| Konu: | SAĞLIK HİZMETLERİ ALANINDA ARTAN SORUNLAR VE ÇALIŞANLARIN HUZURSUZLUKLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 14.02.2012 |
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde yaşanan sağlık sorunlarıyla ilgili gündem dışı söz almış bulunuyorum.
Bugün, Dünya Öykü Günü. Ülkemizin bütün değerli öykücülerini selamlarken cezaevindeki şair, yazar, akademisyen, gazeteci, avukat, tüm düşünce suçlularının özgürlüklerine kavuşmalarını diliyorum.
Diyarbakır Cezaevinde halkının özgürlüğü için açlık grevine başlayan Şırnak Milletvekili Selma Irmak'ın çığlığını hep birlikte duyalım, keza, Van'da çadırları ellerinden alınan depremzedeleri de. Bugün toplu gözaltılar, toplu ölümler, İstanbul Hey Tekstilde olduğu gibi 420 işçinin birden işten çıkartılması, toplu işten atmalar? Böyle bir ülkede ne yazık ki sağlıklı kalabilmek mümkün değil.
Geçtiğimiz haftalarda İstanbul ve Ankara'da, Türkiye'nin büyük tıp fakültelerinin emekçileriyle buluştum. Hocasından hemşiresine, asistanından teknisyenine, taşeron işçisinden hekimine hepsinin ortak sorunu, halka sağlıklı hizmet verememek ve çalışan olarak büyük sıkıntılar yaşamak. Nedeni ise Hükûmetin hâlen övündüğü "Sağlıkta Dönüşüm Programı" adı altında dokuz yıldır sürdürdüğü sağlık politikalarının yarattığı tahribatlar, 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Tam Gün Yasası ve genel sağlık sigortasıyla çoğalan sorunlardır. Gelir testi için sıralarda, kuyruklarda? SGK kurumlarının önünde vatandaşlar kuyruk oluşturuyor. Yeşil kartlılar, on sekiz yaşını geçmiş kız çocuğu bulunan aileler, kayıt dışı çalışmaya itilmiş 100 binlerce işçi "Sağlık hizmeti alabilecek miyim?" sorusunu soruyor. Asgari ücretin üçte 1'inden biraz fazla geliri olanlar ne yapacaklar? Bu parayla ev kirası mı verecekler, SGK primi mi ödeyecekler, çocuklarını okula mı gönderecekler yoksa ailelerini besleyebilecekler mi?
Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ yakın zamanda yaptığı basın toplantısında "Amacımız, sağlığı ticarileştiren anlayıştan kurtarmak." dedi. Sayın Sağlık Bakanına sormak gerekiyor: Daha iki ay önce Türkiye'yi sağlıkta cazibe merkezi hâline getirmek amacıyla sağlıkta serbest bölgeleri yasalaştıran 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yi siz hazırlamadınız mı? Hekimlik yapmak isteyen aile hekimlerini elektrik, su, kira, ısınma gideri faturalarını ödeyen ticarethane olmaya zorlayan siz değil misiniz? SES ve TTB öncülüğünde tüm sağlık emekçileri "Sağlıkta ticaret ölüm demektir." derken onları ideolojik olmakla suçlayan siz değil misiniz?
Hastane ziyaretlerimin sonuçlarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Sağlık hizmeti sunumu ekip işi olmaktan çıkmıştır. Bakanlığın hastaya "Ne kadar işlem o kadar para." anlayışıyla dayattığı performans ücretlendirmesi sağlık emekçilerinin deyişiyle bonus biriktirme uygulaması iş barışını bozmuştur. Hastaya yaklaşımda etik değerler büyük ölçüde zedelenmiştir. Sağlık emekçileri iş ve gelir güvencesizliği yaşamaktadır. Uygulanan bu sistemin hastalarla sağlık emekçilerini karşı karşıya getirmesini ise hep birlikte biliyoruz, şiddet vakaları gazetelerden düşmüyor. Daha çok muayene daha fazla kâr anlayışı ile Avrupa'da en az yirmi dakika olan muayene süresi SGK tarafından on dakikaya indirilmiştir. Biliyor musunuz, İstanbul Bağcılar Devlet Hastanesinde günde 7 bin hastaya bakılmaktadır. Artık sağlık hizmetinde kalite değil, sayılar konuşuluyor. Bu çalışma koşullarına dayanabilmek için ilaç kullanan hekimler vardır ve bu hekimlerden geçen yıl 3 tanesi yaşamını yitirmiştir.
Sağlık Bakanının memleketi Erzurum'da tam bir yılda, Erzurum'un nüfusu kadar olan sayı, 1 milyon 300 bin hastaya bakılmıştır.
Kışkırtılan sağlık ihtiyacıyla kaynaklar ilaç tekellerine, tıbbi teknoloji tekellerine, özel sağlık hizmetlerine aktarılmıştır.
Tam Gün Yasası'yla boşalan üniversite hastanelerinde tıp eğitiminin ciddi yara alacağı açıkken bu konuda ısrar niye? Alanında deneyimli birçok yetenekli hoca üniversite dışına itilmiştir. Hastalar doktorlarından, tıp öğrencileri hocalarından mahrum bırakılmıştır. Üniversitede hasta bakamayan hoca, öğrencisine nasıl pratik eğitim verecektir?
Değerli milletvekilleri, sağlık emekçilerinin ve halkın sesine kulak verilmelidir. Halkın da, sağlıkçıların da talebi sağlık hizmetlerinin genel bütçeden karşılanmasıdır; sağlık hizmetlerinin nitelikli ve ulaşılabilir, ücretsiz olmasıdır; katkı ve katılım paylarının kaldırılmasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (Devamla) - Değerli Başkan, bir dakikayla sözlerimi tamamlamak istiyorum. Son bir dakika verirseniz?
BAŞKAN - Buyurunuz devam ediniz.
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (Devamla) - Ve elbette ki değerli milletvekilleri, sağlıklı bir yaşam için her şeyden önce ülkemizde barışı kazanmak zorundayız.
Sözlerimi dünya halklarının büyük şairi Bertolt Brecht'le sonlandırmak istiyorum:
"Bize öyle geliyor ki karşı çıkmak en iyisi.
Ve en küçük bir sevinçten bile vazgeçmemek.
Ve kovmak yeryüzündeki acıyı yaratanları.
Ve sonunda yaşanır bir hâle getirmek dünyayı."
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Tüzel.