GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:106
Tarih:08.07.2025

YENİ YOL GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisinin Meclisin tatilde olduğu bir dönemde, çok önemli yasa değişikliklerini görüşmek üzere bizi olağanüstü toplantıya davet ettiği bu günde Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarında sadece 1 milletvekili arkadaşım var, Sayın Oğuz Üçüncü, saygıyla selamlıyorum sizi; 272 AK PARTİ'li milletvekilini temsilen tek kişi olarak şu an Genel Kuruldasınız, önünüzde saygıyla eğiliyorum, çok teşekkür ederim kanun teklifinize göstermiş olduğunuz saygıdan dolayı. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)

Sayın Başkanım, biz burada çok önemli bir yasa teklifini görüşüyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisinden 1, şu anda da Milliyetçi Hareket Partisinden çok değerli 1 vekil arkadaşımız geldi, Cumhur İttifakı'ndan toplam 2 milletvekilinin bulunduğu bir Genel Kurulda kanun teklifi görüşüyoruz. Ondan sonra, yoklama benzeri talepleri sizin de içerisinde bulunduğunuz Meclis Başkanlık Divanı "Ya, sık sık yoklama istemek bir hakkın kötüye kullanımıdır..." Peki, yoklama yok diye sadece 2 vekille burada bulunmak bir hakkın kötüye kullanımı değil midir Sayın Başkanım? Sadece 2 vekille bulunup ondan sonra oylama sırasında içeri doluşmak... Esas hakkın kötüye kullanılmasını arıyorsanız orada arayın onu diye buradan bir kez daha teklif ediyorum.

Şimdi, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle kanun teklifi verme hakkı sadece milletvekiline şeklen tanınsa da AK PARTİ uygulamalarında sadece bakanlıkların teknik bürokratları tarafından hazırlanan yasa metinlerinin bugün burada bulunmayan, dışarıda birazdan oy kullanmak için içeriye girecek olan Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarımızın imza sürecini tamamladığı şeklî metinlerle burada konuşuyoruz. Zaten kanun verme teklifini baypas etmişsiniz, şimdi de maalesef Meclis gündemini tayin etme hakkını da -değerli AK PARTİ'li Vekil Arkadaşımız Oğuz Üçüncü, ben sana söylüyorum, sen burada bulunmayan 270 civarındaki AK PARTİ'liye anlatırsın- aldınız, gündemi de değiştirmiş oldunuz, gündemi belirleme yetkisini de elinden aldınız.

MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Salonda tek bir AK PARTİ'li arkadaş var, Oğuz Üçüncü; bravo(!)

BÜLENT KAYA (Devamla) - Şimdi, İklim Yasası 9 Nisanda geri çekildi. Kim çekti, niye çekti; belli değil. Daha sonra, üç hafta önce pazartesi günü birden aklınıza esti, İklim Yasası'nı gündeme aldınız. Geçen hafta burada Maden Yasası'nı görüştük. Burada Sanayi Komisyonunun değerli üyeleri vardı, hepsini pistten çektiniz, şimdi de başka Komisyon üyelerini piste alıyorsunuz. Ya, buna bir karar verin artık; bu Meclisin çalışma düzenini kim belirliyor, nasıl belirliyor; neye göre pistten alıp tekrar piste Komisyon üyesi veriyorsunuz, ben anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Dolayısıyla müzik değişince dans değişecekse yukarıdan gelen talimatla Meclis gündemini değiştirmek de maalesef sizlere nasip olmuş oldu. Çok gerilere gitmeye gerek yok. İşte, İklim Yasası'ndaki durum bu, Maden Yasası'ndaki durum bu. Ya, siz bu Meclise "Trafik Yasası" diye bir yasa teklifi getirdiniz, Komisyonda uzun müzakerelerle görüştünüz, ses seda yok, Trafik Kanunu Meclis gündemine alınmadı. Torba yasa garabeti diye bir garabeti çıkardınız bu Meclisin başına, ilgili kanun teklifinde tam 10 değişik kanunda madde düzenlemeleri var. Zaten yürürlük ve diğer maddeyi kaldırdığımız zaman toplam 20 maddelik bir kanun teklifi, 10 tane değişik kanunda düzenleme yapılıyor. "Torba kanun" dediğiniz şey... İç Tüzük'ün 91'inci maddesinde istisna olarak getirilen bir temel kanun var, torba kanunu artık genel bir kural hâline getirdiniz. Bir de şimdi, az evvel Sayın Meclis Başkan Vekilimiz sunulan öneri çerçevesinde "Bunu İç Tüzük'ün 91'inci maddesi çerçevesinde görüşüyoruz." diye bir kararı burada bizlere okudu. Ne diyor 91'inci madde: "Bir hukuk dalını sistematik olarak bütünüyle veya kapsamlı olarak değiştirecek biçimde genel ilkeleri içermesi." Hangisi genel ilkeleri içeriyor? İki tane oradan sipariş alıyorsunuz, iki tane oradan sipariş alıyorsunuz, bir tane oradan sipariş alıyorsunuz; torbalarını Bakanlıklar dolduruyor, size çuvalı veriyor, sırtlayıp Genel Kurula getiriyorsunuz, bunu da bize "temel kanun." diye yutturuyorsunuz; bu da bir hakkın kötüye kullanımı. Niye? Çünkü İç Tüzük'ün 81'inci maddesinde kanun tekliflerinin nasıl görüşüleceği belli, grupların konuşma süreleri belli, verilecek değişiklik önergelerinin sayısı da belli. Siz 81'inci maddede tanınan hakları muhalefetin elinden almak için her kanun teklifinizi buraya "temel kanun" diye getiriyorsunuz. Bu, bir hakkın kötüye kullanımı değil midir Allah'ınızı severseniz? Muhalefetin sizi sıkıştırmak için, Genel Kurula getirmek için yoklama taleplerine, aman ha... Bir hakkın kötüye kullanımı olarak arkadan dolanıp "Nasıl buraya hiç vekil arkadaşların gelmemesini temin edebiliriz?" diye Meclis Başkanının gündemine sokuyorsunuz ama gerek torba yasada gerek 91'inci maddedeki temel kanunla ilgili hakkı her hafta kötüye kullanmaktan maalesef bir geri adım atmıyorsunuz. Dolayısıyla "Sizin nerenizi düzeltelim?" diyoruz ama düzelecek maalesef hiçbir tarafınız yok. Burada Türkiye Büyük Millet Meclisinin milletvekillerinin iradelerine hep beraber sahip çıkmamız lazım.

