesi ve uluslararası hukuk değişiyor. Uluslararası kurumlar, değerler ve ilkeler maalesef otoriter rejimler tarafından yıpratılıyor. Yeni savaş pratikleri ve yeni savaş teknolojileri savaşın doğasını değiştiriyor. Yapay zekâyla donanmış robotların üretiminin yapıldığı Endüstri 4.0'lar, biyoteknolojiden enerji üretimine sanayinin temel var sayımlarını yeniden tanımlıyor. Savaş sanayisinden hipersonik füzelere, görünmez uçak ve "drone" savaşlarına kadar, siber güvenlikten yeni nükleer tehditlere kadar yeni ve büyük teknolojik riskler ve devrimler kapımızda. Bir yandan kuraklık, yangınlar ve seller, diğer yandan küresel salgınlar, gıda ve su krizleri ülkelerin güvenlik önceliklerini değiştiriyor. Uluslararası hukuk ve küresel düzen bu yeni koşullarda kurumları ayakta tutmaya çalışıyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1965'ten bu yana tam üyeliği için uğraştığımız Avrupa Birliği, tüm bu gelişmeler karşısında sadece ekonomik bir birlik olmanın ötesine geçecek şekilde diplomatik ve askerî bir birlik olma yolunda ilerlemektedir. Jeopolitik hassasiyetler ve farklı nedenlerle Avrupa'da yükselen otoriter sağ partilere Avrupa Birliği taviz verebilmektedir. NATO ise kendi içindeki farklılıkları da içerecek bir biçimde bir yandan Rusya diğer yandan Çin karşısında müttefiklerinin güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak için yeniden pozisyon almaktadır. Tüm bu gelişmeler karşısında AKP Türkiye'yi maalesef zikzaklı ve iniş çıkışlı politikaları yüzünden bir yandan mensubu olduğumuz NATO ve Avrupa Konseyi gibi ittifaklar içinde yaptırımlara maruz bırakmakta, diğer taraftan AKP'nin öngörüsüz dış politikası yüzünden NATO içerisinde S-400 krizinin ardından CAATSA yaptırımları ve ancak hasımlara karşı uygulanan müeyyideler bize karşı uygulanmaktadır. Aynı şekilde, Avrupa Konseyi ve NATO kadar İslam İşbirliği Teşkilatı içerisinde de farklı sayıda ülkeyle sorunlar yaşanmaktadır. Bu ihlallerin en göze batan özelliklerinden bir tanesi şüphesiz hukuk ve adaleti ayaklar altına alan otoriter rejimler karşısında NATO'nun, Avrupa Konseyinin ve Avrupa Birliğinin gerekli pozisyonu alamaması ve jeopolitik duyarlılığa temel ilkeleri ve normları kurban edebilmesidir. Bu İhlallerin en göze çarpan özelliklerinden bir tanesi Türkiye'de bir kural hâline gelen ve yurttaşların, siyasetçilerin üstünde Demokles'in kılıcı gibi sallanan tutuksuz yargılamanın bir pratik olmaktan, bir kural olmaktan çıkarılmasıdır. 31 Mart 2024 seçimlerini kazanmış olmasına rağmen ve bu seçimleri kazanmaktan başka hiçbir kabahati olmayan Sayın Ekrem İmamoğlu, Zeydan Karalar, Muhittin Böcek ve çok sayıda Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanımız haksız ve hukuksuz bir biçimde iddianame hazırlanmadığı hâlde hapiste tutulmaktadırlar. Tutuksuz yargılamanın ve masumiyet karinesinin esas olması gereken bu dönemde, eski milletvekilimiz sevgili Aykut Erdoğdu ve sağlık sorunlarıyla boğuşan Beylikdüzü halkının çok sevilen Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık tüm hukuk ilkeleri ayaklar altına alınarak hapiste tutulmaktadır. Tüm bunlar, Türkiye'nin Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından uluslararası düzeyde saygınlık ve güven kayıpları yaşamasına neden olmakta; bu kayıplar, jeopolitik olarak ulusal çıkarlarımızı feda edebilecek tavizler verilmesine zemin hazırlamaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetin tüm yanlış tasarruflarına rağmen özellikle savunma sanayimizin muhtelif kurumlarında ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan vatansever ve Atatürkçü mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz 1973 yılında kurulan TUSAŞ'ta, 1975'te kurulan ASELSAN'da, 1981'de kurulan ASPİLSAN'da, 1982'de kurulan HAVELSAN'da ve 1988'de kurulan ROKETSAN'da çalışarak ülkemizin güvenlik sorunlarını aşmak için fedakârca katkıda bulunmaktadırlar. İnanıyoruz ki bu sayede, 5'inci nesil savaş uçaklarının motorları, tank motorları, hipersonik füze üretimi ve radar sistemleri konusunda Adalet ve Kalkınma Partisinin uyguladığı yanlış politikalar nedeniyle yaşanan eksiklikler en kısa zamanda telafi edilecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
Buyurun.
FETHİ AÇIKEL (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; maalesef savunma sanayisi alanında olduğu kadar Türkiye'nin enerji alanında, robotik alanda, tarım alanında ve nadir elementlerin işlenmesi açısından elzem olan rafineriler alanında dışa bağımlılığımız azalmamaktadır. Bu yetkin kadroların bu alanlarda kullanılmamasının en büyük sorunu ülkenin gönencinin, ülkenin refahının bir biçimde sağlanamaması, ulusal bağımsızlığın, kendine yeterliliğin, Türkiye'nin ilk 10 ekonomi arasına girme hedefinin çok daha gerilerine düşmüş olmasıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyor, en yakın zamanda mahkûm belediye başkanlarımızın tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmelerini talep ediyorum.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)