GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:4
Tarih:08.10.2025

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Burada değil ama belki kürsünün arkasında, daha sonra, Genel Kurulun işlemesine, usule dair detaylı bir konuşma yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Eğer Grup Başkan Vekili sıfatıyla günlük konuşmamızı yapacaksak bunu her zamanki usulde yapmak gerekiyor, yerimizden yapmak gerekiyor. Kürsüde yapmayla alakalı daha evvel arka tarafta konuşmuştuk ama şunu anlıyorum: Yani gerçekten anlaşmak, konuşarak anlaşmak ne kadar zor bir iş. Bugün Genel kurulda da ben bunu gözlemliyorum.

MURAT EMİR (Ankara) - Tam konuşursanız anlaşılır Sayın Özlem Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Lütfen, ben size hiç laf atmadım.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, ben kendi adıma tüm arkadaşlarımı dikkatle dinledim. Sayın Tan'ın da konuşmasını dinledim fakat galiba hiç dinlemeyen kendi grubu. Konuşmasında önemli bir detay ortaya koydu, dedi ki: "Bu dış politika konusunda ortaklaşalım, beraber iş yapalım ve aynı zamanda da bu meseleleri iç siyasetin malzemesi yapmayalım." Bunun altına ben imza atıyorum. Bu çok önemli bir mesele fakat burada yapılan konuşmalarda -işte, şu petrolle alakalı, boru hattıyla alakalı da- burada yapılan tartışmalarda ben prensip olarak bize yöneltilen eleştirileri ve soruları Genel Kurulda cevaplamayı çok anlamlı buluyorum ve bu cevaplamayı yaparken de şahsen birinci muhatabına sorarak Genel Kurulda paylaşmayı çok anlamlı buluyorum. Burada yaptığımız konuşmalardan bir tanesinde, bir gece yarısı, tam Genel Kurul kapanacakken, boru hattından gelen petrolün satılmasıyla alakalı "Efendim, bu satılıyor ve bunlar -isim verilerek- Cumhurbaşkanı buradan haraç alıyor" gibi bir konuşma yapıldı, hatırlayınız. Kim olduğunu biliyorum da adını zikretmek istemiyorum. Siz güzelce cevap veriyorsunuz, diyorsunuz ki "Arkadaşlar, bu uluslararası hukuka dair bir anlaşmadır, bir sözleşme yapılmıştır ve bu sözleşmenin neticesinde de Türkiye'nin buradan elde ettiği gelir budur. Borunun içerisinden geçende aslında hiçbir dahli yoktur." Ama ona rağmen Azerbaycan'la konuşulmuştur. Şimdi, tekrar Sayın Enerji Bakanımızla konuşarak, kesinlikle ve kesinlikle, Sayın Murat Emir, İsrail'e o hattan geçerek, Türk limanlarından geçerek giden bir petrol yoktur. Bu daha nasıl söylenecek bilemiyorum; yoktur, yoktur, yoktur. Azerbaycan da bu hukuka riayet etmiştir.

Sonuç olarak, ha, oradaki petrol oradan... Çünkü siz malı aldığınızda o petrolü orada alıyor bu devlet, orada alıyor. Bunu başka bir yerden de alıp getirebilir ama nihayetinde, bir kez daha ifade ediyorum, o boru hattından geçen petrolden İsrail'e giden bir petrol hiçbir şekilde yoktur.

MURAT EMİR (Ankara) - Ne zaman kesildi?

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Şimdi devamına geleceğim.

MURAT EMİR (Ankara) - Ne zaman kesildi bu? Ne zaman bitti bu ticaret?

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Laf atmazsanız sevineceğim.

MURAT EMİR (Ankara) - Söyleyin.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Çok söyledik, kaç defa söyledik biz bunu.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Sayın Başkan, siz "Para alıyoruz." demiştiniz, yanlış mı hatırlıyoruz?

MURAT EMİR (Ankara) - "1,25 dolar alıyoruz." dediniz, siz dediniz.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşım, o söylediğimde de...

MURAT EMİR (Ankara) - Ne zaman kesildi?

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Ben konuşmamı çok iyi hatırlıyorum Sayın Emir. O konuşmayı yaptığımda da devamında, eğer devamını dinlerseniz... O gün siz nöbetçi miydiniz hatırlayamıyorum.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Biz buradaydık.

MURAT EMİR (Ankara) - Ben nöbetçiydim.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Hatırlayamıyorum.

MURAT EMİR (Ankara) - Ben hatırlıyorum.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Ama devamını dinlerseniz diyorum ki Azerbaycan'la konuşulmuştur ve Azerbaycan bu anlamda bizim hukukumuza, bizim hassasiyetimize riayet ediyor ve oradan İsrail'e giden petrolü göndermiyor; bunu söyledik, ifade ettik. Yani sanki bir ülke tek bir yerden mi alacak petrolü? Pek çok yerden alınabilir.