Bir diğer önemli husus, yasaları Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde kim teklif eder? Milletvekilleri. Çalışma Bakanı emekliye yapılacak asgari zamla ilgili bir oranı açıklıyor, sonra da çocuklarla dalga geçer gibi "Tabii, takdir Türkiye Büyük Millet Meclisinin hakkıdır." diyor. Ben de burada değerli AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlara ve Milliyetçi Hareket Partili milletvekili arkadaşlara sesleniyorum: Hiç olmazsa bu emeklilik maaşını -biliyorum, böyle çok daha artıracak bir imkânınız yok, ne cebinizde para var ne bütçenizde bu para var ama- hiç olmazsa 1 lira artıralım ki son sözü söyleme hakkının, kanun yapma hakkının Türkiye Büyük Millet Meclisinde olduğunu o Çalışma Bakanına da bu kanunları hazırlayan -bugün komisyon sıralarında bir kısmı oturan- değerli bürokrat arkadaşlara da hatırlatalım. Kanun yapma hakkı Türkiye Büyük Millet Meclisine mi ait yoksa Bakanlığın teknik bürokratlarına mı ait? Bir kanuni düzenlemeyle emeklilerin asgari alması gereken maaşı belirleme yetkisi Çalışma Bakanına mı ait yoksa Türkiye Büyük Millet Meclisine mi ait? Bunu da dosta düşmana gösterelim diyorum ama maalesef bunu da yapacak bir imkâna sahip olmadığınızı bir kez daha ifade ediyorum.

Bir diğer önemli husus, 15 tane ihtisas komisyonu var ya değerli AK PARTİ'li vekil arkadaşlarım. 1 kişi daha geldi, dolayısıyla Sayın Oğuz Üçüncü'ye hitap ediyorum ve ona emanet ediyorum, 270 kişiye... Hani duyanlar duymayanlara ifade etmiş olsun.

MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - 1 arkadaş daha geldi.

