GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Rojava devriminin 13'üncü yılına, Suriye’de Alevilerin ve kadınların yaşadığı zulme ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:112
Tarih:19.07.2025

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekiller, ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bundan tam on üç yıl önce Orta Doğu'nun bağrında, Kuzeydoğu Suriye'de yani Rojava topraklarında bir halkın iradesi filizlendi ve dünyaya da bizlere de umut olmaya devam ediyor. Bu irade, sadece Rojava halkları için değil dünya halkları için de insan onuruna dayalı, eşit ve özgür bir yaşam arayışının adı oldu. Rojava, halkların eşit, özgür, birlikte yaşam kurduğu bir model olarak aslında dünyanın dört bir yanında insanların, ezilenlerin, kadınların, gençlerin umudunu da filizlendirdi, filizlendirmeye de devam ediyor.

Kadınların öncülüğünde kurulan bu sistem halk meclisleriyle, demokratik yapısıyla, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü yaklaşımıyla Orta Doğu'da karanlığa karşı büyük bir ışıktır. Bu umut DAİŞ karanlığına karşı en ön cephede savaşan kadınlarla, halkların dayanışmasıyla büyümüştür. Rojava'da kurulan demokratik yönetim sadece Kürtlerin değil Arapların, Süryanilerin, Ezidilerin, kadınların, gençlerin ve en önemlisi bugün yaşamları tehdit altında olan, katliama uğrayan Dürzilerin yaşam garantisidir. Bu iradeye yönelen her saldırı halkların birlikte yaşama umuduna da yönelmiş bir saldırıdır. Bugün Orta Doğu'da barışçıl ve çoğulcu bir çözüm arıyorsak Rojava devrimini ve onun kazanımlarını, katkılarını, potansiyelini görmezden gelerek bir adım bile atamayız. Bu Meclisin artık bu gerçeği görmesi gerekiyor ve ona göre de bir tutum alması gerekiyor. Rojava devriminin 13'üncü yılında bu uğurda yaşamını yitiren tüm devrim şehitlerini saygıyla anıyor, direnişin taşıyıcısı olan kadınları, gençleri ve halkları selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Suriye'de Alevilerin yaşadığı bölgelerde köyler kuşatılıyor, inanç yerleri ve ormanlar yakılıyor, insanlar zorla yerinden ediliyor ve bunun ötesinde insanlık düşmanı çeteler Suriye'nin batısında büyük bir kadın soykırım suçu işliyorlar. Kadınlar sistematik biçimde kaçırılıyor, işkenceye uğruyor, cinsel şiddete maruz kalıyor ve köle gibi alınıp satılıyor, zorla "dini nikâh" adı altında cihatçı Selefilere peşkeş çekiliyor. Bunlar münferit mi? Hayır. Bunlar bireysel suçlar mı? Hayır. Bu, Orta Doğu halklarına dayatılan siyasal mühendisliğin cihatçı çeteler eliyle yürüttüğü mezhep temizliği ve kadın kırım politikalarının bir yansımasıdır. Heyet Tahrir el-Şam gibi selefi çeteler 8 Aralık 2024'ten bu yana bölgeyi fiilen kontrol ediyorlar. Sadece Hama çevresinde üç ayda 1.060 kişi katledildi, binlercesi kaybedildi ve en çok kim hedef alındı biliyor musunuz? Genç Alevi kadınlar. Suriye Kadın İnisiyatifi'nin verilerine göre, Tartus, Humus, Lazkiye başta olmak üzere Mart 2025'ten bu yana en az 90 Alevi kadın kaçırıldı, kız çocuğu kaçırıldı; hiçbirinin akıbeti bilinmiyor, kimse onların adını anmıyor, kimse onlardan bahsetmiyor. Kaçırılan kadınlar için istenen fidyeler Türkiye'deki hesaplara yönlendiriliyor. Kimlerin bu işin içinde olduğunu, hangi yapıların bu çetelerle yıllardır ilişki kurduğunu çok iyi biliyoruz. HTŞ'ye yıllarca "ılımlı İslam" "ılımlı muhalif" diyenler bugün Alevi kadınların yaşamı, iradesi, bedeni üzerinde kurulan bu köle pazarına da göz yumuyorlar. Bunlar insanlığa karşı işlenmiş suçlardır ve bu suçlara sessiz kalan herkes de bu suçun suç ortağıdır. 2011'den bu yana, bu çeteler Suriye'de palazlandırıldı. Bugün Alevi kadınlarının yaşadığı bu karanlık o politikaların bir sonucudur. Kardeşlik edebiyatı yapıp sıra Alevi kadınların yaşadığı zulmü dile getirmeye gelince herkes kafasını kuma gömüyor; herkes sessiz, herkes bu suça ortak. Sadece Suriye'de değil, Antakya'da Samandağ'da kadınlar güvende hissetmiyorlar kendilerini. Depremle yıkılan kentlerde hâlâ çadırlarda yaşayan halk, yanı başında kadınların kaçırıldığı bir karanlıkla karşı karşıya. Türkiye kamuoyu sessiz, Meclis duyarsız ama biz susmayacağız. Kadınlar bu sessizliği kırmak için harekete geçti, paneller düzenleniyor, insan zincirleri oluşturuluyor, "Biz ganimet değiliz." diyorlar. Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi bugün 10 ilde "Suriye'de Alevi soykırımına karşı kadınların yanındayız." demek için alanlara, meydanlara çıkıyorlar. Buradan altını çizelim: Alevi kadınların, Ezidi kadınların, Dürzi kadınların, Kürt kadınlarının, Türk kadınlarının, ezilen bütün kadınların yanındayız ve buradan bir kez daha çağrımızı yeniliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın lütfen.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Cihatçı, insanlık düşmanı, kadın özgürlüğü düşmanı çetelerin yarattığı bu karanlığa karşı dayanışmayı büyütelim. Bu topraklarda eşit, özgür ve ortak bir yaşam için, barış ve demokrasi için hep beraber mücadele edelim.

Kadınların sesini sokaktan Meclise taşımaya devam edeceğiz diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)