Ben şunu anlayamıyorum: Yani neden şu hassasiyete itimat etmiyorsunuz? Değerli arkadaşlarım, neden, neden birbirimizle yarışıyoruz? Yani ben şuna inanmak istiyorum: Burada oturan, bu Mecliste oturan her bir milletvekili, evinde bizi izleyen her bir insan, yemeğini yapan kadın, okula giden çocuk; herkes ama herkes Filistin'de olanlardan kahroluyor ve bununla ilgili gücünün yettiğince engel olmaya çalışıyor. Neden bu samimiyete inanmıyorsunuz? Neden buna inanmıyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Çünkü iktidar olarak yapmanız gerekenleri yapmıyorsunuz Özlem Hanım, iktidarsınız.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Hayır çünkü değerli arkadaşlarım, bence problem şu: Siz yaptığımızı yapmamakla suçluyorsunuz.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - İktidar olarak yapmanız gerekenleri yapmıyorsunuz. Sizin vatandaşınızı alıkoyuyorlar; ne yaptınız iktidar olarak, engelleyici hangi adımı attınız Özlem Hanım?

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Bakın, lütfen... Lütfen laf atmayın.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Bu arkadaşların tutuklanmasını engelleyici hangi adımı attınız?

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Lütfen laf atmayın.

Yaptığımız şeyleri bizim gözümüzün içine baka baka yapmamakla itham ediyorsunuz. Bakın, siz görmüyor olabilirsiniz ama dünya görüyor.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Katar'a saldıranların milletvekillerine saldıranlardan ne farkı var?

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Dünya, Cumhurbaşkanımızın da bu Hükûmetin de ne kadar büyük bir iş yaptığını görüyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu teşekkürler boşuna gelmiyor. Ayrıca, görünenler...

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Cumhurbaşkanı istismarı yapmayın, gereğini yapın, gereğini! Cumhurbaşkanını istismar etmeyin, lütfen, gereğini yapın. Ortada olay, hâlâ 3 milletvekili tutuklu. Siz burada üzerinize düşeni yaptığınızı söylüyorsunuz. Bu 3 milletvekilinin tutuklanmasını niye engelleyemiyorsunuz?

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Hayır, şu anda 3 milletvekili...

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Milletvekilleri tutuklu, bir şey yapamıyorsunuz; gelip burada hamaset yapıyorsunuz.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Hayır hiç alakası yok.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Biz devletimizden dönüş bekliyoruz.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - 3 milletvekilimize, kesinlikle... Buraya gelmeden evvel Dışişleri Bakanımızla da konuştum, 3 milletvekilimiz şu an Aşdod Limanı'nda.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Ya, milletvekilleri tutuklu, tutuklanmadan önce ne yaptınız?

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Yarın oraya özel bir uçak gidecek. Genel Kurul başlamadan da...

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Tutuklandıktan sonra mı uçak gönderiyorsunuz? Donanma göndersenize Özlem Hanım!

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Ya, niçin bağırıyorsun? Arkadaşım, niye bağırıyorsun?

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Bu arkadaşlar uluslararası sulardayken hangi önlemleri aldınız? Bunu sormak hakkımız değil mi?

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Arkadaşım, niye bağırıyorsun?

BAŞKAN - Sayın Kaya...

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Uluslararası sularda hangi önlemi aldınız? Donanma mı gönderdiniz?

BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen...

Birazdan Sayın Özdağ'a söz vereceğim.

Lütfen...

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bütün gemiler, oradaki insanlarımız takip edilmiştir; milletvekillerimize özel uçak gönderildi, yarın olmasını bekliyoruz ama en geç bir sonraki gün kendileri burada olacaklar.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Özel uçak göndereceğinize özel bir filo gönderseydiniz, bu hâlleri yaşamasaydık.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Bu anlamda, bu eyleme katılan her bir insan, dünyanın her tarafından...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Tamamlayacağım Başkanım.

Kendimi bile zor işittiğim için kelimeleri zor tamamlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Bu anlamda Türkiye sadece ve sadece Türk vatandaşlarını değil -şu ana kadar 100'den fazla, en son 139'du, bugünle beraber sayının artacağını tahmin ediyorum- farklı ülkelerden filoya katılan pek çok insanı da hem Türkiye'ye getirdi, devamında da kendi ülkelerine emniyetle götürdü.

Son cümlem şu olacak: Bakın, Filistin dünyanın imtihanı, hepimizin imtihanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin de imtihanı; şu kendi aramızda kavga etmeyi bırakır mıyız lütfen, bu konuda birleşelim, oturalım, sabaha kadar hatta mikrofonları, her şeyi kapatalım, yan yana oturalım, konuşalım, ne yapacağımıza karar verelim. Hangimiz daha Filistinliyiz kavgasından yorulmadınız mı? Ben diyorum ki hepimiz Filistin'in ve Gazze'nin yanındayız, artık şu anlamsız kavgayı bırakalım. Bu anlamsız kavganın hiçbir Filistinliye, hiçbir Gazzeliye faydası yok, bize de bir faydası yok.

Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)