BÜLENT KAYA (Devamla) - İşte, 1 arkadaş daha geldi ama yine de Oğuz Bey bu yükü sırtlansın. Emanetimdir size Sayın Oğuz Üçüncü, diğer 270 AK PARTİ'li vekile lütfen anlatın çünkü şu an sizden başka bir diğer değerli vekil arkadaşımın dışında iktidar sıralarında kimse yok. Bunu size emanet ediyorum, siz de bunu onlara söyleyin. 15 tane ihtisas komisyonumuz var değil mi? Ya, her kanunu Plan ve Bütçe Komisyonuna getiriyorsunuz temel kanun diye. Burada Millî Savunmayla ilgili düzenlemeler var, Gençlik ve Sporla ilgili düzenlemeler var, Turizmi Teşvik Kanunu'yla ilgili düzenlemeler var, İş Kanunu'yla ilgili düzenlemeler var, Sosyal Sigortalarla ilgili düzenlemeler var. Sayın Sadullah Kısacık Plan ve Bütçe Komisyonu üyemiz, maşallah, 15 ihtisas komisyonunun bütün yükünü kendisi sırtlıyor, artık her konuda uzman oldu. Dolayısıyla Meclisi boşuna uğraştırmayın. 15 tane ihtisas komisyonu kurup, her komisyon başkanının altına bir araba verip, komisyon başkanlarına ve başkan vekillerine de başka imkânlar verip bu milletin bütçesini boşuna harcamayın. Çoğu çalışmıyor zaten, bırakın tek bir komisyon olsun, o da Plan ve Bütçe Komisyonu olsun, bütün yasa teklifleri zaten orada temel kanun olarak görüşülüyor. Dolayısıyla Millî Savunmayla ilgili de Plan ve Bütçe Komisyonu karar versin, Kültür ve Turizmle ilgili de Plan ve Bütçe... Hatta yargıyla ilgili de Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmeler yapıyorsunuz. Dolayısıyla gelin, bu ülkeyi bu israftan kurtaralım, bu 15 tane ihtisas komisyonunu kaldıralım, Türkiye Büyük Millet Meclisinde tek bir ihtisas komisyonu olsun; sizi de bu dertten kurtaralım, bütün kanun teklifleriniz aynı komisyondan geçsin. Zaten noktasına, virgülüne dokunmadan bunları bu Meclisten geçiriyorsunuz. Gerçekten söylemekten benim hicap ettiğim bu hususları dikkate alan olur mu? Çok da emin değilim ama tarihe not düşmek adına, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki iktidarıyla muhalefetiyle bütün milletvekillerinin hakkına, hukukuna sahip çıkma adına bu kürsüden bunları söyleyip kayda geçirmeyi bir borç olarak biliyorum. İnşallah, bunu duyan iktidar partisinin milletvekilleri de burada "Milletvekilleri bürokratların, bakanların el kaldırıp el indiren makineleri değildir." şeklinde bir hükme varırlar da buradan artık bunu konuşuruz ki zaten Sayın Cumhurbaşkanı Adalet ve Kalkınma Partisini büyük hayallerle kurduğu zaman ne diyordu? "Bizim iktidarımızda, bizim partimizde milletvekilleri el kaldırıp el indiren makineler değildir." diyordu. Bugün geldiğimiz noktada muhalefetin herhangi bir teklifine el kaldırıp el indirebilecek bir AK PARTİ'li milletvekili arkadaş var mı ya da iktidar partisinden gelen bir kanun teklifine "Hayır, ben el kaldırmıyorum." veya "Elektronik oylamada oy kullanmıyorum." diyen tek bir vekil var mı? Tam tersine "Aman ha, o torbada benim de ismim olsun, ne olur ne olmaz, maazallah, Cumhurbaşkanının önüne gittiği zaman ben burada oy vermemiş olan biri durumuna düşmeyeyim." diye koştura koştura bu kanun tekliflerine oy veriyorsunuz. Böyle bir Meclisin itibarı olmaz, bu Meclisi ne yürütme dikkate alır ne yargı dikkate alır ne bürokrat dikkate alır ne de millet dikkate alır. Milletvekilleri kendi saygınlığına kendisi sahip çıkmak zorundadır. İşte, bugün hâlâ on dakikalık konuşmamıza rağmen, 270 küsur AK PARTİ'li arkadaşımızdan hâlâ sadece 2'si Genel Kurulda. Bu mudur Allah aşkına kanun teklifine sahip çıkmak?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.

BÜLENT KAYA (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

Birazdan yine buralar boş görüldüğü zaman yoklama, karar yeter sayısı talebinde bulunulacak, Sayın Meclis Başkanımız kürsüye inip çıkmaktan yorulacak. Eminim, o da bu durumdan muzdariptir, o da kendi kanun teklifinin arkasında duramayan iktidar partisinin bu devamsızlığından şikâyetçidir ama elbette tarafsızlık gereği bir görüş serdetme imkânına sahip olmadığını ama onun da vicdanına bu durumun sığmadığını çok iyi biliyorum.

Dolayısıyla değerli AK PARTİ'li arkadaşlar, gelin, hiç olmazsa bu kanun teklifinde tek bir şey yapalım; emekli maaşlarındaki Hükûmetin getirdiği rakamı 1 lira artıralım, sadece 1 lira. Emin olun, o zaman çok şeyin değişmekte olduğunu hep beraber görmüş olacağız.

Beni sabırla dinleyen Sayın Oğuz Üçüncü ve diğer AK PARTİ'li vekil arkadaşım olmak üzere 2 vekil arkadaşı saygıyla selamlıyorum, bütün muhalefet gruplarını da saygıyla selamlıyorum.

Çok sağ olun. Teşekkür ediyorum. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)