GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:104
Tarih:02.07.2025

AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemiz alevler altında. Sadece yangın risklerinin ve sıklıklarının artması bile bugünkü gündemimiz olan iklim kanununun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. İşin trajik yanı ise yanan her orman varlığımız neticesinde karbon yutak kapasitemizin biraz daha azalması ve iklim değişikliği risklerine kırılganlığımızın artması. İşte, böyle bir ortamda Meclisimize yeniden sunulan İklim Kanunu Teklifi'nin iklim krizine karşı gerçekçi bir çözüm sunmak yerine karbon ticareti üzerinden yeni bir rant alanı oluşturma hedefini sürdürmesi de oldukça üzücüdür. Bu teklif, kirletici tesis sahiplerine kirletme hakkı satın alma imkânı tanıyarak emisyon azaltımını geri plana itmekte. Üstelik yükümlülüklerin bir bölümünün eş değer karbon kredisiyle karşılanabileceği ifadesi belirsizlik yaratarak somut oran ve sınırlamalardan kaçınmakta. Teklifte kademeli indirim yükümlülüğünün kapsam ve mekanizması da muğlaktır ve böylece kirletici işletmeler, faaliyetlerini sınırsızca sürdürebileceklerdir. Yıllardır gelir eşitsizliğini derinleştiren iktidar, teklifin bu hâliyle "karbon eşitsizliği" gibi bir kavramı da hayatımıza yerleştirmeye hazırlanmaktadır.

Bu teklif bir vizyon boşluğuyla karşımızdadır. Sanki iklim değişikliği tüm riskleriyle ortada değilmiş, bir ekolojik kriz yokmuş gibi sadece "yeşil büyüme" kavramına odaklanıldığını görüyoruz. Oysa krizin merkezinde canlılar var, biz varız, toprak, hava, su var, bir bütün olarak ekosistem var. Bu farkındalığın çıktılarından biri olan "adil geçiş" kavramı teklif metninde kendine yer bulsa da adil geçişin nasıl hayata geçirileceği kanunda gösterilmemiştir. Kapsamlı bir adil geçiş süreci, işçilerin yeni beceriler kazanacağı eğitim programları, gelir desteği ve sosyal güvence mekanizmaları olmadan var olamaz.

Ayrıca, teklif "çocuk, kadın, yaşlı, engelli ve benzeri" ifadesiyle kırılgan grupları da muğlak bırakıyor. Bu yaklaşım, iklim politikalarının toplumsal boyutunu, eşitlik ve sosyal adalet ilkelerini de hiçe saymaktadır. Küresel karbon piyasasının riskleri de metinde göz ardı edilmiştir. Uluslararası karbon piyasalarında denetim belirsiz, güvenilirlik tartışmalıdır. Çift sayım ve sızıntı riskleri ülkemizin doğal varlıklarını spekülasyonlara maruz bırakabilir. 17'nci maddede "...diğer kanunların ilgili hükümleri niteliğine uygun düştüğü ölçüde uygulanır." hükmüne eklenen "ve iklim değişikliğiyle mücadeleye" ifadesi boşlukların iklim hedeflerine uygun doldurulacağı mesajını taşıyor. Bu küçük ekleme olumlu olsa da hangi kanun hükümlerinin hangi uyum kriterleriyle seçileceği hâlâ muğlaktır. Ayrıca, usul ve esasları belirleyecek olan Başkanlığın tam yetkiyle düzenleyeceği yönetmelikler Meclis denetimine açık olmalıdır. Aksi hâlde, hukuki şeffaflık arayışımız yine kâğıt üzerinde kalacaktır. Bu metin, ekolojik krize bir yanıt olmak ve enerji dönüşümünü sağlamak yerine sermaye piyasalarını korumayı amaçlıyor. İklim krizine karşı kararlı duruş ancak bağlayıcı emisyon hedefleri, katılımcı adil geçiş mekanizmaları ve sıkı yaptırımlarla sağlanır.

Teklif, iklim aciliyeti karşısında âdeta hareketsizlik sergilemektedir. Bu teklifin işlevsel olması için acilen 3 adım atılmalıdır. Birincisi, tüm sektörler ve bölgeler için karbon azaltım yükümlülükleri tanımlanmalı, beş yılda bir güncellenecek detaylı yol haritaları belirlenmelidir. İkincisi, yıllık izleme raporları Meclis gündemine sunularak sapmalar anında giderilmeli, bağımsız bir denetim birimi kurulmalıdır. Üçüncüsü, adil geçiş mekanizmaları somut destek kalemleriyle tanımlanmalı; işçilerin, çiftçilerin ve kırılgan grupların yeni enerji ekonomisine uyumu eğitim ve gelir desteği paketleriyle güvence altına alınmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

AYKUT KAYA (Devamla) - Beklentimiz, iklim krizini merkezine alan gerçekçi, toplumsal ve çevresel sorumluluğa dayalı bir yasayı bugünümüze ve yarınımıza armağan etmektir. Hepinizi iklim adaleti ilkesini güçlendirecek, işçiden öğrenciye herkesi kapsayacak somut önerilerimizi dikkate almaya davet ediyorum. Gelin, iklim krizini sömürmeyelim, halkın ve doğanın hakkını koruyacak bir iklim yasasını hep beraber çıkaralım.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)