GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:110
Tarih:17.07.2025

SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün konuştuğumuz yasa topraklarımızın derinliklerinde yatan zenginliklerin halkın yararına kullanılmasını konuşturmuyor maalesef bize; doğaya, yaşam hakkına hoyrat bir şekilde saldıran bir sistemin kâr hırsıyla hareket etmesinin önü nasıl daha fazla açılır, bunu konuşturuyor. Hiçbirimizin ülkenin madenlerinden, yer altı zenginliklerinden faydalanılmasına karşı olduğu yok. Hiçbirimiz doğanın altındaki cevheri orada çürütelim de demiyoruz. Ancak bunu savunmak madencilik faaliyetlerinin vahşileştirilmesini, denetimsizleştirilmesini, şirketlerin hukuk üstü hâle getirilmesini kabul etmek anlamına da gelmiyor. Bugün geldiğimiz noktada ne yazık ki birçok madencilik faaliyeti doğrudan yaşam alanlarına yönelmiş durumda; Kaz Dağları'nda talan edilen orman, Fatsa'da siyanürle zehirlenen toprak, İliç'te toprak altında cesedi bile bulunamayan işçiler hep bu hırsın eseri. Her biri vahşi madenciliğin kârdan başka değerinin olmadığını gösteren birer sembol. Bu yasa da sermayeye bu tahribatı daha kolay yapabileceği hukuki zemini hazırlamak üzere kuruluyor. Peki, nasıl yapıyor? Tek bir torbayla Maden Kanunu'nu, Zeytincilik Kanunu'nu, Mera Kanunu'nu, orman ve çevre kanunlarını, elektrik ve enerji piyasası düzenlemelerini birer birer hükümsüz kılarak sunuyor; zeytinlikler maden şirketlerine, meralar enerji projelerine, ormanlar özel sermayeye, köylünün, emekçinin geçim kaynakları ise belirsizliğe açılarak sunuyor; projeler için gerekli ÇED süreçlerini baskılayarak sunuyor; kurumların görüş süresini kısaltarak, yanıt verilmezse olumlu sayarak sunuyor; yöre halkının ve toplumun itiraz hakkını pratikte ortadan kaldırarak sunuyor; zeytinlikleri taşınabilir meta kabul ederek "Yerlerine maden ve enerji projeleri yapılabilecek." diyerek sunuyor; Danıştayın daha önce iptal ettiği yönetmelik değişikliğini bu kez yasayla geri getirerek sunuyor; RES, GES ve HES projelerini, meraların kolayca tahsil edilmesini sağlayarak sunuyor; hayvancılığın bel kemiği olan alanları kırsal yoksulluğu derinleştirecek şekilde tasfiye ederek sunuyor; ormanlarda yatırımcılara uzun süreli, düşük bedelli kullanım hakkı vererek sunuyor; 2035 yılına kadar enerji projeleri için köylünün toprağının acele kamulaştırılmasının önünü açarak sunuyor; "stratejik ve kritik madenler" adı altında hukuk ve mülkiyet hakkı tehdit edilip özel mülkiyete el koymanın önünü açarak sunuyor; 2024 öncesinde ruhsatsız yapılmış enerji ve maden tesislerini yasal hâle getirerek sunuyor; Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünü diğer kamu kurumlarının yerine karar verecek olağanüstü yetkilere kavuşturarak sunuyor; kurumlar izin vermezse siyasi bir kurul olacağı şüpheli olan Cumhurbaşkanı yardımcısının başkanlık edeceği bir kurulun tek başına izin vermesinin önünü açarak sunuyor; koordinatlarını belirterek birkaç şirket lehine imtiyazlı kanun çıkararak ilerisi için de asırlık miras bir kanunda büyük bir gedik açarak sunuyor. Bu yasa yalnızca doğayı değil geçimlik tarımı, kırsal ekonomiyi, halk sağlığını, toplumsal adaleti de tehdit ediyor.

Evet, iktidar zamanın ruhuna uygun hareket ediyor, bu dönemin ruhu tutarsızlık. Geçen hafta bizim de milletimizin de inanmadığı ama kendi iddianıza göre "emisyon azaltımı, yutak alan, yeşil kalkınma" gibi kavramlarla süslenmiş sözde İklim Kanunu'nu geçirdiniz bu Meclisten. Bir hafta sonra doğrudan doğayı, köylüyü, üreticiyi hedef alan maden kanununu geçirmeye kalkıyorsunuz. Bir gün "iklim" deyip ertesi gün maden ruhsatı basan bir anlayıştan şuur ve hayır beklemiyoruz elbette.

Bu yasa geri çekilmeli derken madenlerden elde edeceğimiz zenginliğe karşı olduğumuz için karşı değiliz, doğayı bir meta olarak görmediğimiz için itiraz ediyoruz; merayı, zeytinliği, ormanı yaşam alanı olarak gördüğümüz için itiraz ediyoruz; zeytin ağaçlarını taşırken zeytinin bereketini, kültürünü, medeniyetini, taşıyamayacağınızı bildiğimiz için itiraz ediyoruz; bir defa kullanılıp atılacak bir maden için binlerce yıllık birikimi, bereketi heba edeceğiniz için itiraz ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, önce İklim Kanunu'nun, ardından zeytin yasasının gelmesi tesadüf olmasa gerek. Küresel baronların talimatlarıyla, verdikleri ev ödevleriyle bu yasalar tek tek Meclisten geçiriliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) - Meralar enerji firmalarının, zeytinlikler maden firmalarının insafına terk edilerek tarım da hayvancılık da yavaş yavaş yok ediliyor.

Değerli milletvekilleri, biz, Allah'ın üzerine yemin ettiği bir meyvenin kanununu konuştuğumuz için temkinliyiz. Biz, Rabb'imizin hangi nimetini yalanladığınızın farkında olduğumuz için endişeliyiz ve biz, bu koşullarda, bu kanuna "evet" deme vebaline girmekten korktuğumuz için hayır diyeceğiz diyorum, sizleri de tekrar düşünmeye davet ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)