GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:2
Tarih:02.10.2025

İYİ PARTİ GRUBU ADINA METİN ERGUN (Muğla) - Kamu Denetçiliği Kurumuyla ilgili Karma Komisyon Raporu üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Muhterem milletvekilleri, dünyadaki çağdaş gelişmeler doğrultusunda biz de ülkemizde zaman zaman kurumlar ihdas ediyoruz fakat dünyadakinin aksine, ihdas ettiğimiz bu kurumların tam anlamıyla işlerini yapmalarına müsaade etmiyoruz. Ne yazık ki Kamu Denetçiliği Kurumumuz da bunlardan biridir. Hâlbuki Kamu Denetçiliği Kurumu, devlet ile vatandaş arasında köprü vazifesi görerek vatandaşın derdini dinler. Temel görevi kamu idaresinin hukuka ve hakkaniyete uygun davranıp davranmadığını incelemektir, bu görev demokratik toplum için son derece önemlidir. İdarenin hatalarını görüp yol gösterir. Bu Kurum dünyada halkın avukatı olarak bilinir yani idarenin karşısında bireyin yanında duran, aynı zamanda idareye de rehberlik eden bir yapıdır. Ülkemizde ise bu Kurumun özerkliği maalesef kâğıt üzerinde kalmıştır. Meclise bağlı görünmesine rağmen ne yazık ki fiilen yürütmenin gölgesindedir.

Muhterem milletvekilleri, Türkiye'de kamu yönetiminin köklü problemleri vardır; aşırı merkeziyetçilik, kamu kurumları arasında koordinasyon eksikliği, denetimsizlik, liyakat yerine sadakatin tercih edilmesi, kamu personel rejimindeki adaletsizlik, yolsuzluk, insan hakları ve özgürlükler üzerindeki ihlaller ve daha niceleri. İşte, bu şartlar altında Kamu Denetçiliği Kurumu gibi bir kurumun varlığı hayati önemdedir zira vatandaş için makul olan çoğu zaman yargıya gitmeden problemin çözülmesidir. Esasen denetçi kurumlar da bu yükü hafifletmek için vardır.

Muhterem milletvekilleri, Kurumun faaliyet raporlarından gördüğümüz üzere 2013'ten bu yana yapılan başvurular artmıştır. 2013'te 7.600 olan başvuru 2023'te 19.300'e çıkmıştır, 2024'te de 14.700 civarındadır; toplam başvuru sayısı 240 bini aşmıştır. Bu artış halkın bu Kuruma yönelme eğiliminde olduğunu göstermektedir ama Kamu Denetçiliği Kurumunun verdiği kararların dağılımına bakınca tablo pek de iç açıcı değildir. 2024 yılında verilen kararların yüzde 39'u gönderme, yüzde 33'ü incelenemezliktir yani başvuruların üçte 2'si sonuçsuz kalmıştır. Dostane çözüm oranı yüzde 8, tavsiye kararı oranı ise yüzde 6,5'tur. Vatandaşın hak arayışı büyük ölçüde boşa gitmektedir. Bu tablo bize iki ihtimal göstermektedir ya Kurum görevini gereği gibi yapmıyor ya da vatandaşlarımıza Kurumun nasıl işlediği yeterince anlatılamamıştır. Ne yazık ki her iki ihtimal de hoş değildir bizim açımızdan.

Ülkemizde Kamu Denetçiliği Kurumu maalesef bağımsız bir hak koruyucu olamamaktadır çünkü yapısı itibarıyla ülkemizde özerkliği kâğıt üzerinde kalmış durumdadır, Meclise bağlıdır ama Mecliste çoğunluğu elinde tutan siyasi iktidarın gölgesindedir. Bu yüzden iktidarın politikalarına ters düşecek kararlar alınamamaktadır. 2018'de partili Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten sonra bu sorun daha da büyümüş durumdadır. Kurum, ağır hak ihlalleri karşısında sessiz kalmıştır. Kamu kurumlarında yapılan keyfî uygulamalara müdahale etmemiş, edememiştir. Vatandaşın temel hak ve özgürlükleri ihlal edilirken Kurum âdeta seyirci kalmak zorunda kalmış, bırakılmıştır.

