GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:111
Tarih:18.07.2025

SABAHAT ERDOĞAN SARITAŞ (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz burada konuşurken günlerdir Meclisin kapısında havasını, doğasını, geleceğini, merasını, zeytinliklerini koruyan köylüleri saygıyla selamlıyor, mücadeleleri mücadelemizdir diyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, bir ülkenin yasaları o toplumun ortak geleceğini şekillendirir. Yasalar, halkların ihtiyaçlarını gözetip kamusal yararı öncelerse güven verir, meşruiyet kazanır ancak ne yazık ki bu ülkede uzun süredir yasa yapma pratiği bilimin, toplumun sesinden ve kamu yararından kopuk hâldedir. Bugün önümüze getirilen bu teklif de işte bu çarpık anlayışın yeni bir örneğidir.

Yasa teklifi, Hükûmetin "enerji ve madencilik yatırımlarını hızlandırma" adı altında sermayeye yeni rant kapıları açma planının yasal kılıfıdır. Bu teklif ne halkın ne doğanın ne de geleceğin çıkarını gözetmektedir. Tek gözettiği şey, yıllardır halkı ve doğayı talan eden maden ve enerji şirketlerinin çıkarıdır. Oysa biz, sadece yasa metninde değil memleketin dört bir yanında yaşanan felaketlerde bu zihniyetin sonuçlarını görmekteyiz. Kürt şehirleri başta olmak üzere Türkiye'nin her köşesinde doğa yıllardır sermaye uğruna yok ediliyor. Şırnak'ın altını maden ocaklarıyla, üstünü ağaç kesimi ve orman yangınlarıyla yok ettiniz. Onlarca yıldır doğasını talan ettiniz, işçilerini ölüme terk ettiniz. Ne çevre bıraktınız ne doğal yaşam alanı. Van'da mermer ocağı açtınız, halkın toprağını ve suyunu gasbettiniz, köylüyü baskıyla susturmaya çalıştınız. Erzincan İliç'te altın madeni açtınız, siyanürle toprağı zehirlediniz, toprak kaymalarıyla doğayı katlettiniz, milyonlarca insanın hayatını tehdit ettiniz. Siirt Şirvan'da maden ocakları açtınız, onlarca insanın o ocaklarda hayattan koparılmasına seyirci kaldınız, şehrin havasını ve suyunu kirlettiniz. Dersim'de 145 maden projesiyle Munzur Dağları'na ve Munzur Gözelerine göz diktiniz, endemik türleri yok ettiniz, köylüyü göçe zorladınız. Batman ve Diyarbakır arasındaki Zore Vadisi'nde HES projeleriyle halkın nefes aldığı alanları yok ettiniz. Malatya Hekimhan'da maden şirketlerini talana davet ettiniz, toprağı arsenikle zehirlediniz, hayvancılığı bitirdiniz, halkı göçe zorladınız. Hasankeyf'i sulara gömdünüz, on iki bin yıllık tarihi yok ettiniz. Bütün bunların sonucunda halk fakirleşti, doğa yok oldu, kültürler silindi ve şimdi, kalkıp bütün bunları hızlandıracak bir yasayı dayatıyorsunuz. Kürt kentlerinde halkın direnç noktalarını kırmak, halkı göçe zorlamak... Dün özel güvenlik alanları ilan ettiğiniz yerlerin yanına şimdi de özel rant alanları eklediniz. Bu yasa da işte bu politikaların, bu talan ekonomisinin yasal garantisi olacak.

Hatay'da, İzmir'de, Manisa'da, ülkenin dört bir yanında cayır cayır yanan ormanlar zamansız ve yetersiz müdahalenin sonucudur.

Bu yasa, doğaya karşı açılan savaşın, talan düzeninin, sermaye için işlenen suçların yeni zırhıdır; biz buna karşıyız değerli milletvekilleri. Bu yasa; yıllardır süren ekolojik yıkımı daha da derinleştirecek, halkın yaşam alanlarını sermayeye teslim edecek bir düzenlemenin önünü açmaktadır. Yıllardır gözümüzün önünde gerçekleşen yıkımların, insanları yerinden eden ve geçim kaynaklarını kurutan projelerin yarattığı sonuçlar ortada iken bu yasa teklifi yeni bir felaketin kapısını açmaktadır. Buna ne halkın rızası var ne doğanın izni. Biz, bu teklif derhâl geri çekilmelidir diyoruz. Meclis, şirketlerin değil halkın ve yaşamın yanında saf tutmalıdır. Biz bu yasaya karşıyız çünkü bu yasa yaşamı değil sermayeyi koruyor. Biz bu yasaya karşıyız çünkü bu yasa halkın değil şirketlerin emrinde. Bu kürsüden çok anlattık ancak gözü ranttan ve paradan başka bir şey görmeyen iktidarın umurunda olmadı.

Unutmayın ki Kızılderililer dün haklıydı, yarın da haklı olacaktır. Ne diyorlardı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

SABAHAT ERDOĞAN SARITAŞ (Devamla) - Teşekkür ederim.

Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacaksınız diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)