Başka bir sorun da Kurumun toplumdaki bilinirliğinin zayıf olmasıdır. Başvuru sayıları artsa da toplumun büyük bölümü böyle bir kurumdan habersizdir. Avrupa'da ise ombudsman, toplumun tanıdığı, saygı duyduğu bir figürdür. Bizde ise başdenetçilerin iktidara yakın isimlerden seçildiği herkesçe malumdur, bu da güven kaybına yol açmaktadır. Kuruluş kanunundaki eksiklikler de dikkat çekicidir. İnsan haklarının korunması prensibi, dünyadaki örneklerinin aksine bizde temel görev yapılmamıştır. Kurum daha çok memur atamaları, özlük hakları, sosyal güvenlik ve eğitim meseleleriyle ilgilenmektedir. Kurumun işleyişinde insan hakları perspektifi oldukça zayıftır. Bu nedenle ağır insan hakları ihlalleriyle ilgilenememektedir. Çocuk, kadın ve yaşlı hakları gibi alanlarda yetersizdir. Çocuk hakları birimi olsa da eksiktir, etkisizdir. Çocuklara yönelik şiddet ve istismar vakalarında Kurumun sesi duyulmamaktadır. Kadın hakları için özel ombudsman yoktur. Yaşlı hakları konusunda hiçbir çalışma yoktur, oysa Avrupa'da çocuk ombudsmanlığı, kadın hakları ombudsmanlığı ve yaşlı hakları birimleri vardır. Bizde de bu birimlerin kurulması gerekir ve görevleri yasayla belirlenmelidir.

Sayın milletvekilleri, Kurumun bir başka zayıflığı da resen inceleme yetkisinin olmamasıdır. Bizde ombudsman ancak başvuru olursa harekete geçebilmektedir, oysa herkesin şikâyet başvurusu yapması mümkün değildir. Özellikle dezavantajlı kesimler çoğu zaman başvuru yapamaz. Avrupa'da ombudsmanlar doğrudan harekete geçebilir, bu yetkinin bizde de verilmesi şarttır. Ayrıca, Kurumun raporları ve tavsiye kararları idarenin keyfine bırakılmamalıdır, ne yazık ki bırakılmış durumdadır. Zira bugün bu kararın hiçbir bağlayıcılığı yoktur; oysa bu raporların idarelerinin stratejik planlarına, yıllık faaliyetlerine yansıması gerekir. Sayıştay ve diğer denetim birimleri de bu tavsiyeleri dikkate almalıdır. Kamu Denetçiliği Kurumunun güçlenmesi için başka adımlara da ihtiyaç vardır; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuyla birleştirilmelidir, böylece insan hakları merkezli tek ve güçlü bir yapı oluşmuş olur. Başdenetçi ve denetçilerin seçimi daha demokratik usullerle gerçekleştirilmelidir, yalnızca çoğunluğun tercihine bırakılmamalıdır. Kurum, uluslararası ağlara katılmalı, deneyim paylaşmalıdır. Vatandaşlarımızın bu Kuruma kolay erişimi için yerel düzeyde temsilcilikler açılmalıdır. Sivil toplumla güçlü bağ kurulmalıdır.

Değerli milletvekilleri, ombudsmanlık, hukukun üstünlüğü ve demokrasinin tamamlayıcı kurumudur. Vatandaşın devlete güven duymasını sağlayan faktörlerden birisi de bu kurumların bağımsızlığına olan inançtır, güvendir. Türkiye'deyse bu inanç ne yazık ki sarsılmış durumdadır. Bunu onarmak hepimizin görevidir. İYİ Parti olarak biz, bu Kurumun yeniden yapılandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bağımsız, tarafsız ve güçlü bir Kamu Denetçiliği Kurumu kurulsun arzu ediyoruz. İnsan haklarının merkezde olduğu, toplumun her kesimine dokunan, raporları ciddiye alınan bir kurum istiyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son veriyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)